Ninem bahçesinde böyle bir şey olmasını çok isterdi. | Open Subtitles | يا رجل ، جدتي تحب هذا التمثال في حديقتها |
..Şişko Kadın bahçesinde Kırmızı Noktalı Donunu Gösteriyor, gördüklerinde alkış tutturacaklar. | Open Subtitles | وصورة ظل راعي أبقار مائل في الحظيرة .. والمفضلة للجميع سيدة بدينة مائلة في حديقتها وترتدي سروال .. |
Bülbülleri bahçesinden kovardım, Onun şarkılarını kesmesinler diye. | Open Subtitles | أتمني لو أبعد العنادل من حديقتها قبل أن يقاطعوا أغنيتها |
Düştüğü sırada kendi bahçesinden kopardığı çiçekleri tutuyormuş. | Open Subtitles | و عندما سقطت كانت تحمل الأزهار التي التقطتها من حديقتها الخاصة. |
Bu sahte ortamı bozan tek şey onun bahçesi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يخون هذه قبل متوتر من الحالة الطبيعية حديقتها. |
Ve her sabah çimlerini bornozla suluyor. | Open Subtitles | وهي تسقي حديقتها كل صباح. ترتدي رداء الحمام. |
Annem Bahçesinin renk ve dokularıyla yemek pişirirdi. | TED | أمي تطبخ من ألوان وقوام حديقتها. |
Efsanelere göre 5 bin yıl kadar önce bir prenses bahçesinde yürüdüğü sırada sıra dışı bir şey çay bardağının içine düşmüş. | Open Subtitles | الأسطورة لها حول قبل 5,000 سنة، أميرة كانت تمشي في حديقتها عندما شيء غير عادي سقط قي قدح شايها. |
bahçesinde portakal ve limon ağaçları vardı. | Open Subtitles | وإنّها تقوم بزراعة الليمون والبرتقال في حديقتها .. |
Gösteriş yapmak ve sürdürülebilir dikey bahçesinde yetiştirdiği lahanayla organik kinoa yedirmek istiyordur. | Open Subtitles | على الأرجح تود أن تقدم لنا طعام عضوي مع الكرنب الذي زرعته في حديقتها المستدامة الرأسية |
-Benim doğumumda ölmüş. -Ben bahçesinde öldüğünü sanıyordum. | Open Subtitles | ماتت عندما ولدت - إعتقدت بأنها ماتت في حديقتها - |
Fukamachi-san'ın bahçesinden bu lavanta. | Open Subtitles | لقد كانت تقوم بزراعتها في حديقتها |
Onun bahçesinden bir çiçek almak istemiştim | Open Subtitles | اردت ان آخذ زهرة من حديقتها |
Geçmişte Sheila buketleri kendi bahçesinden gül toplayarak yapıyordu. | Open Subtitles | في السابق شيلا) ، كانت تقطف باقات الورود من حديقتها) |
Sebze bahçesinden otlanan bir sincapsanız başka tabii. | Open Subtitles | إلاّ إذا كنتما قارض (غوفر) تنبشان خضراوات حديقتها |
Vasiyeti, dükkanı bahçesi, fotoğraf albümlerinde kalan bir ömür. | Open Subtitles | الأمنية الأخيرة و الوصية مكتبها , و حديقتها ..ألبومات حياتها |
Victoria Polly'yi hayvanat bahçesi için istemiyormuş. | Open Subtitles | فيكتوريا لم ترد بولي من اجل حديقتها |
çimlerini biçtiğim zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر عندما كنت أجز عشب حديقتها ؟ |
Askısız bluzla çimlerini biçen Sycamore Sokağı'nda oturan o sarışın var ya? | Open Subtitles | هل تعرف تلك الشقراء على شارع [سكرمو] ؟ التي تحب ترتيب حديقتها بأعلى الأنابيب ؟ |
Gizli Bahçesinin tazelenmesi gerekmişti. | Open Subtitles | "حديقتها السرية كانت تحتاج للتجديد " |
Silah seslerini duyup, insanların koşuştuğunu gördüğünde bahçede çiçeklerini suluyormuş. | Open Subtitles | تقول انها كانت تسقى حديقتها عندما سمعت صوت الطلقات وحينما قام الناس باركض |
Bazen evinin önünden geçiyorum ve Bahçesini sularken o kısacık şortu ve boyundan bağlı üstüyle görüyorum. | Open Subtitles | أتعلم في بعض الاحيان أمر بجانب منزلها وتكون في الخارج تروي حديقتها بالشورت |
Ben de onu zıkkım olasıca bahçesine diri diri gömmek istiyorum. | Open Subtitles | أو أود دفنها حية في حديقتها المقرفة. |