"حبوب الإفطار" - Traduction Arabe en Turc

    • mısır gevreği
        
    • kahvaltılık gevrek
        
    • gevreğimi
        
    • mısır gevreğim
        
    • mısır gevreğini
        
    • mısır gevreklerinden
        
    • kahvaltılık gevrekler
        
    Okula gitmek için hazırlanıyorum ve bu sabah mısır gevreği yedim. Open Subtitles صباح الخير،أنا أستعد للذهاب للمدرسة هذا الصباح وأكلت للتو حبوب الإفطار
    Bu kostümü mısır gevreği kutuları ve yoga matlarıyla yaptık. Open Subtitles هذا الرداء مصنوع من علب حبوب الإفطار ومن حصائر اليوقا.
    Sadece mısır gevreği yiyen insanları öldüren bir seri katil. Open Subtitles قاتل متسلسل لا يقتل سوى الأشخاص الذين يأكلون حبوب الإفطار
    Bazen, kahvaltılık gevrek yediğim kaseyi durulamıyorum. Open Subtitles أحياناً أنا لا أغسل أطباق حبوب الإفطار خاصتي
    Baba. mısır gevreğimi televizyon seyrederken yiyebilir miyim? Open Subtitles أبي، هل أستطيع أكل حبوب الإفطار أمام التلفاز؟
    Ve yeni mısır gevreğim. Open Subtitles ثمّ... حبوب الإفطار الجديدة المفضّلة لدي، وأرسلوا ملاعق
    mısır gevreğini yoğurtlu yedi. İngiliz çayı, her zamanki gibi sade. Open Subtitles لقد أكل الزبادي مع حبوب الإفطار, و شاي الإفطار الإنجليزي, بلا سكر كالعادة
    Şekerli mısır gevreklerinden yememe izin vermiyordu! Open Subtitles إنها لا تدعني أتناول حبوب الإفطار بنكهة الفاكهة
    Hem,itiraf etmeliyim, kıçının çukurundan mısır gevreği yemeyi özleyeceğim. Open Subtitles على الرغم منذ ذلك يجب علي الاعتراف أنني سأشتاق لتناول حبوب الإفطار من الدمامل على مؤخرتك
    Onu kanlar içinde, kahvaltı masasında oturmuş, mısır gevreği yerken buldular. Open Subtitles وجدوه ملطخا تماما بالدم, جالسا عند طاولة الأكل, فقط جالسا يأكل حبوب الإفطار
    mısır gevreği kutusundaki palyaço sadece bir insan*. Open Subtitles المهرج على علبة حبوب الإفطار هذه هي مجرد امرأة
    Gökkuşağını seviyor ve bu da tıpkı meyveli mısır gevreği gibi kokuyor. Open Subtitles رائحتها مثل حبوب الإفطار بطعم الفواكه المزيف
    mısır gevreği reyonundaydım ve galiba o kocaman reklam kartonlarından birine takıldım, aniden her şey üzerime gelmeye başladı. Open Subtitles كنت في ممر حبوب الإفطار .. وتعثرتبإحدىتلك المعروضاتالكبيرة.
    Akşam yemeğinde de mısır gevreği yememizin tek sebebi ise, benim başka bir yemek bilmememdi. Open Subtitles و السبب الوحيد لتناولنا حبوب الإفطار كعشاء هو لأنها الطعام الوحيد الذي أقدر ان احضره
    Tamam, belki kütüphaneden ziyade başka yerlerde takılıyordum mesela açılır-kapanır mısır gevreği dolabında. Open Subtitles حسناً ربما قضيت وقتاً أقل بالمكتبة من خزانة حبوب الإفطار
    Jimmy, bu aynı annenin tarifi işte, cips tozu koymak yerine sadece dibine mısır gevreği koydum. Open Subtitles جيمي , إنها وصفة والدتك حقاً باستثناء أنه بدلاً من نثرات الشرائح لقد طحنت بعض من حبوب الإفطار القديمة
    Çünkü gidip şekerli mısır gevreği almak daha kolay. Open Subtitles لأنه من الأسهل الذهاب وشراء حبوب الإفطار بالسكر
    V-10'lar kahvaltılık gevrek gibi ses çıkarmalarıyla meşhurlar. Open Subtitles أجل طراز في 10 شهير بالفرقعة والطرق مثل حبوب الإفطار
    Ama kahvaltılık gevrek yemek istedim. Open Subtitles لكنني هنا أتناول حبوب الإفطار!
    Şimdi gevreğimi yiyebilir miyim? Open Subtitles أيمكنني تناول حبوب الإفطار الآن؟
    Elijah, bu benim mısır gevreğim, tamam mı? Open Subtitles ايلايجا هذه حبوب الإفطار خاصتي، حسناً؟
    O da bir çocuk. Tek umurunda olan mısır gevreğini çikolatalı sütle yemek. Open Subtitles إنه فتى يُريد حليب الشوكولاته في حبوب الإفطار
    Geçen gece yemek niyetine süte çocukların mısır gevreklerinden koyup yedim. Open Subtitles قمت بوضع اللبن على حبوب الإفطار.
    Tatlı içecekler ve kahvaltılık gevrekler mesela. Open Subtitles من مشروبات طيّبة وحتى حبوب الإفطار

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus