"حاجة لأن" - Traduction Arabe en Turc

    • gerek yok
        
    • gerekmiyor
        
    • gerekmez
        
    • lüzum
        
    Annene, Nanda-babu kibritleri geri vermene gerek yok dedi de. Open Subtitles أخبر أمك أني أقول لها بأن لا حاجة لأن تعيده
    Ama artık ev satıldığına göre, hiç birinizin çalışmasına gerek yok. Open Subtitles والآن البيت قد بيع ليس هناك حاجة لأن تتدربي أو تعملي
    Onun için yemek yapmana ya da temizlik yapmana gerek yok Open Subtitles لن تكوني في حاجة لأن تطبخي له، أو تنظفي من بعده..
    Bana, suçlu benmişim gibi bakman gerekmiyor. Open Subtitles لست في حاجة لأن تحدق في كما لو كنت فعلت شيئاً
    Ama daha fazla insanın ölmesi gerekmez, öyle değil mi? Open Subtitles لكن لا حاجة لأن يموت أي أحد الآن، صحيح ؟
    Ölü biri yüzünden kızımın canının yanmasına lüzum yok. Open Subtitles لا حاجة لأن يتأذى اسم ابنتي بسبب تصرفات شخص ميت
    Kadının bacağı zaten mahvolmuş bir de varlığından bile emin olmadığımız bir şey için göğsünü yarıp açmamıza hiç gerek yok. Open Subtitles هذه المرأة تم بتر ساقها للتو. وليست في حاجة لأن يتم فتح صدرها من أجل شيء لسنا متأكدين حتى من وجوده.
    Henüz bir anlaşma yapılmadı bana teşekkür etmenize gerek yok. Open Subtitles لا حاجة لأن تشكرني، بما أننا لم نقبل بالصفقة بعد
    Bundan kaçınma imkanımız varken kimsenin zarar görmesine gerek yok. Open Subtitles لا حاجة لأن يتأذى أحد ما دام بإمكاننا تفادي ذلك.
    Söylememe gerek yok, nefret ve korku internette tüm dünyada yaşanıyor. TED لست في حاجة لأن أخبركم أن الكراهية والخوف قد تم نشرهم عبر الإنترنت في جميع أنحاء العالم.
    Piccadilly'ye kadar gittiğini ablana söylemene gerek yok. Open Subtitles لا حاجة لأن تُخبر اختك انك ستذهب الى بيكاديللى تعلم كيف هى.
    Yeni bir yer bulmak için endişelenmene gerek yok. Open Subtitles لا حاجة لأن تقلقي بشأن ذلك سأجد لكِ عملاً
    Durumdan uzağa zıplamaya gerek yok. Open Subtitles رجاءً اهدأ لا حاجة لأن نجعل الأمور تقفز من أيدينا
    Çok stresli iştir. Oraya girmene gerek yok. Open Subtitles ضغط العمل بها عالٍ لستِ في حاجة لأن تذهبي إلي هناك
    Yanında oturduğum için bana teşekkür etmenize gerek yok. Open Subtitles لا حاجة لأن تشكريني , بالمناسبة بالجلوس معها
    Ed, yapma. Şu seks yapma meselesi umurumda değil. Yalana gerek yok, dönmene çok sevindim. Open Subtitles هيا ، أنا لا أكترث بأمر المعاشرة لا حاجة لأن تكذب ، المهم أنك بخير
    Yoldaşlarımızın düşmanımız olmasını kesinlikle gerekmiyor. Open Subtitles لا حاجة لأن يتحول رفاقنا إلى أعداء لنا بسهولة
    Bilmen gerekmiyor. Bunu alıyorum, tamam mı? Open Subtitles لا حاجة لأن تعرفي، سآخذ هذا، إتفقنا؟
    Bilmen gerekmiyor. Bunu alıyorum, tamam mı? Open Subtitles لا حاجة لأن تعرفي، سآخذ هذا، إتفقنا؟
    Bu gerçekten hoş ama işe girişip polis ekibi kurmanız gerekmez. Open Subtitles اسمعوا ، هذا لطف منكم لكن لا توجد حاجة لأن ترهقوا انفسكم وتؤلفوا وحدة إنقاذ
    Haklıydın. Birlikte ebeveyn olmak için evli olmamız gerekmez. Open Subtitles كُنتِ مُحقة، لا حاجة لأن نكون متزوجان لنكون أبوين معاً
    Yaşayacak, yani telaşa lüzum yok. Open Subtitles سوف يعيش ، لذك لا حاجة لأن تقلقوا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus