| Babasını hiç tanıyamamıştı, çünkü babası annesi ona Hamile iken çekip gitmişti. | TED | لم يتعرف على والده ابدًا لأنه تركهم عندما كانت والدته حاملاً به |
| Her neyse, o zaman annenizin Hamile olduğunu bilmeme imkân yoktu. | Open Subtitles | لذا على أية حال، لم أكن لأعلم بأن أمك كانت حاملاً |
| Bay Foster, kan tahlilleriniz geldi ve iyi haber, Hamile değilsiniz. | Open Subtitles | سيّد فوستر وصلتنا نتيجة فحص الدم والخبر السار أنك لست حاملاً |
| Aslında, Marge, hamileyken o bir damla alkolü almaman gerekiyordu. | Open Subtitles | مارج، لقد وصلتك تلك النقطة من الكحول حين كنتِ حاملاً |
| Adamın elinde bir kol ve kahrolası ağzı kanlar içinde. | Open Subtitles | حاملاً تلك اليد بيده، والدماء في كل أنحاء فمه اللعين |
| Bavulunu hazırlayıp 5 çocuğunu kapıp Ürdün'e doğru yol aldığında, üç aylık hamileydi ve geleceğin ailesine ve kendisine neler sunacağından bihaberdi. | TED | كانت حاملاً في شهرها الثالث عندما حزمت حقيبتها، جمعت أطفالها الخمسة وذهبت إلى الأردن المجاورة، لا تدري ما يحمل المستقبل لها ولأسرتها. |
| Ne kadar çabalasam da bir türlü karım Hamile kalmıyor. | Open Subtitles | يا إلهي، لا يمكنني أن أجعل زوجتي حاملاً رغم محاولاتي |
| Ama o aslında hala Hamile ve erkek çocuk onun içinde osurdu. | Open Subtitles | لكنها في الحقيقة كانت ما تزال حاملاً به.. وقد أطلق الريح داخلها. |
| Çocuklardan biri Hamile olup olmadığımı sordu ben de evet dedim, ağzımdan kaçtı. | Open Subtitles | واحد من الأطفال سألني إن كنت حاملاً نعم.. زل لساني فقمت بتأكيد الموضوع |
| Göreve başlayalı bir ay olmuştu ki, beni Skype'la arayarak, Hamile olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بعد شهر واحد فقط من سفري إتصلت بي وأخبرتني أنها كانت حاملاً بالفعل |
| Tabi ki dişilerin yavru zebralara değil, quaggalara Hamile olduğu gizemli soy geri getiricimiz dışında kimse tarafından bilinmiyordu. | Open Subtitles | ،غير معلن لأي أحد غير طبيبنا لاستعادة الحيوانات المنقرضة المجهول الحيوانات لم تكونا حاملاً بحمير وحشي لكن بحمير كواجا |
| Bizi kucağında sırayla taşırken annemin Hamile olduğunu hatırlıyorum. | TED | أذكر أن أمي كانت حاملاً عندما كانت تتناوب على حملنا أنا وشقيقتي الأصغر. |
| Bir kadın Hamile olduğunda, erkeğin cinsel arzuları aleminden ayrılır, üreme ve çocuk yetiştirme rolüne geçer. | TED | حينما تصبح المرأة حاملاً تترك المملكة الخاصة برغبة الرجل الجنسية وتتجه إلى العملية التناسلية وطرق تربية الأطفال. |
| Ama Asiye'ye hamileyken içimde o güne kadar hiç hissetmediğim bir şeyler hissettim. | Open Subtitles | لكني حين كنت حاملاً شعرتُ بشيء لم أشعر به من قبل |
| - Onunla hala hamileyken. - Gerçekten, bunu yapabilir? | Open Subtitles | عندما كنت حاملاً منه حقاً ، يمكنك فعل هذا ؟ |
| Boşversene. Rıhtımda elinde silahla dikilmenin üstünden daha bir ay geçmedi. | Open Subtitles | بربك، قبل أقل من شهر كنت تقف على الرصيف حاملاً مسدسك |
| - Emin misin? elinde kanlı bıçakla cesetlerin önünde duruyordu. Evet oldukça eminim. | Open Subtitles | كان واقفاً فوق جثّيتيهما حاملاً خنجراً ملطّخاً بالدماء، لذا نعم، أنا متأكّدٌ تماماً |
| Karısı 7 aylık hamileydi. | Open Subtitles | محال, فقد كانت زوجته حاملاً في الشهر السابع |
| Kızlar, sırf hamileyim diye takozun biriyle evlenecek halim yok. | Open Subtitles | كوني حاملاً لا يعني أنني سأتزوج بمتخلّف عقلي |
| Yüksek topuklular içinde para çantası taşıyan domuzun kim olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | ومن تظنين بأنه هو الخنزير الذي يرتدي الكعب حاملاً أكياس المال؟ |
| Ve düşünüyorum da ben de 17 yaşımda hamileydim. | Open Subtitles | .. وبما اني كنت حاملاً في سن السابعة عشر |
| Görünmez yolcu geçiyor sürekli, yaşamı taşıyor, hareket ediyor, dünya hissedip duydukça, o koruyor, güçlü ve heyecanlı, savruluyor. | TED | المسافر الخفيّ يمرّ إلى الأبد، حاملاً الحياة، والانتقال، فسقيفة الأرض قد شُعر بها وسمعت، بقوة وإثارة، وعصف. |
| Bu değişimlerin aynısı, bir kadın bebek sahibi olduğunda onun da başına geliyor. | TED | حسنًا، نفس هذه التغيرات تحدث للمرأة عندما تكون حاملاً. |
| Kızınız dört haftalık hamileymiş. Çok üzgünüm. | Open Subtitles | بأن إبنتكي كانت حاملاً في الإسبوع الرابع أنا آسفة للغاية |
| Ondan sonra elimde biraz koz olmuş olur. Anladın mı bunu? | Open Subtitles | ومن ثم تعود إلى منزلك حاملاً خدمة في جعبتك، أهذا سيء؟ |
| Hamilelik çok güzeldi, çok sevmiştim. | TED | لقد استمتعت عندما كنت حاملاً بطفلي .. لقد احببت الامر .. |
| Komadayken gördüğüm rüyada hamileydin. | Open Subtitles | في حلمي أثناء الغيبوبة,كُنتِ حاملاً فِعلاً |