| Tamam, o zaman yapacağım. Artık kendimi umursamıyorum. | Open Subtitles | حسناً إذن , سأقوم بذلك لم أعد أهتم بنفسى بعد الآن |
| Tamam o zaman, kütüphaneye gidip evinin adresini alalım. | Open Subtitles | حسناً إذن سنذهب إلى المكتبه وسأحصل على عنوان منزلك |
| Pekala, söyleyin bu durumda ne yapmalıyım? | Open Subtitles | حسناً , إذن , ماذا من المٌفترض أن أفعل فى هذا الموقف ؟ |
| Öyleyse bu senin için çok önemli bir hafta, öyle değil mi? | Open Subtitles | حسناً إذن .. فهذا أسبوع مهم جداً بالنسبة لك ، أليس كذلك؟ |
| Pekâlâ, demek buradaki adam rayların günlük bakımını yaparken kemikleri gördüğünü ve bir geyiğe ait olduklarını sandığını söylüyor. | Open Subtitles | حسناً,إذن الشاب يقول كان خارجاً يقوم بالصيانه الروتينية لسكة الحديد وشاهد العِظام,وأعتقد بأنها عِظام غزال |
| Peki, o zaman size yarın sabaha kadar izin veriyorum. | Open Subtitles | حسناً, إذن,انا سوف اعطيكى مهلة حتى صباح الغدّ. |
| Tamam O halde, güzel ve sahili olan bir yere gidebiliriz tabi biz... | Open Subtitles | موافق حسناً إذن ربما يمكنك أن تجدي مكان جميل على الرمال يوم ما |
| Tamam Öyleyse dünyamın kadını. | Open Subtitles | حسناً إذن, إمرة حول العالم لم لا تأتين هنا |
| Tamam o zaman, peki biz gerçek kimliğini bu ölüm ekibine söylersek ne olur? | Open Subtitles | حسناً إذن , ما رأيك بتنفيذ ما نطلبه منك و إلا فسنخبر فيلق الهلاك بهويتكَ السريّة ؟ |
| Tamam, o zaman. Yardım edebileceğini düşünüyorsanız. | Open Subtitles | حسناً إذن , إن كان باعتقادك أنه يستطيع المساعدة |
| Tamam, o zaman bu durumda, neden bu hafta buluşup işleri yoluna koymuyoruz? | Open Subtitles | حسناً , إذن في هذه الحالة لم لا أتي هناك خلال هذا الأسبوع وتسوية الأمور ؟ |
| Tamam o zaman. Anne bunu ahırda yememin bir mahsuru var mı? | Open Subtitles | حسناً إذن ، هل تمانعين لو أكلت في الحظيرة ؟ |
| Tamam o zaman. Biraz bekleyin lütfen. | Open Subtitles | أوه, حسناً إذن, من فضلك ابق على الخط لحظة. |
| Pekala, yani seks yaparsam, domuzumu kurtarmak için bağışta bulunacak mısın? | Open Subtitles | حسناً,إذن لو مارست الجنس,ستتبرع لإنقاذ حياة خنزيري؟ |
| Pekala. Ben gidiyorum. | Open Subtitles | حسناً , إذن إنظري انا سأذهب إلى تلك الجهة |
| Pekala.. Pazarlama. Dağıtım. | Open Subtitles | حسناً إذن التسويق، التوزيع، الكتالوج، الاتصالات |
| Öyleyse izin verin, ayırayım etlerini kemiklerinden. Ayıracaksın da, talebem. | Open Subtitles | حسناً إذن ، دعني أنزع كل قطعة لحم عن جسده |
| Öyleyse doğru insanlar işinde kaldı. | Open Subtitles | حسناً إذن ، الرجال المناسبون إحتفظوا بوظائفهم |
| Pekâlâ Öyleyse paran varken hayat daha mı iyi? | Open Subtitles | حسناً, إذن إنها حياة افضل عندما تمتلكين المال؟ |
| Peki o zaman, Buda mutlulukla ilgili ne demişti? | Open Subtitles | حسناً إذن إنتظر ماذا قال بوذا عن السعادة مرة أخري ؟ |
| O halde bilimsel açıdan size rica etmeliyim. | Open Subtitles | حسناً , إذن يجب أن أفضى لك بعض الخلفيات العلمية |
| Tamam, Öyleyse köle olarak çalışmaya devam mı edeceğiz? | Open Subtitles | أوه حسناً , إذن نمضي قدماً , نعمل كالعبيد ؟ |
| Peki, Öyleyse, onu tekrar mutlu etmek için ne gerekiyorsa yapmalısın. | Open Subtitles | حسناً, إذن تفعل أيّاً مايكن لتعيد إليها سعادتها مجددا |