"حاسوبه" - Traduction Arabe en Turc

    • bilgisayarında
        
    • bilgisayarına
        
    • bilgisayarını
        
    • bilgisayarı
        
    • bilgisayar
        
    • bilgisayarından
        
    • bilgisayarının
        
    • bilgisayarındaki
        
    • laptop
        
    • bilgisayardan
        
    • bilgisayarıyla
        
    • laptopını
        
    • Bilgisayarda
        
    Neden, nerelere girdiğini bildiği halde kendi bilgisayarında bana arama yaptırıyor? Open Subtitles لماذا لا يعلم بشأن ما تم البحث عنه في حاسوبه ؟
    Ve kesinlikle bilgisayarına girmedim çünkü o sınavları ben hazırlamıştım. Open Subtitles و بالتأكيد لم أخترق حاسوبه لأني كتبت جميع الأختبارت بنفسي
    Ben kitapevi ile ilgileniyorum. bilgisayarını kopyaladım ve telefonuna bağlandım. Open Subtitles لقد غطيتُ متجر الكتب، واستنسخ حاسوبه المحمول، واخترق هاتفه لاسلكياً.
    Anladık sert adamsın. bilgisayarı bul ve USB belleği tak. Open Subtitles أفهم، أنتِ قاس، فلتصل إلى حاسوبه وتضع القرص المحمول فيه.
    Böylece, bilgisayar bize en son hangi katta durduğunu söyler. Open Subtitles لذا حاسوبه يمكن أن يخبرنا عن الطابق الأخير الذي كان فيه
    bilgisayarından küçük çocukların çıplak fotograflarını satıyormuş. Open Subtitles يبيع الصور الإباحية للأطفال الصغار على حاسوبه
    bilgisayarının ekran koruyucusunda bebek olan biriyle çıkmıştım. Open Subtitles لقد واعدت رجلاً كان يملك خلفيّة متحركة على حاسوبه لصورة طفلٍ.
    Üç günde bilgisayarında profesyonel bir ışık şovu yaptı Open Subtitles لقد عمل كل العرض الإحترافي الخفيف على حاسوبه في ثلاثة أيام و
    Niçin baktığımdan emin değilim, muhtemelen bugün olan her şeyin yüzünden, fakat bilgisayarında bir şeyler buldum. Open Subtitles لا أدري لماذا اتصل، ربما بسبب كل الأمور التي تحدث اليوم ولكني عثرت على شيء على حاسوبه
    Lütfen, her erkeğin, bilgisayarında iğrenç bir klasörü vardır. Open Subtitles أرجوكِ، كل شاب لديه ملف مُقرف على حاسوبه
    Uygun bir tepki için bilgisayarına yükleyecek. Open Subtitles سوف يغذى هذا الى حاسوبه ليحسب رد الفعل المناسب
    Bütün yapmam gereken, onun bilgisayarına sızmanın bir yolunu bulmaktı. Open Subtitles كل ما يلزم القيام به هو ايجاد وسيلة للوصول الى جهاز حاسوبه
    bilgisayarına şöyle bir göz atmamız da, ...sorunu çözebilir. Open Subtitles لعل نظرة خاطفة على حاسوبه تساعد في توضيح هذا الأمر
    Ajan McGee, bilgisayarını kullanmama bir şey demez, değil mi? Open Subtitles العميل ماكجى لن يمانع اذا قمت باستخدام حاسوبه ,أليس كذلك؟
    - Lopez i takibe başlıyoruz bilgisayarını ve cep telefonunu. Open Subtitles بوضع مراقبة على لوبيز و على حاسوبه الشخصي و هاتفه.
    bilgisayarını, cüzdanını, cep telefonunu, arabasını bıraktı. Open Subtitles و ترك حاسوبه و محفظته و هاتفه الخلوي و سيارته
    Sanki buraya bizi sıcak ve rahat odasında bilgisayarı başında çalışan biri sırf kendi zevki için göndermiş gibi. Open Subtitles يعمل على حاسوبه أرسلنا هنا لتسلية الخاصة
    Bir kafede dizüstü bilgisayarı ile kamp kurduysa katilimizin, onun hemen yanına oturup konuşmaya başlamış olabileceklerini düşünüyoruz. Open Subtitles توقعنا لو أنّه خيّم مع حاسوبه المحمول في مقهى، فإنّ قاتلنا جلس بحواره وتحدّثا.
    Bilim adamlarımızdan bazıları, planınızı bilgisayar senaryosunda değerlendirdiler. Open Subtitles يعض علمائنا كان يتأكد من مجريات الأحداث على حاسوبه
    bilgisayarından aldığımız dosyalardaki şifreyi çözmeye devam etmen gerekiyor. Open Subtitles أريدكِ أن تستمري في المحاولة لفك الملفات التي أخذناها من حاسوبه
    Ama bilgisayarının kapalı olduğunu fark ettim, ve kanepenin altına bir çeşit losyonu ittiğini gördüm. Open Subtitles لكنّني لاحظتُ أنّ حاسوبه كان مطفأً، ورأيته يركل مرهماً أسفل الأريكة.
    İlk olarak, işlediği suçların kanıtı olan bilgisayarındaki videolar. Open Subtitles اولا, الشرائط التي تورطه التي يبقيها في حاسوبه
    Kadınlığınla dikkatini dağıtırken ofisine girip laptop'unu mu çalacağım? Open Subtitles ستقومين بتشتيت أنتباهه بعد هذا من خلال خدعك الأنثوية بينما أتسلل الي مكتبه وأقوم بسرقة حاسوبه المحمول؟
    Yani bilgisayardan kalanlarda. Open Subtitles في كل جهة على حاسوبه على الأقل، ماتبقى.
    Günlerinin çocuğunu bilgisayarıyla orada geçirirdi. Borsa işlerini yapardı. Arka plandan gelen sesleri sevdiğini söylemişti. Open Subtitles لقد قضى معظم أيامه هناك مع حاسوبه المحمول يقوم بعمليّة البيع والشراء، قال بأنه كان يروق له تردد الخلفية
    Evet, evet sonra ben de onun laptopını hackledim. Open Subtitles أجل، ثم اخترقت حاسوبه.
    Bir ilkokul öğrencisi bile bunu Bilgisayarda yapabilir. Open Subtitles هذا ليس أكثر من مجرد شئ بسيط أي تلميذ بمدرسة يمكنه القيام به على حاسوبه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus