"حافلة" - Traduction Arabe en Turc

    • otobüsü
        
    • otobüse
        
    • otobüste
        
    • otobüsün
        
    • otobüsle
        
    • otobüsüne
        
    • bir otobüs
        
    • KOC
        
    • servisi
        
    • otobüsünde
        
    • otobüsünü
        
    • COACH
        
    • otobüsünün
        
    • otobüsüyle
        
    • otobüsten
        
    New York City'de, tekerlekli sandalyede olduğunuz için sizi almayı reddeden bir otobüsü durdurmak için kaç insan gerekir? TED كم عدد الأشخاص القادرين على إيقاف حافلة في مدينة نيويورك حينما يرفضون أن تدخلوا الحافلة لأنكم على كرسي متحرك؟
    otobüsü Keta'ya kadar sürecek yeni bir şoför bulmamız gerekiyordu. Open Subtitles فكان علينا إيجاد سائق حافلة أخر ليقلنا إلى مدينة كويتا
    Samcheongdong gitmek için hangi durakta ineceğini ve kaç numaralı otobüse bineceğini biliyormusun? Open Subtitles اتعلم اين تنزل من الميتروا لتذهب الي سامشوندونغ واي رقم حافلة تركبة ؟
    Noel arifesinde, hiçbir yerin ortasında bir otobüste ne yapıyordun? Open Subtitles ما الذي تفعلينه في حافلة في وقت الاحتفال بالعام الجديد؟
    Sanki birisi dudaklarımı otobüsün egzoz borusuna yapıştırmış. Open Subtitles أشعر كأن أحداً قد ربط ضلوعي بعادم حافلة.
    Ailece tatile otobüsle gidebiliyorduk desem, nasıl bir şey olduğunu anlarsınız herhâlde. TED ولتكونوا مدركين لمعنى ذلك، عندما ذهبت عائلتي في عطلة، كان لدينا حافلة.
    Bir şehir otobüsüne ihtiyacımız var. Bir fikri olan var mı? Open Subtitles ونحن بحاجة ايضا الى حافلة هل من احد لديه فكرة عنها
    Uğursuz bir sabah idmanda iken bir otobüs bana çarptı. TED حتى ذلك الصباح المصيري، و بينما كنت أركض، صدمتني حافلة.
    BEN KOC HiNDS, OFANSiF CiZGi KOCUNUZ. Open Subtitles أَنا وعلاتُ حافلةِ , حافلة خَطّكِ الهجومية.
    Ama yaşlı olduğu için ölmedi. Bir okul otobüsü çarptı. Open Subtitles لكنه لم يمت من الشيخوخة ضُرب من قبل حافلة مدرسية
    Mahkumlarla dolu bir otobüsü sürmek için uygun muyum bilmiyorum. Open Subtitles لست متأكدا إذا أنا الرجل المناسب لقيادة حافلة مليئة السجناء.
    Tamam kahvaltınızı yapın. Okul otobüsü 15 dakikaya burada olacak. Open Subtitles حسنا، تناولوا إفطاركم ستصل حافلة المدينة في غضون 50 دقيقة
    Tabii ki akşam yemeğimiz olmak için otobüse atlayıp gelmediler. Open Subtitles فعلوا بالتأكيد ليست حافلة أنفسهم في أن يكون لنا عشاء.
    Pekala, sanırım oraya gitmen gerekecek. Ben otobüse binmekten hep nefret etmişimdir. Open Subtitles أظنُّ أنكِ في حاجةِ لوسيلة تأخذك إلى هناك لطالما كرهتُ حافلة المدرسة
    Fabrika'ya gitmek için otobüse bindiğinde onunla tanışmayı çok isterim. Open Subtitles أتطلعُ لمقابلتِه حين تجتمعون وتوضعون على متن حافلة متوجهة للمصنع.
    Filmlerimi bir otobüste And Dağları'nı geçerken nasıl montajlayabilirdim? TED كيف أحرر أفلامي في حافلة عابرةً جبال الأنديز؟
    otobüsün arkasından gittiğiniz zaman insanlar: Open Subtitles ألا تلاحظون عندما تتوقفون وراء حافلة من يقول:
    Bir Chevette kullanıyorsun. Karın işe otobüsle gidiyor. Ne için? Open Subtitles و تقود سيارة شيفي, زوجتك تستقل حافلة للعمل, لأجل ماذا؟
    Dışarıdayken güvenlik sizi tur otobüsüne geri götürmeden önce, beş kutunun da içine bakabilirsiniz. TED وعند خروجكم يمكنكم البحث في أي خمسة صناديق قبل أن يصطحبكم رجال الأمن إلى حافلة الجولة
    Şimdi, Faro hareketli, küçük bir şehir ve sahile gitmek için, onun açıkladığına göre, bir otobüs ve bir bota binmeniz gerekiyordu. TED الان الفارو مدينة صاخبة صغيرة وللذهاب الى الشاطئ , أوضحت كاثرين لي , عليك أن تأخذ حافلة ثم قارب لتصل الى هناك
    PEKALA KOC TYRELL E iZiN VERECEGiM. Open Subtitles حَسَناً. أنا سَأَسْمحُ له حافلة لتَدريب الفريق الخاصّ،
    Bazıları güvercinler kadar küçüktü, bazıları ise okul servisi büyüklüğündeydi. TED كان بعض منها صغيراً كالحمام، وكان بعضها بحجم حافلة مدرسية.
    Bu doğru. Onunla Miami otobüsünde karşılaştım. Open Subtitles انها حقا كذلك لقد قابلتها فى حافلة من ميامى
    Manyağın teki içinde 30 yolcu bulunan bir belediye otobüsünü kaçırmış. Open Subtitles نعم، خطف معتوه حافلة للبلدية مع 30 راكباً على متنها، هذا سبب وجيه
    COACH BOONE, SiYAHLAR BU SEHiRDE Open Subtitles حافلة بون، ناس سود أبداً مَا كَانَ عِنْدَهُمْ
    Josh Trager otobüsünün yeni bir benzin pompasına ihtiyacı var. Open Subtitles حافلة جوش تريغر لا تحتاج الى عجلات جديدة مملوءة بالهواء
    Dün saat 10: 20 otobüsüyle... Open Subtitles رحلت في اليوم التالي على حافلة الساعة 10: 20
    otobüsten daha hızlı olabileceğine dair 2000 dolarına iddiaya girmiştin. Open Subtitles وقمت بمراهنتي على 2000 دولار انه يمكنك تجاوز حافلة المدينه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus