| Belli ki o, beni durdurması için gönderilmiş. | Open Subtitles | جليّاً أنّ مُهمتها كانت إيقافى عن القيام بذلك. |
| Belli ki koca beynin kötü sözcük oyunları yapma yeteneğine dokunmamış. | Open Subtitles | جليّاً أنّ عقلكَ الخارق لمّ يكن ذا نفع بالتغيير من إنتقائكَ للتورية السيّئة. |
| Belli ki gizli kalmak gibi bir niyetleri yok. | Open Subtitles | جليّاً أنّهما ليسا مهتمّان بالتواري عن الأضواء.. |
| Babamın çoktan bir planının olduğu belliydi. | Open Subtitles | كان جليّاً أنه كانت بجعبة والدي خطة محكمة |
| Bugün bir şeyin peşinde olduğu belliydi. | Open Subtitles | كان جليّاً جداً أنّ ثمّة ما يُخطط له اليوم. |
| Garip biri olduğu belliydi fakat gözüme tehlikeli gözükmemişti. | Open Subtitles | بدا جليّاً أنّه مضطرب قليلاً، ولكن لم يبدُ لي خطيراً البتّة |
| Richard, Zedd'in işi her neyse Belli ki özel. Buna saygı duymalıyız. | Open Subtitles | (ريتشارد) , أيّاً كان ذلك العمل الذي ينوى (زيد) فعله ، جليّاً أنه أمرٌ خاص و علينا أحترام ذلك. |
| Ona kanımdan verdim, Belli ki Katherine de onu öldürmüş. | Open Subtitles | أعطيتها بعضٌ من دمائي، و جليّاً أنّ (كاثرين) قتلتها. |
| Belli oluyor. | Open Subtitles | يبدو ذلك جليّاً |
| Belli ki bildiklerini Maia'ya anlatmışlar. | Open Subtitles | جليّاً أنهنّ أخبرن (مايا) بمَ يعلمن. |
| Belli ki değil. | Open Subtitles | جليّاً لا |