Benimle bazı şeyleri anlayabilecek biri gibi konuşman hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | يعجبني طريقة حديثك معي كما لو أنني أستطيع فهم ذلك |
Avukatları hemen salıverilmesini istediler ama mesaj oldukça açıktı: Bu yer hakkında konuşma. | TED | عمل محامي الدفاع على تأمين خروجه بسرعة، ولكن الرسالة خلف ذلك كانت واضحة للغاية: لا تتطرق في حديثك إلى هذا المكان. |
Sizi konuşurken duydum. | Open Subtitles | أستمع لقد سمعت حديثك ما كان عليك أن تفعل ذلك |
Dostun olarak görevim seni duymazdan gelmek çünkü deli gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | وظيفتي كأفضل صديق لك أن أتجاهل حديثك الآن... لأنّك تتحدّث بجنون. |
Sadece bu ilginç konuşmayı değil ayrıca güvenlik görevlimi ve işlediğin cinayeti de kaydediyor. | Open Subtitles | ولم تسجل فقط حديثك المفيد مع حارسي الشخصي، بل جريمة قتله أيضاً. |
Ama konuşmaya devam edin. Göz oymakla ilgili konuştuklarınız içimi gıcıkladı. | Open Subtitles | لكن استمري في حديثك عن اقتلاع العيون لقد جعلني اشعر بالمرح |
Ah, evet, benimle böyle konuş, tatlım, yeni kız arkadaşım olursun. | Open Subtitles | حقا . ؟ عليك ان تستمرى فى حديثك القذر هذا ، عزيزتي |
konuştuğun esnada sana bakıyorum diye ilgilendiğimi veya dinlediğimi varsayma. | Open Subtitles | نظري إليك أثناء حديثك لا يعني أنني مهتمة أو أصغي |
Bundan dolayı konuşmanızı güvendiğiniz arkadaşlarla deneme yapmanız ve hangi kısımlarda karmaşa yaşadıklarını bulmanız önemli. | TED | لذلك، من الأهمية بمكان أن تختبر نص حديثك مع أصدقائك المقربين وأن تتعرف على الأجزاء التي تسببت في إرباكهم وتشتتهم. |
Üzgünüm, devam et. Devam et, konuşmanı yap. | Open Subtitles | .انا في منتصف حديثي .تفضل , قُم بإكمال حديثك |
İnsanlar o adamla konuşmana bile kızıyorlar. | Open Subtitles | . الناس , منزعجة , من حديثك مع ذاك الرجل |
konuşman bittiyse işe dönmeliyim. | Open Subtitles | لذا, لو كنت قد انتهيت من حديثك فلدىّ عمل لأقوم به |
Kaynaklarım bana konuşman yüzünden aşırı tepki gösterdiğimi söyledi. | Open Subtitles | نعم , حسنا مصادري اخبروني اني قد بالغت في حديثك |
Bu hızlı konuşman her zaman kötü şeylere delalettir. | Open Subtitles | حديثك السريع هذا لم يكن أبداً إشارة جيّدة |
Hadi kıpırda sevgili Jimmy yoksa birazdan konuşma özürlü olacaksın. | Open Subtitles | لذلك تحرك ايها الولد جيمى. والا ساقوم باعاقة حديثك |
konuşma tarzından, handikap sistemini bilmenden anlamalıydım. | Open Subtitles | أجل لمرة واحدة كان يجب أن أعلم , طريقة حديثك عنه |
Sen konuşurken oğlum tekme attı. İlk kez oluyor! | Open Subtitles | هل تعلم أنه قام بركلي للمرة الأولى أثناء حديثك ؟ |
Müşteriler ile konuşurken tavırlarına dikkat et Perkins. | Open Subtitles | انتبهي لطريقة حديثك مع العملاء يا بيركنز |
insanlar kendi seçimlerini yaptılar insanların Jim Gettys'i bana tercih etmeleri ilginç insanlara sahipmişsin gibi onlar hakkında konuşuyorsun sana aitlermiş gibi .iyilik hatırladığım kadarıyla, insanlara kendi haklarını vereceğin hakkında konuşmuştun onlara şimdiki özgürlüklerini sağlayarak... | Open Subtitles | وأنهم ينتمون إليك لطالما تذكرت حديثك ... عن إعطاء الناس حقوقهم ... وإذا كان بإمكانك منحهم الحرية كهدية |
Öteki dünyada başladığın konuşmayı bitir. | Open Subtitles | أنهِ حديثك الذي بدأته من قبل في العالم الآخر |
Bunu konuşmaya başlamadan önce de söylemelisin. | Open Subtitles | يجب ان تبدأ حديثك في المرات القادمـة بهـذه |
Hızlı konuş. Beş dakika içinde bir kızla buluşacağım. | Open Subtitles | اختصر حديثك ، عليّ مقابلة تلك الفتاة في حوالي خمس دقائق |
Tek konuştuğun, profesyonel hokeyci olmak. Ama bir sorun var, iyi bir oyuncu değilsin. | Open Subtitles | كل حديثك عن انك تريد ان تكون لاعب هوكى محترف، على الرغم من انك لست بارع. |
Şimdi gülebilirsin; ama konuşmanızı bölmeme izin verdiğiniz için size daha sonra elle yazılmış bir teşekkür notu göndereceğim. | Open Subtitles | اضحك الآن لكني سأبعث لكِ رسالة شكر بخط اليد على السماح لي بمقاطعة حديثك |
Glen, artık konuşmanı istemiyorum, çünkü eğer yalan söylemeye başlarsan üstünde hiçbir köprü olmayan bir nehir oluşacak aramızda. | Open Subtitles | توقف " قلين " لم أعد أريد حديثك لأنه حينما تبدأ الكذب علي سيصبح بيننا نهر دون جسر عبور |
Bu konuyu benimle konuşmana gerek yok. Bir meslektaşım gelip bakacak. | Open Subtitles | إنه ليس أنا بخصوص حديثك عن ذلك إنما زميل أتى ليرى ما حصل |
Benimle nasıl konuştuğunu kardeşime söylesem sana ne yapar biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف ما سيفعله أخّي بك لو أخبرته بطريقة حديثك معي؟ |
Bunlar senin sözlerin gibi değil. Daha çok Dava isyancılarınınki gibi. | Open Subtitles | هذه ليست طبيعتك حديثك أقرب إلى متمردي القضية |