| Bugün, aslında benim için çok önemli bir gün. Çünkü doğum günüm. | TED | اليوم، في الواقع هو يوم خاص جداً بالنسبة لي لأنه عيد ميلادي |
| Diğer taraftansa her şey benim için çok hızlı ilerliyor. | Open Subtitles | و لكن من جهة أخرى هذا سريع جداً بالنسبة لي |
| İşte bu benim için çok ilginç bir yolculuğun başlangıcıydı. | TED | وكانت هذه بداية رحلة غريبة جداً بالنسبة لي |
| Buna her yönden bakabilirsin ama bir tanesi bana çok açik ve mükemmel bir sekilde açikliyor: hastamla yattin. | Open Subtitles | ,يمكنك أن تنظري للأمر من كل الزوايا لكن إحداها :الأشياء تبدو بسيطة جداً بالنسبة لي لقد نمتي مع مريضي |
| Sen bana çok kafa karıştırıcı. Ben alamadım. | Open Subtitles | أنتِ مربكةٌ جداً بالنسبة لي أنا لا أفهمكِ |
| Bana oldukça samimi göründü. | Open Subtitles | -بدا الأمر صادقاً جداً بالنسبة لي آمل أنّكَ تعرف ما تفعله |
| Şarkılarınız benim için fazla hüzünlü. | Open Subtitles | أغنياتك حزينة جداً بالنسبة لي على أي حال |
| Benim için fazlasıyla kuvvetli. | Open Subtitles | -إنه قوي جداً بالنسبة لي |
| Yani yaptığınız işin kalbimde çok özel bir yeri var ve bu benim için çok önemli." | TED | لذا فان لعملك مكانة خاصة جدا في قلبي وهو أيضاً مهم جداً بالنسبة لي. |
| Oysa şimdi, senin mutluluğun benim için çok önemli. | Open Subtitles | أما الآن فسعادتك هي أمر هام جداً بالنسبة لي. |
| Her şeye, insanlara, olan bitene, benim için çok zor. | Open Subtitles | إلى كل شيء .. إلى الناس إلى ماذا يجري. إنه صعب جداً بالنسبة لي. |
| Dinleyin, bu hayvan benim için çok değerli. | Open Subtitles | الآن، إسمعُ هذا الحيوانِ ثمينُ جداً بالنسبة لي |
| Dün gece benim için çok önemliydi. | Open Subtitles | الليلة الماضية كانت مهمة جداً بالنسبة لي. |
| Bugün bir görüşmeye gittim ve rolü alamadım, ki bu bana çok garip geldi. | Open Subtitles | لقد أديت تجربة أداء، ولم أحصل علي الدور وهذا غريب جداً بالنسبة لي |
| Annapolis'deyken bana çok yardımcı oldun ve belki sana bazı istemediğin tavsiyeler vererek borcumun bir kısmını ödeyebilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | أوه، كنت دائما مفيد جداً بالنسبة لي عندما كنت في أنابوليس وفكرت أنني ربما أستطيع أن أقدّم القليل |
| Pekala, bundan pek emin değilim. bana çok karmaşık geliyor. | Open Subtitles | حسناً اسمعي ، أنا لست مطمئناً لهذا الأمر يبدو فوضوياً جداً بالنسبة لي |
| - Bana oldukça kendinden emin görünüyordu. | Open Subtitles | . لقد بدت واثقة جداً بالنسبة لي |
| Bana oldukça gerçekçi geldiler. | Open Subtitles | انها تبدو واضحة جداً بالنسبة لي |
| benim için fazla mantıklı. Sevmekten çok hayranım. | Open Subtitles | إنه عقلاني جداً بالنسبة لي أحترمه أكثر من أن أحبه |
| Ay aşkları benim için fazla duygusal, neyse. | Open Subtitles | حب القمر عاطفي جداً بالنسبة لي, على أي حال |
| Şimdi sizinle bir şey paylaşacağım kişisel ve benim için önemli olan bir şey. | Open Subtitles | سأقوم بمشاركة شيئاً معكم شئ شخصي ومهم جداً بالنسبة لي |