Üzerine üç tane barmenin verdiği Dilaudid ve üzerine bir sürü rom ve kola iç bakalım ne oluyor? | Open Subtitles | ثم قمت بإعطائي 3 حبات من الديالاديس و إن اجتمعت هذه الأشياء تعطيك نفس شعور الثماله ، صحيح ؟ |
Hamburger başına 4 tane olarak varsayarsak, 10 litre lazım. | Open Subtitles | بافتراض أربع حبات فول سوداني للطبق سيكون 37 قدما مكعبا |
Bunun en sade örneği, eğer bir grup insandan kavanozun içerisinde kaç tane şeker olduğunu tahmin etmesini isteyebilirsiniz. | TED | و أبسط مثال لهذا هو أنك إذا سألت مجموعة من الناس لفعل شيء مثل، تخمين عدد حبات الهلام في الجرة |
Bunlar üç üzüm tanesi; maymun bunun için gerçekten heyecanlanıyor. | TED | هذه ثلاث حبات عنب; القردة تشعر بالحماس الشديد حيال هذا. |
Onlara 24 beyaz hap vermeyin. 18 beyaz hap altı mavi hap verin ve beyaz hapı önce mavi hapı sonra almalarını söyleyin. Buna bölümleme deniyor. | TED | لا تعطهم ٢٤ حبة بيضاء أعطهم ١٨ حبة بيضاء و٦ حبات زرقاء وأخبرهم لابتلاع الحبوب البيضاء أولاً ثم الحبوب الزرقاء بعد ذلك هذا مايطلق عيه تشانكنج |
Kılık değiştirme, görünmez olana kadar pilavın içindeki bir pirinç tanesi veya, tohumların içindeki tek bir susam tohumu olmaktır. | Open Subtitles | التنكر مثل حبّة أرز واحدة من بين حبات الأرز، أو حبّة سمسم واحدة من بين حبات السمسم مختلطة ببعضها البعض إلى تصبح غير منظورة |
Kar tanelerini düşün ve o küçük kar tanelerini saymaya başla. | Open Subtitles | تخيلي حبات الثلج, وابدئي بعد حبات الثلج الصغيرة. |
Belki içinizde bir iki tane çok iyi şeker sayısını tahmin edebilen var fakat topluluğun büyük kısmının tahmini neredeyse hepinizden daha iyi olacaktır. | TED | قد يكون هناك شخص أو شخصين بارعين في تخمين عدد حبات الهلام و لكن بالنسبة للجزء الأكبر من تخمين المجموعة سيكون أفضل منكم ككل |
Büyük bir ödül için, şimdi üç tane aldılar. | TED | مكافأة كبيرة، الآن يحصلون على ثلاث حبات. |
Aslında içtiğimiz sıcak, tuzlu bir suydu. Belki içinde 2-3 tane soya fasulyesi vardır. | Open Subtitles | فى الواقع ما كان بالطبق هو ماء ساخن مملح به ربما حبتين أو ثلاث حبات من فول الصويا |
Hayır, sağol. Kahvaltıda 4 tane aldım. | Open Subtitles | لا شكر اً، لقد تناولت حوالي أربع حبات على الإفطار |
Hayır, sağol. Kahvaltıda 4 tane aldım. | Open Subtitles | لا شكر اً، لقد تناولت حوالي أربع حبات على الإفطار |
Söyle bakalım kızım kaç tane guava çaldı. | Open Subtitles | عدّي .كم عدد حبات الجوافة التي سرقتها أبنتي؟ قولي لي |
Hergün beş tane hap aldım, ama bir şey değişmedi. | Open Subtitles | أتناول خمس حبات في اليوم ولا يوجد شيء مختلف |
Bu flukonazol, mantarlar için. 8 tane daha var. | Open Subtitles | هذا فلوكانوزل للفطريات هناك ثمان حبات أخرى |
İşte bu kar tanesi sepetlerini bitirmek için yeterli olmalı. | Open Subtitles | من المفترض أن يكون هذا كافياً لإنهاء سلال حبات الثلج |
Sakın bir şey yiyip, içme ve son kum tanesi düşmeden mutlaka dönmüş ol. | Open Subtitles | لا تأكلي أو تشربي أي شيء أثناء وجودك هناك وارجعي قبل سقوط آخر حبات الرمل |
Sağ omzundaki melek kum tanesi kadar sana sevap yazacak. Allah ondan aldığı ömrü sana versin. | Open Subtitles | الملاك الذي عن يمينك سيسجلها على أنها حسنة تعادل حسنات بعدد حبات الرمل |
Ne pembe traş makinesi ne tampon, ne makyaj malzemesi, ne iç çamaşırı ne doğum kontrol hapı. | Open Subtitles | لا يوجد سدادات , لا يوجد مكياج لا يوجد سراويل لا يوجد كرات قطنية , لا يوجد حبات منع حمل , لا يوجد شئ |
Bir kaç afyon tohumu. | Open Subtitles | بضع حبات من الأفيون. |
Eğer korkarsan gözlerini kapat ve kar tanelerini say. | Open Subtitles | أن كنت تشعرين بالخوف, أغمضي عيناك وعدي حبات الثلج. |
Çam kozalakları muazzam kabuklarıyla ve tonlarca çam fıstığı heryerde. | Open Subtitles | هناك صنوبرات هائلة وأطنان من حبات الصنوبر |
Turkuaz ve gümüş boncuklar. | Open Subtitles | تكوين من حبات من الفيروز والفضة |
Bu son derece uçucu olan kara madde birazcık da mısır. | Open Subtitles | .. إنها مادة سوداء شديدة الخطورة بالاضافة إلى بعض حبات الدرة |
Gerçekten de bu patlamış mısırlar çok güzel. | Open Subtitles | إنهم مثل حبات فشار صغيرة أتعرف ؟ |
Umut ediyorum ki gözünüzü tabir yerinde olursa, polenlerin bazı gizemlerine açmışımdır. | TED | أأمل بأن أكون قد نبهتكم إلى شيء ما وعليكم أن تعذروا التخفي البصري لبعض حبات اللقاح |
Bu granit kayalarının erozyonudur. Yani, dağlar oluştu ve su, yağmur, buz ve benzeri ile aşındı ve kum tanecikleri haline geldi. | TED | إذن فالجبال قد تشكلت، وتتآكل بسبب المياه والمطر والجليد وما إلى ذلك، وتتشكل لدينا حبات الرمل. |