Arabanın içinde oturup seninle iyi geçinmek beni hasta ediyor. | Open Subtitles | لقد سئمت من جلوسك فى هذه السياره وتتصرف بلطف تجاهى |
Kıç üstü oturup konuşacağına bir işe yaramak sana iyi gelirdi. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تخرج وتعمل شيئاً، بدلاً من جلوسك وهذا الحديث. |
oturduğun yerden boş depoyla 90 kilometreyle gidiyormuşum gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو من موضع جلوسك... وكأنني أسير بسرعة 90 بدون وقود... |
Korkunu yendin ve buraya geldin şimdi karşımda oturuyorsun... | Open Subtitles | الطريقة التي قهرت فيها خوفك وأتيت إلى هنا والآم طريقة جلوسك هنا |
Sadece bir kovada oturmak yerine Gördüğüm en güzel takımı giyiyorsun. | Open Subtitles | عدا أنك ترتدى الآن بدلة رائعة .بدلا عن جلوسك فى الدلو |
- Dün gece sana benimle oturman için herhangi bir şey yaptım mı? | Open Subtitles | هل أنا فعلت أو قُلت شيئاً ليلة البارحة لأجعلك تعتقدين أن جلوسك معي مناسباً ؟ |
Oturma pozisyonunun onda kontrol dışı spazma yol açıp açmayacağını kontrol etmek istiyorum. | Open Subtitles | أردت فقط أن جلوسك بهذه الطريقة لن يحدث تشنجات غير متحكم بها، حسن؟ |
FBI sorgu odasında oturmaktan daha mı utanç verici? | Open Subtitles | أكثر إحراجاُ من جلوسك في سجن للأف بي آي؟ |
Burada karşımda sana ne yaparsam yapayım fark etmeyeceğini bildiğinden dolayı oturduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | وأنا على علمٍ أيضاً بأن سبب جلوسك أمامي هو أنّك تعتقد أنّه مهما فعلت لك فإنّ ذلك لايهم أبداً |
Seni öldürüyor olmalı, orada oturup dahiyane planın konusunda böbürlenememek. | Open Subtitles | يجب قتلك، مجرد جلوسك هنا ليس للتفاخر بخطتك العظيمة |
Sen de öyle oturup izleyeceğine gidip arabamı bulsana. | Open Subtitles | يجب ان تذهب وتجد سيارتي بدلا من جلوسك هناك ومشاهدتي؟ |
Kenarda oturup tüm baskıyla Jason'ın baş etmesini izlemekten mutluluk duyuyordun belki, bilemiyorum. | Open Subtitles | ربما كنت سعيدا عند جلوسك بالإحتياط تاركا جايسون يتلقى كل الضعط لا أعرف، و لا أحتاج أن أعرف ولكن سأخبرك شيئا |
Hayır, yani ihtiyacın olan şey, gerekli ilhamı yakalayıp, mücadele etmen hayatın için mücadele etmelisin, bir turne otobüsünde ya da müzik stüdyosunda oturup hit şarkı yazmayı istemek yerine. | Open Subtitles | لا أنتِ تريدين الإلهام والقتال الناتج عن ذلك انها متعة عيش الحياة بعد جولتك بلحافلة أو جلوسك هنا |
Bütün gün kıçının üzerine oturup hiç bir şey yapmadan çek tahsil etme fikri hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لا احب فكرة جلوسك علي مؤخرتك طول النهار تجمع شيكات من عمل لا شئ |
Kendi sicilim gerçekten önemli değil, ...ama bu araçta oturduğun için, senin başın da belaya girecek. | Open Subtitles | أنا حقا لا أهتم بالسجل الخاص بى لكنكى ستكونين فى مشكلة لمجرد جلوسك فى هذه السيارة |
oturduğun yerden gördüklerin çok etkileyicidir. | Open Subtitles | إنه شىء مدهش ما تستطيع رؤيته أثناء جلوسك |
Üç gündür burada oturuyorsun dünyaya küsüyorsun bu bir şeyleri değiştirecek mi? | Open Subtitles | جلوسك هنا لثلاثة أيام متواصلة غضبان من العالم ... لن يغير أىّ شىء |
Kocan, dışarıda zorbalık ederek üçüncü dünyayı katlederken, beş yıldızlı otelde tek başına oturmak gibisi yok. | Open Subtitles | إنه أمر ممتع في جلوسك لوحدك في فندق ذو خمسة نجوم بينما يسحق زوجك العالم الثالث بالخارج تحت كعب حذائه |
Burada oturman için bir başka sebebin olmalı. | Open Subtitles | هذا سبب آخر لعدم جلوسك على ذلك الكرسي على الإطلاق |
(Kahkahalar) Hareket şeklin gücüme gitti, hayvansal incelikten yoksunluğun, yemek için sandalyeye Oturma şeklin, kucağında bir battaniye, elinde bir bıçak... | TED | كرهت طريقة تحركك، فقدانك للجمال الحيواني، طريقة جلوسك على الكرسي لتأكل، منديل المائدة على حجرك والسكين فى يدك. |
Bu odada oturmaktan, haftada bir kez parka gitmekten sıkılmadın mı? | Open Subtitles | هيا .. ألم تمل بعد من جلوسك فى هذه الغرفة وذهابك للحديقة مرة فى الأسبوع؟ |
Ve Silver Spoon Counter'da neden hep aynı yerde oturduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعرف سبب جلوسك دوما في نفس المكان على منضدة "سيفلر سبون" |
Bugün nasıl oturacağına bağlı. | Open Subtitles | هذا يتوقف على كيفية جلوسك اليوم |
Uzun süredir burada oturduğunuzu fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظت جلوسك هنا فترة طويلة. |
Anita'nın olması bütün gün kıçınızın üstünde oturacağınız anlamına gelmez. | Open Subtitles | اقتناؤنا لـ(أنيتا) لا يُعني جلوسك ثلاثتكم مكتوفي الأيدي طوال اليوم. |
Omo'ya bakarak burada oturmakta çok özel bir şey var. | Open Subtitles | هناك ميزة خاصة بشأن جلوسك هنا والنظر لنهر (أومو) |