Evren bizim parmaklarınızın ucunda sunabileceği ve biz fuck-up sadece bir avuç. | Open Subtitles | اعطاها لنا الكون في متناول يدينا و نحن مجرد حفنه من الفشله. |
- Birisi kilide sakız sokmuş. - Bu şehirdeki bir kaç vahşi. | Open Subtitles | شخص ما حشر علكة بداخلها حفنه من الهمج في هذه المدينه |
Sürekli o kulübün boş iş olduğunu oradakilerin de bir avuç mantar koklayan züppe olduğunu söyler dururdun. | Open Subtitles | لقد كنت تقول أن هذا النادي لا شئ.. إلا حفنه من المتغطرسين الثملين الذين يشمون بتكبر |
Dikiz aynasında göğüs kanseri kurdelesi var arkada bir sürü finans dergisi var. | Open Subtitles | هناك شعار لسرطان الرئة على مراءة السيارة... حفنه من الحسابات, مجلات في الخلف. |
Yani bir sürü bankacının orada buluşacağı konusunda bir şey bilmiyor musun? | Open Subtitles | إذن لا تعرفي أي شىء عن حفنه من رجال البنوك يتقابلون هناك ؟ |
Oh, evet. O dalyaraklarla kocaman, kahrolası bir sorunum var ! | Open Subtitles | ! "نعم, لدى حفنه كبيره من المشاكل مع أمريكا يا "توات |
Numarayı yanlış yazmış ve şantaj fotoğrafını bir yabancıya göndermiş. | Open Subtitles | مصنف على انه مكالمة خاطئة ارسال حفنه من المال الى شخص غريب |
Bu birbirleriyle düşüp kalkan ve dans eden bir grup ibnenin yer aldığı Souvaki oyunu gibi bir şey mi? | Open Subtitles | هل هي إحدى تلك المسرحيات التي يرقص فيها الجميع سوياً و كأنهم حفنه من الجنيات؟ |
Gerçekten de işe yarar bir site. | Open Subtitles | يدير مشروع عن صناعة علاقات عامة حفنه من عملاء الشركات يحب أن يحتفل فى العطلة الاسبوعية |
Sayfayı asitte eriterek, bir şeyler yapıp buralarda satabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك غمس صفحة في الحمض ، او بيع بعض المربعات لقاء حفنه من المال |
bir sürü bankacının ölümünden sorumlu olmak istemezsin, değil mi? | Open Subtitles | إنظر أنت لا تريد حفنه من رجال البنوك الميتين على عاتقك اليس كذلك ؟ |
Kim Galakside ekstra bir füze yığınıyla dolanır ki? | Open Subtitles | من فى المجرة الذي سوف يهرع مع حفنه من الصواريخ الاضافية؟ |
Fakat bir avuç dolusu kullanılmamış sekiz atımlık şarjör, anlaşılan geçen ay bir çatışma sırasında kaybolmuş. | Open Subtitles | ولكن حفنه من الأمشاط التى تحتوى على ثمان رصاصات غير مستخدمه من الواضح انهم فقدوا فى اشتباك بالنيران الشهر الماضى |
Biz, bir grup münzevi bilgi inekleri değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا مجرد حفنه من المهوسين بالبينات والمنعزلين على أنفسهم |
Dünyayı son görüşümde bir sürü çirkin, solgun yüzlü İngiliz olduğunu düşünüyorum da tek pişmanlığım size karşı savaşıp ülkeme hizmet eden bir vatansever olmak yerine hayatımı sıradan bir hırsız olarak boşa harcamış olmamdır. | Open Subtitles | بما أن أخر شيء أراه في هذا العالم هو حفنه من الجنود الانكليزاللقطاء شاحبي الوجه فندمي الوحيد هو اني قضيت حياتي كلص |
Zincirlerinden kurtulmalısın, köpekler ve seni yakalayıp ölü bir şekilde geri getirecek olan bir sürü muhafız var. | Open Subtitles | عليك ان تتخلص من السلاسل ... و الكلاب البوليسيه و حفنه من الحراس الذين سيأتون بك ميتآ فى الحال |
Elinizde bir sürü ihtimal var. | Open Subtitles | كل ما لديك هو حفنه قليله من الاحتمالات |
Bu akşam bir sürü insan evime gelecek. | Open Subtitles | لدى حفنه من الأشخاص فى منزلى الليله |