"حاولَ" - Traduction Arabe en Turc

• çalıştı
• çalışan
• çalışmış
• denedi
• kalktı
• çalıştığı
• kalkıştı
• çalışmıştı

Çok çirkin, tam yürüyordum ve bir köpek bacağımı koparmaya çalıştı.
أَنا قبيحُ جداً أنا كُنْتُ بتمشي و الكلب حاولَ ياكل ساقَي

Bizimle, Calvin! Lanet şey bizimle beslenmeye çalıştı.
علينا،كالفين الشيء الملعون حاولَ التَغْذِية علينا

özür dilemeye çalıştı.
حَسناً، لِكي يَكُونَ عادلَ، هو حاولَ الإعتِذار.

Daha arabasına bile binmeden memelerimi sıkıştırmaya sıkmaya çalışan biri vardı.
كان هناك واحداً حاولَ ..إمساك وقَرْصحلماتي. قبل حتى أن نصلَ لسيارته.

Bir keresinde onu esir alanlarla birlikte yürürken kaçmaya çalışmış.
الوقت الآخر حاولَ الفَلْت عندما هو كَانَ يَمْشي مَع آسريه.

Tobias, sana ulaşmak için beni kullanmayı denedi.
توباياس، لقد حاولَ استغلالي للوُصولِ إليك

O "zavallı adam" bana bir düzine ıstakoz satmaya kalktı.
ذلِك الرجُل الفقر, لقد حاولَ بيعي دزينة سرطانات بحر

Moos sana yöntemlerimizi anlatmaya çalıştığı hâlde öğrenememişsin.
أنت لا تَفْهمُ طرقَنا بالرغم من أنَّ موس حاولَ تَعليمك.

Bir kaç yumruk sallamaya çalıştı orospu çocuğu.
ياابن العاهرة حاولَ التَأَرجُح بَعْض اللكماتِ.

Peşine düştü. Hatta Nikki'yle çıkarak kıskandırmaya bile çalıştı.
تابعَك، حاولَ حتى أَنْ يَجْعلَ أنت غيور ببَدْء معاشرة نيكي.

Sean onu ikna etmeye çalıştı, her iyi polisin yapacağı gibi.
شون حاولَ مُنَاقَشَته أسفل، مثل أيّ شرطي جيد يَعمَلُ

Her zamanki gibi Bill, oyundan kaçmak için konuyu değiştirmeye çalıştı.
كالمعتاد حاولَ بيل الغش في طريقة لعبة الحقيقة.

- Büyücü benimle anlaşmaya çalıştı.
مستحضر الأرواح حاولَ عمل اتفاق معى ماذا ؟

Donna, iki yıl önce Tommy, motosikletiyle okul otobüsüne zıplamaya çalıştı.
دونا، قبل سنتين، تومي حاولَ القَفْز a حافلة مدرسية على دراجتِه.

Benimle uğraşmaya çalıştı ama ben onu 3 aylığına gece vardiyasına gönderdim.
حاولَ اتلاف العمل، فوَضعتُه على نوبة ليلية ثلاثة شهور

Onu, bizi öldürmeye çalışan baş cadı avcısıyla birlikte gördüm.
رأيتهُ للتو يتحدث إلى رئيس صائدي السحرة الذي حاولَ قتلنا

Ceza yazmaya çalışan bir polisi dövdüğü için 2 yıl yattı.
هو عَمِلَ سنتانَ لضرب a الشرطي الذي حاولَ إعْطائه a تذكرة.

Görünüşe göre yaşlı Joe Kennedy firmayla anlaşmasını bozmaya çalışmış.
على ما يبدو حاولَ جو كندي كبير السن انقاض صفقتِه مع الشركةِ

Bir gün tuvalete gitmek için çözdüklerinde kaçmaya çalışmış.
يوم واحد، متى هو حُرّرَ لذِهاب إلى المرحاض، حاولَ الهُرُوب.

Kendi kendine koleje gitmeyi denedi, ancak onu karşılayamadı..
لقد حاولَ إيداع نفسه إلى الجامعة، بيدَ أنه لم يتمكن من تحمل كلفتِها.

Jin Hyeon Pil, o hergele, çok fazlasını mideye indirmeye kalktı.
جين هيون بيل، ذلك الوغد .حاولَ ابتلاع الكثير من الأموال

Şampiyon yazısının üzerini çizip yerine "hileciler" yazmaya çalıştığı bir tanesini geride bırakmış.
مع أنَّهُ قد تركَـ واحدةً خلفه #لكنَّهُ قد حاولَ طمسُ كلمةِ #أبطال وكتبَ #غشاشونَ محتالون#

Alçağın teki bana vurmaya kalkıştı ama ona haddini bildirdim.
بَعْض المُتسكّعِين حاولَ ضَرْبي، لَكنِّي قاومتُة.

Şu an aklıma gelen aslında bizi öldürmeye çalışmıştı fikrinin yanı sıra tabii.
ماعدا الكامل حاولَ أصلاً أَنْ يَقْتلَنا شيءَ الذي يَجيءُ للتَدْبير حواي الآن.