yeterince iyi olmadığımız için endişeliyiz. | TED | نحن قلقون جدًا نتيجة ظننا أننا لسنا جيدين كفاية |
Meksikalılar senin için yeterince iyi değil, değil mi? | Open Subtitles | المكسيكيين ليسوا جيدين كفاية بالنسبة لك؟ |
Bence fena değil ama yeterince iyi de değil. Sen ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | أعتقد أنهم لابأس بهم ولكنهم ليسوا جيدين كفاية, مارأيك؟ |
yeterince iyi değil miyiz? | Open Subtitles | ماذا اذا , لسنا جيدين كفاية بالنسبة لك؟ أنا لم أقل ذلك |
Daha iyisini bekliyordu herhalde. Biz onun için yeterince iyi değiliz. | Open Subtitles | أيتها المدللة لسنا جيدين كفاية لهذه السيدة |
Eğer bu sistemi iyi planlarsak, sanırım muhtemelen yeterince iyi yaparsak sistemdeki her parçanın kabaca yüzde 90ına itimat edebiliriz. | TED | إذا كنا مخططين جيدين لذلك النظام، يبدو أننا يمكن أن نكون جيدين كفاية حتى نستطيع جعل كل جزء من ذلك النظام فعال بنسبة 90 بالمئة. |
_BAR_ yeterince iyi oldugumuzu biliyorsun! | Open Subtitles | هيا أيها المدرب تعلم أننا جيدين كفاية |
Yeni zeki arkadaşların için yeterince iyi değil miyiz? | Open Subtitles | -ماذا، ألسنا جيدين كفاية لأصدقائك الذكيين ؟ |
Bunlar yeterince iyi değil. İzninizle, hemen döneceğim. | Open Subtitles | هؤلاء ليسوا جيدين كفاية إعذروني للحظة |
- Artık senin için yeterince iyi değil miyiz? | Open Subtitles | (لينكس)، يود رؤيتكم. ألم نعد جيدين كفاية لك بعد الآن؟ |
yeterince iyi değil. | Open Subtitles | لستم جيدين كفاية |
Biz hiçbir zaman yeterince iyi olmadık. | Open Subtitles | لمْ نكُ مطلقاً جيدين كفاية |
Ama yeterince iyi değildik. | Open Subtitles | ولكننا لم نكن جيدين كفاية |