Bu yüzden de, bir pislik beni aldatarak buna hakaret ederse intikamımı alırım. | Open Subtitles | ولهذا السبب عندما لا نُقدّر من خائن من حثالة المُجتمع، فإننا نُريد الإنتقام. |
Senin gibi bir pislik, salınma belgelerini nasıl alabildi aklım hiç almayacak. | Open Subtitles | وإلّا كيف ليحصل حثالة مثلك على أوراق تسريحه، لن أعرف هذا أبدًا |
Backstabbers Hiçbir şey ama , pislikler ve yalanlar . | Open Subtitles | هم فقط حثالة يطعنونك في الظهر, و الكثير من الأكاذيب |
Arkadaşınız bir uyuşturucu satıcısı. Diğer bir deyişle Pisliğin teki. | Open Subtitles | أجل، حسناً، صديقتك تاجرة مخدرات، يعني حثالة |
Yakın bir zamanda Cody Emily'nin bir köy pisliği olduğunu anlayacak. | Open Subtitles | ماهي الا مسألة وقت حتي يدرك كودي ان ايميلي ليست سوي حثالة |
Yani... aşağılık, cani ruhlu bir zenci parçası burada... aramızda bir yerde. | Open Subtitles | ... لذا ... لدينا قاتل حثالة أسود في مكان ما هنا ... |
Bu aile yıllarca Danny'ye bok gibi davrandı, yalan mı? | Open Subtitles | كما لو كان حثالة على مدى سنوات، هل هذه كذبة؟ |
Hatta pislik bile değillerdi. pislik olacakları günü bekliyorlardı. | Open Subtitles | هيه، إنهم لم يكونوا حتى حثالة إنهم طَمحوا ذات يومَ لِكي يَكُونَ حثالة |
Hepsi hırsız, tecavüzcü, katil, sübyancı... Hep pislik. | Open Subtitles | جميعهم منهم القتلة واللصوص والمغتصبون والمعتدون علي الأطفال وكلهم حثالة |
Çocukların bana her baktığında kendimi yer yüzündeki en büyük pislik gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بأننى أكثر الناس حثالة على وجه الأرض كل مرة أرى إبنتك يبتسم لى |
Silahlı bir pislik. Üç defalık olay. Hepsi bu. | Open Subtitles | أعني حثالة بمسدس ثلاثة عمليات ضرب هذا كل شيء |
Öbür cinayeti itiraf etmişti. İster pislik olsun ister aziz, yaptığın ağır suça girer. | Open Subtitles | ,حثالة أو قديس لا يهم ما قمت به جريمة كبرى |
Böyle pislikler dükkana girip çıkarken iyi... ama benim polis olmamı kaldıramıyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | لقد جعلت حثالة المجتمع يدخلون ولكن كوني شرطي فهو كثير جدا |
- Şimdi anladım. - Anladınız mı şimdi pislikler? | Open Subtitles | حسناً، نحن نتفهم ذلك نعم، أترون أنكم حثالة |
Şu anda muhtemelen Pisliğin teki olduğumu düşünüyorsundur. | Open Subtitles | على الأرجح تعتقدين الاَن بأني حثالة المجتمع |
Kimliğimi çalan o pisliği bulacağım ve onu öldüreceğim. | Open Subtitles | سأجد حثالة المجتمع الذي سرق هويتي وسأقتله |
Sen, aşağılık, asalak, bir piç kurususun, değil mi? | Open Subtitles | أنت مجرد إنسان مُنحط وغد من حثالة المجتمع ، أليس كذلك ؟ |
Karılarına bok gibi davranıyorlar! Sicilya Piçi demek istemedim! Rocco? | Open Subtitles | فهم يعاملون زوجاتهم كما لو كانوا حثالة لم أقصد قول ذلك |
12 yaşına gelen her serseri cebine silah koyarsa, ölüm de ucuz olur. | Open Subtitles | عندما ياتى حثالة من الشارع عندة 12سنة يحمل مسدسا يكون الموت سهلا |
Şimdi bir arabayı soyma dene de seni öldüreyim, şerefsiz. | Open Subtitles | حاول أن تسرق سيارةً الآن سأقتلك يا حثالة |
Burada çalışan bir avukat bana, sanıklardan "dünyanın pislikleri" olarak bahsetmişti ve sonrasında onları temsil etmek zorunda kaldı. | TED | أُخبرت مرة أن محام كان يعمل هناك أشار إلى المتهمين على أنهم "حثالة الأرض" وبعدها كان عليه أن يمثلهم. |
Sitir git, Portman! Sen pisliksin... | Open Subtitles | اللعنة عليك يا بورتمان انت حثالة |
Süprüntü olarak doğdun, şanslıysan büyüyünce çöp olursun. | Open Subtitles | لقد ولدت لتكون حثالة ، وستكون محظوظاً إذا أصبحت كالقمامة |
Ya da kadınların çöp olduğunu ve hak ettikleri yerde olduklarını düşünüyor. | Open Subtitles | أو أنه ينظر للنساء على أنهن مجرّد حثالة وأنه يضعهن حيث ينتمون |
Dünyaya bir iyilik yaptık. O adamlar pislikti. | Open Subtitles | لقد عَملنَا معروفاً للعالم أَعْني، أولئك الرجالِ كَانوا حثالة المجتمع |
Oradaki birliklerimiz ordunun ayak takımı. Komutanlar erkekten bozma. | Open Subtitles | فيلقنا هناك من حثالة الجيش وضباطنا قليلوا الخبرة |
Hokey maskesi takıp pisliklerle mücadele etmeden önceydi bu. | Open Subtitles | وهذا يسبق بكثير وضعي قناع الهوكي وبدئي نضال حثالة البشر. |