| Lütfen, anne, tanrı aşkına, istediğim sadece birazcık bilgi. | Open Subtitles | أرجوكِ يا أمي، حبّاً بالرّب، لا أريد سوى القليل من المعلومات |
| - Özgürlüklerine kavuşuyorlar. Biz onları özgürleştiriyoruz. Tanrı aşkına, bize teşekkür ediyorlar. | Open Subtitles | ينالون الحريّة، نحن من يحرّرهم يشكروننا، حبّاً بالله |
| Tanrı aşkına. O karta 180 dolar verene kadar ailemi 2 hafta doyururum. | Open Subtitles | حبّاً بالله، 180 دوراً ثمناً لبطاقة كرة قاعدة |
| İlk görüşte ya da ilk öpücükte aşk diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا وجودَ لما يُدعى حبّاً من النظرةِ الأولى، أو من القبلةِ الأولى. |
| aşk, acı çekmektir. Yoksa adı aşk olmaz. | Open Subtitles | -إمّا أن يكون الحبّ لوعة أو لا يكون حبّاً |
| - Hayır. Ona hiçbir çocuğa yüklenmemesi gereken bir şey yükledim ve adına sevgi dedim. | Open Subtitles | لا، حمّلتُه عبئاً لا ينبغي لأيّ طفلٍ أنْ يحمله، و أسميته حبّاً. |
| Bugün, ilk defa gözlerinde aşkı gördüm. | Open Subtitles | اليوم، للمرة الأولى، رَأيتُ حبّاً في عيونِه. |
| Ama lütfen beni öldürmeyin. Tanrı aşkına yaşamama izin verin. | Open Subtitles | لكن أرجوك لا تقتلني حبّاً بالله، دعني أعيش |
| Tanrı aşkına, zaten dans ediyoruz. | Open Subtitles | سنؤدّي الرقصه هذه على أيّ حال، حبّاً بالله |
| Tanrı aşkına daha işler durumda bir dikiş makinem bile yok. | Open Subtitles | أعني، حبّاً لله، لست أملك حتّى آلة حياكة تعمل. |
| Oraya giremezsin. Senin kendi zaman akışın Tanrı aşkına! | Open Subtitles | لا يمكنكَ الدخول إلى هناك، إنّه مساركَ الزمنيّ حبّاً في الله |
| Tanrı aşkına, sizler nasıl insanlarsınız? | Open Subtitles | حبّاً بالرّب، أيّ نوع من الناس أنتم؟ |
| Çocuk, evlilik ve gerçek aşk istiyorum. | Open Subtitles | أريدُ أطفالاً، زواجاً، حبّاً حقيقيّاً. |
| aşk olmak zorunda değil. | Open Subtitles | ليس مِن الضروريّ أنْ يكون حبّاً |
| Eğer hissettiğim aşk değilse söyle nedir? | Open Subtitles | إنْ لمْ يكن ما أشعر به حبّاً... فما هو الحبّ إذاً؟ |
| Bilinmeyen malzeme sevgi değilmiş meğerse. | Open Subtitles | حسناً على ما يبدو السر المكون ليس حبّاً |
| Güllerin devamlı sevgi ve ilgiye ihtiyaçları vardır. | Open Subtitles | يحتاجُ الوردُ حبّاً ثابتاً وإنتباهاً |
| Erikson aşkı diğerinin büyümesine destek olmak diye tanımlar. | Open Subtitles | يُعرّفُ حبّاً كالذي يُروّجُ للنمو الآخرِ. |
| İkisi için de ilk görüşte aşktı. | Open Subtitles | كان حبّاً من النظرة الأولى. لكِلاهما. |
| O çiçekteki toz, gerçek sevgiyi paylaşan kişileri buluşturmakla muktedirdir. | Open Subtitles | غبار تلك الزهرة يمتلك القدرة على لمّ شمل مَنْ يتشاركون حبّاً حقيقيّاً |