Ama birkaç ay içinde piyasadaki en iyi kasap olmuştum. | Open Subtitles | ولكن بعد مرورِ أشهر قليلة أضحيتُ أمهرَ جزار في المطعم. |
Onu "caiz" kasap olarak tanımlayan sizsiniz. Bununla da bir sorunum yok. | Open Subtitles | في حين أنك تصنفه بأنه جزار وفق الشريعة اليهودية ماهو الصحيح برأيك |
Buradaki dişçimiz tam bir kasap. | Open Subtitles | والتى ستجعل شعر رأسك لا يتحرك طبيب الأسنان هنا جزار |
Polis, korkunç olayla bu kıyılarda kol gezen ve Water Caddesi Kasabı diye anılan bir seri katil arasındaki bağlantıyı araştırıyor. | Open Subtitles | ـ الشرطة تحقق بإرتباطٍ محتمل بين هذه الجريمة المروعه والسفاح ـ الذي كان يجوبُ الساحل الشرقي المعروف بـ جزار وواتر ستريت |
İspanya'da eğitildi. Çocuklar ona Barselona Kasabı diyor. | Open Subtitles | لقد تدرب فى اسبانيا ويطلقون عليه جزار برشلونه |
Kyle Alan Butcher, nam-ı diğer Nobby Butcher. | Open Subtitles | كايل ألان جزار، المعروف أيضا باسم نوبي جزار. |
kasap olarak iş bulabildim sadece. Bir kasap dükkanında iş bulmak daha kolaydı. | Open Subtitles | تمكنت فقط أن أصبح جزارا , كان الأمر أسهل أن أجد مكانا لي في دكان جزار |
Lanet kasap! Onun bu gece yapmıyacağını biliyorum. | Open Subtitles | يا له من جزار أعرف بأنه لن يعمل لتلك الليلة |
Lanet kasap! Onun bu gece yapmıyacağını biliyorum. | Open Subtitles | يا له من جزار أعرف بأنه لن يعمل لتلك الليلة |
Alman bir kasap seyyar arabasıyla "dachshund sausages" ismini verdiği şeyleri satıyormuş. | Open Subtitles | جزار ألماني كان يبيع ما يسمى السجق الهولندي من عربته القديمة |
Ama Kingsbury Kasabı'nı kopyalıyorsa... neden gerçek kasap gibi kurbanlarını doğramadı? | Open Subtitles | لكن ان كان يحاول ان يكون جزار طريق كينغسبري لماذا لم يقم بتقطيع و تشويه ضحاياه كما فعل الجزار الحقيقي؟ |
Günün birinde kasap gibi adam doğrayacağımı nereden bilebilirdim. | Open Subtitles | ناهيك عن انني تحولت في يوم من الأيام إلي جزار في ارض المعركة |
Kullanabileceğim sadece 80 dolarım olduğundan komşular size lale fırlatırken siz de kasap kağıdı üzerinde yürüyeceksiniz. | Open Subtitles | سـتمشينَ على ورقة جزار بيـنما أرمـي، زهـورَ الجيران عليكِ |
Hayvanlara eziyet edilmesini hiç istemem bu yüzden ahlaklı bir kasap hizmetimde. | Open Subtitles | ولهذا السبب فأنا أستعين بجزار رحيم جزار رحيم؟ |
Sıradan bir kasap nedensiz yere saldırmaz. | Open Subtitles | جزار متـواضع كهذا لن يجن جنـونه بلا دافـع |
Bu durumda orada bana iş var benim gibi bir Kasabı tercih edeceklerdir. | Open Subtitles | في حال وجود عملٍ لي , سيفضّلون جزار مثلي |
Detaylı çalışmaların neticesinde, son cesedin "Water Caddesi Kasabı"'nın işi olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | ـ بعد عدة فحوصات ، أصبحنا نؤمن بأن آخر جثة هي في الحقيقة من عمل جزار واتر ستريت |
Bu sabah bir tanıdıkla görüştüm ve çektiğim fotoğraflardan bu adamın Riga Kasabı olduğunu tanıdı. | Open Subtitles | هذا الصباح قابلت شريكا لى وأكد لى من الصور التى التقطتها ان هذا الرجل هو جزار مذبحة ريجا |
Biz lanet olası Grimsby'li Butcher Biraderler'iz. | Open Subtitles | نحن سخيف جزار الأولاد غريمسبي. |
Bu deneyimli bir kasabın veya balıkçının yapabileceği bir iştir. | Open Subtitles | الان, تلك المهارة فقط جزار خبير او صياد من سيملكها |
Ben iyi bir kasabım, Bozz. Her zaman olmak istediğim şey oydu. | Open Subtitles | أنا جزار جيد , يا بوز هذا كل ماكنت أريد أن أكون |
Logan'ı öldürdüm, çünkü o bir kasaptı. | Open Subtitles | قتلت "لوجان" لأنه كان جزار |
kasaba adamları öldürsün diye yetiştirmedi o çocuğu aslanım. | Open Subtitles | لم يربي أسدي هذا الفتى ليقتله جزار مدينة صغيرة |
O Allahın belası tam bir kasaptır. Dört tane kaldı. | Open Subtitles | إنه شخص جزار , ذلك ما هو أربعة أخرى وسنذهب |
Kızının oğlu zannettiği çocuk aslında karısının yarı Yunan kasaptan olan çocuğu. | Open Subtitles | طفل يظنه ابن ابنته و هو في الواقع ابن زوجته من جزار يوناني |