Chaplin'in bu kadar komik olmasının sebebi Britanya müzikhol geleneğinin bir parçası olmasıdır. | Open Subtitles | الآن, إن السبب في طرافة شابلن لأنه جزءٌ من فن الموسيقى الهزلية البريطانية. |
Yeteneğimin bir parçası. Yarın sabah ölecek. Sen de görevine dönsen iyi edersin. | Open Subtitles | هذا جزءٌ من قدراتي، سيموت بالصباح، الآن , يتعيّن عليكَ العودة إلى مسعاك. |
Bayan müşterilerle flört etmek de işinin bir parçası mı? | Open Subtitles | الدردشة مع الإناث من الزبائن أهذا جزءٌ من الإتفاق ؟ |
Bu yaptığım hatalar benim birer parçam. | Open Subtitles | تِلكَ الأخطاء التي ارتكبتُها إنها جزءٌ مني |
Tüm konuşmalarına rağmen, tüm hararetine rağmen, içinde hiç olamayacağın birisin olmak isteyen bir parça var. | Open Subtitles | معَ كُلِ كلامِك، كَل حَماسِك ما زَالَ هُناكَ جزءٌ مِنك يُريدُ أن يكونَ ما ليسَ ما أنتَ عليه |
Şayet bir parçan beni istemiyor olsaydı bunu asla yapmazdım. | Open Subtitles | لو جزءٌ منكَ لم يردني لما نجحت في القيام بهذا |
Birkaç dakika içinde, izleyicinin önemli bir kısmı hedef bölgeye giden yolu bulmuş ve geri kalanı dolaşımdan temizlenmiştir. | TED | خلال بضع دقائق، يستطيع جزءٌ كبيرٌ من الكاشف أن يصل إلى هدفه، ويتم إخلاء الدورة الدموية من الجزء المتبقّي. |
Denklemin bir parçasısın ve bunu sen olmadan başaramam. | Open Subtitles | أنتما جزءٌ من المعادلة، و لا يمكنني حلّها من دونكما |
Yenilenebilir enerji kaynaklarından beslenen bir ülke olmak bizim hikâyemizin zaten bir parçası. | TED | وإرادتنا لأن نكون بلداً أخضراً قائماً على الطاقة المتجددة هو أصلاً جزءٌ من قصتنا. |
Eğer cinselliği bütün sağlığımız ve iyiliğimizin bir parçası diye tanımlarsak kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da eşitliğe giden yoldaki bir sonraki önemli adımdır. | TED | وإذا قمنا بتعريف الجنس على أنّه جزءٌ من صحّتنا العامّة وسلامتنا، ومن ثمّ فإن تمكين النساء والبنات لكي يستوعبنها بشكل كامل تعتبر الخطوة التالية الهامّة لتحقيق المساواة. |
Çünkü kendimi bir topluluğun parçası olarak hiç hissetmedim. Kökenimin hikâyelerini öğrenmeye çalıştım. Kendimi yeniden keşfetmek için onları birbirine bağladım. | TED | ولأني لم أشعر بأني جزءٌ من أي مجتمع، رأيت أن أتعلم القصص من تراثي وربطتها معاً لأعيد اكتشاف خاصتي. |
Açıklaması zor, efendim. Bir parçası olmamayı tercih ederim. | Open Subtitles | من الصعب الشرح , سيدي لكنى أفضل ان لا أكون جزءٌ منه |
Final'in bir parçası olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ بأنهُ جزءٌ من الإختبار النهائي. |
Bu üniforma, hem imajımız, hem de görünüşümüzün bir parçası. | Open Subtitles | جزءٌ من صورتنا ,وجزءٌ جاذبيتنا هو الزيّ ذلك. |
- Ayrıca çok barbarca. - Ama geleneksel yasanın bir parçası. | Open Subtitles | بالإضافة، أنه بربري لكنه، جزءٌ من القانون التقليدي |
Böyle şeyleri söylemek işimin bir parçası çünkü ben müdür yardımcısıyım. | Open Subtitles | إنه فقط, جزءٌ من عملي أن أخبركِ أشياء مثل ذلك, لأنني مساعد المديرة. |
Biliyorsun, geçmişe baktığımda bir parçam diyor ki... o marketi soydum -şimdiye kadar yaptığım en aptalca şeydi- | Open Subtitles | تعلَم، جزءٌ مني يظُن، بأثرٍ رجعي أني سرقتُ ذلكَ المحَل، و هوَ أغبى شيء فعَلتُه |
Belki küçük bir parça ama bu demek değil ki... | Open Subtitles | ... حسناً، ربما جزءٌ صغير، و لكن هذا لا يعني |
Bir parçan bu bebeği istemiyor ve o parça onu öldürmeni söylüyor. | Open Subtitles | هناك جزءٌ منكِ لا يريد تلك الطفلة وهذا الجزء يريدكِ أن تشجّعيها على قتلها |
Hayır, tabi ki emin değiliz, fakat bunun bir kısmı bile doğruysa-- | Open Subtitles | لا لسنا متأكدين لكن إذا كان هناك جزءٌ من هذا التحليل صحيحاً |
Gabby, Ambulanstayken yapman gereken tek bir şey vardı ama artık bu ekibin bir parçasısın. | Open Subtitles | إنَّ هذا لشئٌ لا يؤخذُ بالحسبانِ عندما تكوني المسؤولة ولكنَّكـِ جزءٌ لا يتجزء من الفريقِ الآن |
Başka şansım yok. Merasimin bir parçasıyım. | Open Subtitles | ليس بيديّ خيار، فأنا جزءٌ من الاحتفاليّة |
Ama sen benim bir parçamsın. | Open Subtitles | بل أنت جزءٌ من حلمي. |
Cinsel arzu insan doğasının kuvvetli bir parçasıdır. | Open Subtitles | الرَغبَة الجِنسية جزءٌ قوي مِنَ الطبيعَة البَشرية |
Jim, sentetik bacak onun parçasıymış gibi hareket ediyor ve işlerini görüyor. | TED | الآن، يتحرك جيم ويتصرف كما لو أن الطرف الاصطناعي جزءٌ منه. |
Çünkü bizde, kredi kartı geçmişi var ve siz bunun bir parçasısınız. | Open Subtitles | لأنّ لدينا سجل بطاقته الإئتمانيّة وأنتَ جزءٌ منها -سيّدي ، لمَ أنتَ معقّد للغاية؟ |