| Hayalet danışmanım bana, seninle iletişim kuruyor olabileceğimi söyledi Büyükanne. | Open Subtitles | أخبرني مستشارو الأشباح حالاً أنّك من أتواصل معه يا جدتي |
| Büyükanne, seni terketmiyorum. Buraya geleli sadece 3 saat oldu. | Open Subtitles | جدتي أنا لست عامل نظافة لقد رميتها منذ ثلاث ساعات |
| Bu üç sert küçük serseriden soldaki benim Büyükannem, beş yaşında ve kız ve erkek kardeşi, yaşları on bir ve dokuz. | TED | هؤلاء الأشقياء الصغار الثلاثة هم من اليسار، جدتي في سن الخامسة، ثم أختها و أخوها كانت أعمارهم حينها 11 و 9 سنوات. |
| Peki ya internetin nasıl kullanıldığını bilmeyen 80 yaşındaki Büyükannem? | TED | ماذا عن جدتي ذو ال80 عاماً ولا تجيد استخدام الانترنت؟ |
| Nine ellerin neden bu kadar beyaz? | Open Subtitles | نقدمها نذرا لوجه الله تعالى لمسجد القرية جدتي.. لماذا يداك لونها بيضاء ناصعة؟ |
| Büyükanne Ruby'nin üvey babası Gramps Carnegie fabrikasından emekli olup maaş alan birkaç siyahtan biriydi. | TED | كان زوج جدتي جرامبس واحدا من السود القلة الذين تقاعدوا من مصنع كارنيجي وحصل على راتب التقاعد. |
| Dünyada en yakın hissettiğim insan bir anne, Büyükanne, büyük büyükanneydi. | TED | لكن الشخص الذي شعرت بأنه الأقرب لي في العالم كان أمي، جدتي، جدتي الكبرى، جدتي الأكبر. |
| Parkta oynuyordum. Mecburdum, Büyükanne. | Open Subtitles | لعبتُ في الحديقة, كان يجب أن أفعل ذلك يا جدتي |
| Sen Büyükanne Grammy'nin "Gerçek bir Yahudi" dediklerindensin. | Open Subtitles | أنت الذي كانت جدتي هول ستدعوه يهودي حقيقي |
| Büyükanne gelmene memnun olmuş ve seni rahatsız edenin ne olduğunu bilmek istiyor. | Open Subtitles | جدتي مسرورة أنك جئت و تريد أن تعلم مالذي يزعجك ؟ |
| Ne yapacağım şimdi Büyükanne? | Open Subtitles | جدتي ماذا علينا أن نفعل ؟ يريدون الإتصال بالمستشفى |
| Dolayısıyla, kendim için, annem için... Büyükannem, babam, amcam ve kamu yararı için... seni ve kardeşini öldürmek zorundayım. | Open Subtitles | لذا من اجلي و من اجل امي .. ِ جدتي ، ابي ، عمي و من اجل ذلك .. |
| Büyükannem de böyle bir yere yerleşmişti ama kişisel eşyalara izin verilmiyordu. | Open Subtitles | عندما ذهبت جدتي لسكن في.. مكان آخر لم يسمحوا بإجلاب أشياءها الخاصة |
| Büyükannem hasta, ve onu İsveç'e gitmeden önce ziyaret etmeliyim. | Open Subtitles | جدتي مريضة ويجب ان أزورها قبل أن أذهب الى السويد |
| Usulca parmaklarına geçir... Şey... Büyükannem öldüğünde bol çorap giymek istediğini söylemişti. | Open Subtitles | سأغطي أصابع قدميها برفق قالت لي جدتي أنها ترغب بارتداء الجوارب الواسعة |
| Hayır, Ellerin yumuşak ve güzel. Nine, Ne diyorlar biliyormusun? | Open Subtitles | لا هذا غير صحيح إنهما جميلتان وناعمتان جدا جدتي.. |
| Pazar günü Ninem iyi hissetmiyordu, hastaneye gitmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | الأحد، عند الفجر، شعرت جدتي بالتعب، واضطررنا للذهاب للمستشـفي بسـرعة. |
| Annesinin, büyükannemi merdivenlerden ittirdiğini örtbas etmek için yalan söyledi. | Open Subtitles | قامت بالكذب للتغطية على أن أمها دفعت جدتي على السلالم |
| Yaşasın! Arabaya bineceğim! Anneanne araba süreceğim! | Open Subtitles | ,سأتولى القيادة , أسرعوا .أتسمعين يا جدتي , سأتولى القيادة |
| babaanne lütfen durmalarını söyle. onun başına büyük dert olacak. | Open Subtitles | جدتي اطلبي منهم أن يتوقفوا جولي سيقع في مشاكل كثيرة |
| Tahmin edebildiğimiz kadarıyla gözlerinin bozulması, bu güneş tutulmasıyla hiç alakalı değildi. Fakat Babaannem zaten bunun kendi suçu olduğunu düşünerek ölmüştü. | TED | وبقدر معرفتنا, لم يتعلق الأمر بأي شكل بذلك الكسوف الجزئي, ولكن عندها كانت جدتي قد توفيت ظانة أنه خطؤها. |
| Köyde büyükannemle geçirdiğim her okul tatili bu inanılmaz fırsatın kendi ailem içinde yarattığı eşitsizliklerin bilincine varmamı sağladı. | TED | في كل عطلة مدرسية أقضيها في القرية مع جدتي جعلتني أدرك التفاوتات التي خلقتها هذه الفرصة المدهشة داخل عائلتنا. |
| Hayır, Büyük anne. Uyku vakti. Yatakta sigara olmaz, tamam mı? | Open Subtitles | لا جدتي انه وقت النوم,انت في السرير لا تستطيعين التدخين الان |
| Tanrım, burası daha çok ninemin ıvır zıvır çekmecesine benziyor. | Open Subtitles | حسنٌ، يا إلهي، ذلك أشبه بكثير من دولاب نفايات جدتي. |
| büyükannemin Avustralya'daki eski bir arkadaşı hakkında bir öykü anlattı. | Open Subtitles | وقد حدثني عن سيدة عجوز ودودة قريبة جدتي في أستراليا |
| Bu benim için üst düzey tasarruf ve bence anneannem de böylesini isterdi. | TED | هذا بالنسبة لي هو قمة حسن التدبير، وأعتقد أن هذا ما ستحبه جدتي. |
| büyük annem evcil bir hayvanın bana yardımı olacağını düşündü. | Open Subtitles | جدتي أملت بأن حيوان أليف قد يساعدني في تجاوز ذلك |