"جلوسك" - Traduction Arabe en Turc

    • oturup
        
    • oturduğun
        
    • oturuyorsun
        
    • oturmak
        
    • oturman
        
    • Oturma
        
    • oturmaktan
        
    • oturduğunu
        
    • oturacağına
        
    • oturduğunuzu
        
    • oturacağınız
        
    • oturmakta
        
    Arabanın içinde oturup seninle iyi geçinmek beni hasta ediyor. Open Subtitles لقد سئمت من جلوسك فى هذه السياره وتتصرف بلطف تجاهى
    Kıç üstü oturup konuşacağına bir işe yaramak sana iyi gelirdi. Open Subtitles من الأفضل لك أن تخرج وتعمل شيئاً، بدلاً من جلوسك وهذا الحديث.
    oturduğun yerden boş depoyla 90 kilometreyle gidiyormuşum gibi görünüyor. Open Subtitles يبدو من موضع جلوسك... وكأنني أسير بسرعة 90 بدون وقود...
    Korkunu yendin ve buraya geldin şimdi karşımda oturuyorsun... Open Subtitles الطريقة التي قهرت فيها خوفك وأتيت إلى هنا والآم طريقة جلوسك هنا
    Sadece bir kovada oturmak yerine Gördüğüm en güzel takımı giyiyorsun. Open Subtitles عدا أنك ترتدى الآن بدلة رائعة .بدلا عن جلوسك فى الدلو
    - Dün gece sana benimle oturman için herhangi bir şey yaptım mı? Open Subtitles هل أنا فعلت أو قُلت شيئاً ليلة البارحة لأجعلك تعتقدين أن جلوسك معي مناسباً ؟
    Oturma pozisyonunun onda kontrol dışı spazma yol açıp açmayacağını kontrol etmek istiyorum. Open Subtitles أردت فقط أن جلوسك بهذه الطريقة لن يحدث تشنجات غير متحكم بها، حسن؟
    FBI sorgu odasında oturmaktan daha mı utanç verici? Open Subtitles أكثر إحراجاُ من جلوسك في سجن للأف بي آي؟
    Burada karşımda sana ne yaparsam yapayım fark etmeyeceğini bildiğinden dolayı oturduğunu düşünüyorsun. Open Subtitles وأنا على علمٍ أيضاً بأن سبب جلوسك أمامي هو أنّك تعتقد أنّه مهما فعلت لك فإنّ ذلك لايهم أبداً
    Seni öldürüyor olmalı, orada oturup dahiyane planın konusunda böbürlenememek. Open Subtitles يجب قتلك، مجرد جلوسك هنا ليس للتفاخر بخطتك العظيمة
    Sen de öyle oturup izleyeceğine gidip arabamı bulsana. Open Subtitles يجب ان تذهب وتجد سيارتي بدلا من جلوسك هناك ومشاهدتي؟
    Kenarda oturup tüm baskıyla Jason'ın baş etmesini izlemekten mutluluk duyuyordun belki, bilemiyorum. Open Subtitles ربما كنت سعيدا عند جلوسك بالإحتياط تاركا جايسون يتلقى كل الضعط لا أعرف، و لا أحتاج أن أعرف ولكن سأخبرك شيئا
    Hayır, yani ihtiyacın olan şey, gerekli ilhamı yakalayıp, mücadele etmen hayatın için mücadele etmelisin, bir turne otobüsünde ya da müzik stüdyosunda oturup hit şarkı yazmayı istemek yerine. Open Subtitles لا أنتِ تريدين الإلهام والقتال الناتج عن ذلك انها متعة عيش الحياة بعد جولتك بلحافلة أو جلوسك هنا
    Bütün gün kıçının üzerine oturup hiç bir şey yapmadan çek tahsil etme fikri hoşuma gitmiyor. Open Subtitles لا احب فكرة جلوسك علي مؤخرتك طول النهار تجمع شيكات من عمل لا شئ
    Kendi sicilim gerçekten önemli değil, ...ama bu araçta oturduğun için, senin başın da belaya girecek. Open Subtitles أنا حقا لا أهتم بالسجل الخاص بى لكنكى ستكونين فى مشكلة لمجرد جلوسك فى هذه السيارة
    oturduğun yerden gördüklerin çok etkileyicidir. Open Subtitles إنه شىء مدهش ما تستطيع رؤيته أثناء جلوسك
    Üç gündür burada oturuyorsun dünyaya küsüyorsun bu bir şeyleri değiştirecek mi? Open Subtitles جلوسك هنا لثلاثة أيام متواصلة غضبان من العالم ... لن يغير أىّ شىء
    Kocan, dışarıda zorbalık ederek üçüncü dünyayı katlederken, beş yıldızlı otelde tek başına oturmak gibisi yok. Open Subtitles إنه أمر ممتع في جلوسك لوحدك في فندق ذو خمسة نجوم بينما يسحق زوجك العالم الثالث بالخارج تحت كعب حذائه
    Burada oturman için bir başka sebebin olmalı. Open Subtitles هذا سبب آخر لعدم جلوسك على ذلك الكرسي على الإطلاق
    (Kahkahalar) Hareket şeklin gücüme gitti, hayvansal incelikten yoksunluğun, yemek için sandalyeye Oturma şeklin, kucağında bir battaniye, elinde bir bıçak... TED كرهت طريقة تحركك، فقدانك للجمال الحيواني، طريقة جلوسك على الكرسي لتأكل، منديل المائدة على حجرك والسكين فى يدك.
    Bu odada oturmaktan, haftada bir kez parka gitmekten sıkılmadın mı? Open Subtitles هيا .. ألم تمل بعد من جلوسك فى هذه الغرفة وذهابك للحديقة مرة فى الأسبوع؟
    Ve Silver Spoon Counter'da neden hep aynı yerde oturduğunu biliyorum. Open Subtitles اعرف سبب جلوسك دوما في نفس المكان على منضدة "سيفلر سبون"
    Bugün nasıl oturacağına bağlı. Open Subtitles هذا يتوقف على كيفية جلوسك اليوم
    Uzun süredir burada oturduğunuzu fark ettim. Open Subtitles لقد لاحظت جلوسك هنا فترة طويلة.
    Anita'nın olması bütün gün kıçınızın üstünde oturacağınız anlamına gelmez. Open Subtitles اقتناؤنا لـ(أنيتا) لا يُعني جلوسك ثلاثتكم مكتوفي الأيدي طوال اليوم.
    Omo'ya bakarak burada oturmakta çok özel bir şey var. Open Subtitles هناك ميزة خاصة بشأن جلوسك هنا والنظر لنهر (أومو)

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus