Bugün saat 3'te senin için bir fotoğraf çekimi ayarladık. | Open Subtitles | لقد حضّرنا لك جلسة تصوير اليوم في الساعة 3: 00 |
Bir de yeni bebeğin fotoğraf çekimi için indirim önerdiler. | Open Subtitles | وعرضوا أن يقدموا لي تخفيضاً على جلسة تصوير الطفل الأولى |
Arayıp, bu gece eve gelemeyeceğini, fotoğraf çekimi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصلت وقالت أنها لن تأتي للمنزل الليلة لديهم جلسة تصوير |
Şimdi ben yeni bir fotoğraf çekimini kabul edene kadar albümümün yayın programlarında olmadığını söylüyorlar. | Open Subtitles | الآن يقولون أن أسطوانتي قد تم إلغاء موعد صدورها حتى أوافقة على جلسة تصوير أخرى. |
Emekli olan ajanla fotoğraf çekimin vardı. | Open Subtitles | لديك جلسة تصوير مع عميل مُتقاعد. |
Çocuklar limuzinle fotoğraf çekimine geldiklerini zannediyorlar, ...ama çok azını biliyorlar. | Open Subtitles | إذا، الشباب يظنون أنهم يركبون هذه الليموزين من أجل جلسة تصوير ولكنهم لا يعلمون إلا القليل |
Çocukken hayalini kurduğun elbiseyi giyip önceden ayarlanmış fotoğraf çekiminde benimle yüzleşme planları yapıyorsun. | Open Subtitles | لقد قمتي بمواجهتي اثناء جلسة تصوير مبدعة وانا مرتد فيها زيا قمت انت باختياره لي حينما كنا صغارا |
Evini asla fotoğraf çekimleri için kullandırmayacak kişiler hakkında bir yazı mı hazırlıyorsunuz? | Open Subtitles | يا الهى , هل تقدمون قصة عن الناس الذين لا يريدونكم ان تستخدموا شقتهم من اجل جلسة تصوير ؟ |
Sabah çok önemli bir fotoğraf çekimim var. | Open Subtitles | عندي جلسة تصوير هامة في الصباح |
Film şirketi posterler için Butters'la bir fotoğraf çekimi yapmak istiyor. | Open Subtitles | شركة الأفلام تود إجراء جلسة تصوير معه حتى نستطيع عمل ملصقات للفيلم |
Öyle mi? Bunun korku filmi değil de, fotoğraf çekimi olduğundan emin miyiz? | Open Subtitles | أحقا تفعل ذلك؟ أنحن متأكدون أن هذه جلسة تصوير |
Merhaba, ben Oak Jin-gon fotoğraf çekimi için yurt dışındayım. | Open Subtitles | أهلا، هنا أوك جن-غن أنا حاليا بالخارج من أجل جلسة تصوير |
İşte olduğum zamanlar. Aslında fotoğraf çekimi yapıyoruz. | Open Subtitles | هذا عندما أكون بالعمل هذه جلسة تصوير |
Babamın ofisindekiler, benimle ve ağabeyimle beraber gizli bir fotoğraf çekimi planlıyor. | Open Subtitles | الذين يعملون مع أبي عملوا جلسة تصوير سرية " لأجلي ولأخي |
Çok ama çok güzel bir fotoğraf çekimi oldu. | Open Subtitles | أجل، كانت جلسة تصوير رائعة |
Vanity Fair fotoğraf çekimini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكرون جلسة تصوير مجلة فانتي فير ؟ |
Dün Ella ve Grace'i fotoğraf çekimin ortasında saç saça baş başa birbirlerine girdikleri için güvenlik eşliğinde binadan çıkarmak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | حسناً، على ما يبدو، البارحة عندما كان يتمّ مُرافقة (إيلا) و(غرايس) إلى خارج المبنى من قبل الأمن، فقد اشتبكتا في شجار حرفياً تماماً في مُنتصف جلسة تصوير. |
Bütün geceyi Ivan'ı aramakla geçirdim, sonra da fotoğraf çekimine gittim hâlâ da uyuyamadım. | Open Subtitles | لقد كنت أبحث عن "إيفـان" طوال الليل وبعدها كان لدّي جلسة تصوير ولم أنـمْ بعد إلى الآن |
Bir fotoğraf çekiminde kaplan saldırmıştı. | Open Subtitles | لقد هاجمه واحد في جلسة تصوير |
Rose ve Sage'in OCEAN VIEW dergisi için fotoğraf çekimleri var. | Open Subtitles | "روز" و "سيج" لديهم جلسة تصوير مقبله لمجلة "اوشن فيو" |
Sabah çok önemli bir fotoğraf çekimim var. | Open Subtitles | عندي جلسة تصوير هامة في الصباح |