Onu bulacağın tek yer ringdir. Ve bunun içinde yeterince iyi değilsin. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتجده هي داخل الحلبة و انت لست جيدا بما يكفي |
Bu, yeterince iyi değil. | Open Subtitles | هذا ليس جيدا بما يكفي هذا الرجل هو العالِم الأول |
Ama yapamadım. yeterince iyi değilim! | Open Subtitles | اردت هذا لكن لم استطيع لانني لست جيدا بما يكفي |
Erkek güzelimizin yeterince iyi olduğunu sanmam. | Open Subtitles | لا اظن ان شعر الفتى الوسيم جيدا بما يكفي |
İşte o zaman asla yeterince iyi olmuyor. | TED | وبعدها لا يكون أبدًا جيدا بما يكفي. |
...bu demek değil ki onun için yeterince iyi olmadığımı düşünüyorum! | Open Subtitles | ليس كأنني أشعر أنني لست جيدا بما يكفي لها ... |
Onun için yeterince iyi olmadığımı farketecek birgün. | Open Subtitles | ستعرف أنني لست جيدا بما يكفي لها |
Bu yeterince iyi değil. | Open Subtitles | هذا ليس جيدا بما يكفي |
Onun için yeterince iyi değilsin. | Open Subtitles | أنت لست جيدا بما يكفي لها |
Ama gerçek şu ki, Clay yeterince iyi olmadığını düşündüğü için Nathan bir anlaşma yapamadı. | Open Subtitles | (لكن الحقيقة في ضياع العقد من (نايثن أن (كلاي) رأى أن العقد ليس (ليس جيدا بما يكفي لـ(نايثن |
Sadece yeterince iyi değil. | Open Subtitles | ولكنه ليس جيدا بما يكفي |
yeterince iyi değildi. | Open Subtitles | ليس جيدا بما يكفي |
- Onun için yeterince iyi değilsin. | Open Subtitles | انت لست جيدا بما يكفي لها |
Umarım Chuck E. Cheese ile Target arasındaki kaldırım rampası değildir çünkü bu Amerikalıların kanlarını dökmesi için yeterince iyi değil. Bu ülkede daha iyi mekânlara ihtiyacımız var. | TED | وآمل انها ليست لحد قطع الجبن بين هاء تشوك و مخزن الهدف! لأن ذلك ليس جيدا بما يكفي بالنسبة للأميركيين أن يسفكوا دمائهم من أجله. (تصفيق) نحتاج أماكن أفضل في هذه البلد. |
- yeterince iyi değildim. | Open Subtitles | -ثم لم أكن جيدا بما يكفي |