"حاده" - Traduction Arabe en Turc

    • keskin
        
    • sert
        
    • sivri
        
    • keskinler
        
    Çok keskin, belirgin ve bence cidden bunda iş var. Open Subtitles هى حاده جدا وليست موضوعيه واعتقد ان بها شيء ما
    Ona karşı bir dezavantajımız var. O, bizden daha keskin dönüş yapabilir. Open Subtitles نحن يصادفنا عائق لأنه يمكنه الإلتفاف بزاويه حاده أكثر منا
    Annelerinin keskin koku duyusu onları sulak bir bölgeye getiriyor hem de, 1 saatten kısa sürede. Open Subtitles أمهم لديها حاسة شم حاده تجلبهم الى وجهتهم المائية بأقل من ساعة
    sert şiddetli travma ama öldürecek kadar değil. Open Subtitles ,صحيح .صدمة قوة بأداة حاده لكنها لم تكن كافيه للقتل
    Neden bu tür konuşmaları yaparken elimde sivri aletler olmak zorunda? Open Subtitles لم علي دائماً ان احظى بهذه المحادثات بأدوات حاده في يدي؟
    Çok keskinler ve acıtıyorlar. Open Subtitles فهى حاده و تأذى
    Bu durum, beni keskin bir cisimle giriştiğim, kötü bir sonuca götürdü. Open Subtitles لقد حدثت لي حادثه مشؤومه بعد ان استعملت اله حاده
    Ama dişleri keskin ve karnı tok olmasına rağmen kalbi boşmuş. Open Subtitles ولكن بالرغم من أن أسنانه كانت حاده وبطنه مليئه قلبه كان فارغاً
    Biliyor musun, bu güzel bayanın elinde keskin bir makas varken böyle çırpınmasan iyi olur. Open Subtitles اتعلم , انك لا يجب عليك القفز بينما, تمسك تلك المرأه الجميله مقص حاده
    Biliyor musun, bu güzel bayanın elinde keskin bir makas varken böyle çırpınmasan iyi olur. Open Subtitles اتعلم , انك لا يجب عليك القفز بينما, تمسك تلك المرأه الجميله مقص حاده
    Bıçak çok keskin. Hissetmedim bile. Open Subtitles السكاكين حاده جدا, لا يمكن الشعور بها حتى؟
    Kaya sınıfı, jilet gibi keskin dişler korkunç derecede güçlü, yer altından avlanıyor. Open Subtitles طبقه صخريه,أسنان حاده شائكه. قوه لاتــصدق ,يصطاد من تحت الأرض.
    Vücudunun herhangi bir yeriyle çok keskin dikenler atabiliyor. Open Subtitles يمكننه أن يلــقى بأشواك حاده من أى جــزء من جســمه.
    Geçmişimiz çirkin yüzünü gösterdiğinde genellikle altı sıra çok keskin diş ve olumsuz bir mizaca sahip değildir. Open Subtitles عنــدما يظــهر ماضينا مشاكله, هو عادتــاَ لايكون ستة أسنان حاده وموقف سئ.
    Ve öldürülmek istenen kurban Frankie katili keskin dişli, sarı gözlü, dik kulaklı ve desenli kürkü var diye anlattı. Open Subtitles والضحية مستهدفه فرانكي, وصف القاتل الذي يطيح بالقتله بامتلاكهم اسنان حاده واعين صفراء واذان مدببه
    "...keskin çelik alet... Open Subtitles ادوات معدنيه حاده ... . يمكننا القول ملعقه
    Beraber çalışırken, keskin alet edevatı ondan uzak tutsan iyi olur. Open Subtitles إبعدي أي أدوات حاده عندما تكوني معها
    Çok keskin değiller. Askı daha iyi olurdu. Open Subtitles إنها ليست حاده فإنها حمّاله للثياب أفضل
    Bu sert kenar alaşımlı bir objeye ait. Open Subtitles صنع هذه الزاوية سلاح بسبيكة حاده
    Çenenin üstüne epey sert bir vuruştu. Open Subtitles كانت ضربه حاده على الذقن
    - Dişlerinin çivi gibi sivri ve gözlerinin öfke ile kapkara olduğu söylenir. Open Subtitles - الشائع بأن أسنانك حاده و عيونكِ سوداء من شدة الغضب
    - Nasıl yani? - sivri ve metal. Open Subtitles ماذا تعنى انها حاده ومعدنيه
    - Dikkat et, keskinler. Open Subtitles -احذر انها حاده

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus