"جميلاً" - Traduction Arabe en Turc

• güzel
• iyi
• güzeldi
• hoş
• harika
• tatlı
• sevimli
• yakışıklı
• güzelmiş
• şirin
• tatlıydı
• mükemmel

İsviçre çok güzel bir yer olmalı, sizce de öyle değil mi?
يجب أن تكون سويسرا مكاناً جميلاً جداً ، ألا تعتقدين ذلك ؟

Ona güzel, romantik, seni tüm kalbimle seviyorum nişan yüzüğü almalısın.
اشتر لها خاتماً جميلاً وشاعريّاً ويعبّر عن حبّك العميق لها فحسب

Alışveriş merkezine gittik... Alper çok güzel bir takım aldık annene.
ذهبنا الى مركز التسوق واشترينا يا ألبر طقماً جميلاً جداً لوالدتك

Eğer giyecek iyi bir şey bulamazsam ben de gitmem!
أنا لا أستطيع أن أجد شيئاً جميلاً , لن أذهب

Çok güzeldi. Orta halli bir çift için fena bir hayat değildi.
.. كان جميلاً لم تكن حياة سيئة بالنسبة لثنائي من الطبقة المتوسطة

Kadınları görünüş olarak hiç hoş olmadıkları için bu eylemi aklım almadı.
الأمر الذى لم يكن مبرراً لى لأن النسوة لم يكن مظهرهن جميلاً

Ve hava durumunda gördüğümüz güneşli havalarla birlikte harika bir hafta bizi bekliyor.
ومع كل شروق الشمس ذلك في التنبؤات الجوية، يبدو أنه سيكون أسبوعاً جميلاً.

Aman ne büyük olay! güzel bir sesim olsaydı bende öyle söyleyebilirdim.
وإن يكن، أستطيع أن أغنّي هكذا أيضاً إن كنت أملك صوت جميلاً

- Çok güzel görünüyorsunuz. - Hapishanede de böyle diyecekler.
ـ تبدو جميلاً جداً ـ هذا ما سيقولوه في السجن

Bu güzel kıyafetine uygun, güzel bir saçın olmalı bence.
يجب ان يكون جميلاً لكي يتناسب مع ذلك الزي الجميل

Çıkmaz sokağın sonunda güzel bir ev alıp çekirdek ailelerini oluşturmuşlar.
لذلك اشتريا منزلاً جميلاً في آخر الطريق المسدود وأسسا أسرتهما الأولية.

Ta ki gözümü alamayacağım kadar güzel bir şey görene kadar.
حتى رأيت شيئاُ جميلاً جداً بحيث لم استطع التوقف عن التحديق

güzel bir otel kuralım ve hala hayatta olan anneni onurlandıralım.
دعنا نبني فندقاً جميلاً وسوف نقوم بتشريف أمك التي مازالت حية

güzel olduğunu söyledin ve fişini mahvettiğim için de iade edemeyeceğim şimdi.
لقد أخبرتني أنه يبدو جميلاً والآن لقد أفسدت الفاتورة ولا يمكنني إرجاعه

"Doğayı sevmek ve korumak" demen kulağa iyi geliyor olabilir, ...ama aslında, Nano Ülkesi'ndeki herkes sadece iyi gibi görünüyor.
. قول إنك تحب الطبيعة و تهتم بها قد يبدو جميلاً . لكن الحقيقة, إن الجميع في بالد النانو يتألمون

- Evet ama eşinin masamızda olması müvekkillerimiz nezdinde iyi gözükür.
ولا أعتقد أننا سندعو مساعدين نعم ولكن سيبدو جميلاً أمام العملاء

Ay o kadar güzeldi ki kendimi Tanrı'ya daha yakın hissettim.
فلقد كان القمر جميلاً بتلك الليلة مما جعلني قريب من الرب

Hatun o kadar güzeldi ki, ikisini yataktan resmen zorla çıkardım.
لقد كان يوماً جميلاً ووجب عليّ عملياً اجرٌّ الاثنان من الفراش

Eğer bu ev bizim olsaydı, onu çok hoş yapardık.
اذا كنا نملك هذا المنزل لكنا جعلناه يبدو جميلاً للغايه

Olayın asıl amacını, yani hoş ve etkileyici şeyler yazma konusunu anlamadın sanırım.
أظنُّ أنّكِ لم تفهمي غرضَ هذا العمل وهو أن أكتبَ كلاماً جميلاً ومؤثراً

Baldrick, senin sakalın var. Kendine güzel bir kadın giysisi bul. harika Lordum!
بولدريك، لديك لحية فارتدي فستاناً جميلاً

Kim inanmaz ki? Böyle tatlı ve dürüst bir yüze...
من هو الذي لن يصدق وجهاً جميلاً و صادقاً ؟

Neye benzediğini görüyorsunuz, pek sevimli değil.
هل ترون كيف يبدو هذا، ليس جميلاً جميلاً.

İlk gördüğümde, çok tatlı, yakışıklı bir çocuktu.
عندما إلتقيته أول مرة كان فتى جميلاً ساحراً

Tablonun işçiliği o kadar güzelmiş ki üzerinde yarattığı etkiye dayanamamış.
العمل الفني كان جميلاً جداً ومثيراً للمشاعر ،لم يتحمل أثرها عليه

Şimdi güzelce yazarsan, babacık sana şirin bir at verecek.
إذا كتبت جيداً الآن، سيعطيك بابا حصاناً جميلاً

Çok tatlıydı ve başıma gelen en romantik şeydi.
حسناً، لقد كان جميلاً جداً, وكان كالشيء الأكثر رومانسية أبداً.

Mahremiyetime yeniden kavuşmak mükemmel olacak. Sevinçten ağlayabilirim!
كم سيكون جميلاً أن أحظى بالخصوصية مجدداً، قد أبكي من السعادة