Trevor Riley'in cesedini kaldırırken, kaplamanın gevşek olduğunu farkettim, ve çektiğimde... | Open Subtitles | بينما كنت أنقل جثمان رايلي لاحظت بأن الواجهة غير مُحكمة التثبيت وعندما قمت بنزعها |
Ölüm haberleriyle ilgili olarak 93 numaranın cesedini dağlarda bulduğumuzu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لأعلان اخبار حزينـــــة بأننا وجدنا جثمان 93 في الجبال |
Tabutundaki Pulaski'nin cesedi gömüldü. | Open Subtitles | في الصندوق ، مدفون مع جثمان المحقق بولاسكي |
Gördüğün ağabeyinin cesedi değildi. Bir şekil değiştirici ağabeyinin kimliğine girmişti. | Open Subtitles | حسناً ، لم يكن ما رأيته جثمان أخيك، لقد كان متحور على هيئة أخيك. |
Bir ceset yüzerek yanıma geldi. | Open Subtitles | كم أني نظفت جثمان رجل ميت يشاركني بالكتف |
Sultan kızkardeşinin cesedinin iadesini istiyor sorumluların kellerini ve de Kudüs'ün teslim olmasını! | Open Subtitles | السلطان يطلب جثمان أخته ورأس المسؤول عن ذلك وإستسلام القدس |
Mike'ın bedenini bırakması için adamını Klein'in üzerine gönderebilir misin? | Open Subtitles | أبإمكانك جَلْب رَجُلُكَ لجعل (كلاين) يفرج عن جثمان (مايك ستراوس)؟ |
Kardeşinin cesedini evin yakınındaki bir hendekte buldular. | Open Subtitles | وعثرت على جثمان أخيك في خندق ليس بعيداً عن المنزل. |
Mario Lazaro'nun cesedini getireceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | انت وعتني انك سوف تحضر جثمان ماريا لازورو للوطن. |
Halbuki yapmanız gereken tek şey bir viking cesedini yakmaktır. | Open Subtitles | لكن لا يتعيّن عليك سوى حرق جثمان اسكندنافيّ. |
Kardeşimin cesedini bulmaları için askerler gönderdim ama ne ondan ne de Büyücüler Lordu'nun kılıcından eser yok. | Open Subtitles | بعثت بجنود لإيجاد جثمان أخي، لكن لا أثر له ولا لسيف المشعوذ. |
Oğlumun cesedini almadan eve dönemem. | Open Subtitles | لا أستيع الذهاب لحين عودة جثمان ولدي الى البلاد |
Kardeşinin cesedi hâlâ içerideyken ailesinin evini ateşe verdi. | Open Subtitles | لقد أحرقت منزل أسرتها وما يزال بداخله جثمان أخيها |
Bir devriye az önce kuzey duvarının oraya gizlenmiş bir Kara Muhafız cesedi bulmuş. | Open Subtitles | أحد الدوريّات وجدت جثمان جنديّ مخبوءً بقرب السور الشماليّ. |
20 yıl önce ölmüş bir uyuşturucu satıcısının cesedi. | Open Subtitles | جثمان تاجر مخدرات منذ 20 سنــة ؟ |
Ortada bir ceset yoksa, Alaska yasalarına göre bir kişinin yasal olarak ölü beyan edilebilmesi için yedi yıl boyunca kayıp olması gerekiyor. | Open Subtitles | بدون جثمان حقيقى تحت قوانين ألاسكا لابد أن يظل الإنسان مفقود لسبعة أعوام قبل أن تعلن وفاته أو وفاتها قانونا |
Sevgili ölen karının cesedinin şu anda uzay boşluğunda sürüklendiğini düşünürsek ikinizin de onun gücünü hafife aldığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | بم أن جثمان زوجتك المحبوبة يحلق في الفضاء الآن يمكنني القول أن كلاكما قللتم من شأنها |
Hitler'in bedenini aldık ve parka doğru gittik. | Open Subtitles | ومن ثم حملنا جثمان (هتلر) وأنطلقنا به نحو الحديقة |
Elimizde gömecek naaşı bile yok. | Open Subtitles | ليس لدينا حتي جثمان لدفنه |
Grubun en iyi bedeni senin olur. | Open Subtitles | سوف تحصلين على أفضل جثمان فى المجموعات |
Bildiğim bir şey varsa o da, elinde bir katil varsa bir cesedin de olmalı. | Open Subtitles | أعلم أنه يجب أن يكون لديكِ جثمان قبل القاتل. |
O'Hara'nın vücudunu revire götür. Düzgün bir şekilde ortadan kaldırmalıyız. | Open Subtitles | خذوا جثمان (أوهارا) إلى العيادة إحزموه كما ينبغي |
İlk uzaylının cesedine saklanmış, başka bir uzaylı yaşam formuna ait izler bulduk. | Open Subtitles | اكتشفنا أثراً لحياة فضائية أخرى بداخل جثمان الفضائي. |
Kitabı babanın cesedinden aldın sanıyordum, ne ara söyledi bunları? | Open Subtitles | ظننتكَ أخذت هذه، المفكّرة من جثمان والدكَ، فأنّى تسنّى له استفاضة الحديث؟ |
Kennedy'nin tabutu, Franklin Delano Roosevelt'in de naaşını taşımış topçu arabasının üzerinde ilerliyor. | Open Subtitles | "نعش كينيدي محمول على ذات العربة " "التي حملت جثمان فرانكلين ديلانو روزفلت" |
Babanın kıçı kırık kalıntılarını çalmak seni fırtınanın ortasında bırakacaktır. | Open Subtitles | اتعلم ؟ اقصد سرقة جثمان ابيك بوسط العاصفه |