Burada kuduz hafife alınacak bir şey değil. Derhal iğne olman lazım. | Open Subtitles | داء الكلب هنا ليس بمزاح، عليك تلقي حقنة بأسرع ما يمكن، لنذهب. |
Her gün iğne yaptırırdı, ama hiç kimse bunu bilmiyordu. | Open Subtitles | كان يأخذ حقنة كل يوم. لكن ما عرف أحد بهذا. |
İlk önce 'klik' sesiyle bir tür yiyecek ödülünü ilişkilendiririz. ki bu ödül şırınga içerisine konmuş muz ve fıstık ezmesidir. | TED | بادئ ذي بدء ، ونضم الصوت فوق مع المكافأة الغذائية، الذي هو الموز والفول السوداني المهروس معا في حقنة. |
Fareye bir kez enjekte ediyorduk ve bir hafta bekliyorduk, daha sonra, tasarruf etmek için, başka deney yapıyorduk. | TED | لهذا كنا نعطي حقنة للفئران، ومن ثم ننتظر لأسبوع، ومن ثم نجري تجربة أخرى، لنحافظ على المال. |
Bence bir morfin iğnesi herşeyi yoluna sokar. | Open Subtitles | أعتقد أن حقنة من المورفين ستجتمع في المريضة |
Genç bilim adamımız hastalanıp, bayıldı. Çeçe sineği aşısı. | Open Subtitles | عالمنا الصغير خر على ركبتيه ويشعر بالبرد من أثر حقنة التسى تسى |
Bu adamlar beni kaçırdı, boynuma bir iğne yaptılar ve burada uyandım. | Open Subtitles | و هؤلاء الأشخاص أخذوني ببساطة أعطوني حقنة في رقبتي ثم استيقظت هنا |
Bakımsız kalmışsınız. Her yemekten sonra, bir iğne vuracağız. | Open Subtitles | أنت ضعيف لذلك سنعطيك حقنة مثل هذه بعد كل وجبة |
Her yemekten sonra, bir iğne vuracağız. | Open Subtitles | أنت ضعيف لذلك سنعطيك حقنة مثل هذه بعد كل وجبة |
Çok ağrısı vardı ve iki saatte bir iğne oluyordu. | Open Subtitles | كان في حالة سيئة وأليمة وكان يحصل على حقنة كل ساعتان |
Acısını dindirmek için bir iğne daha yaptım. | Open Subtitles | أغمى عليه فقط أعطيته حقنة أخرى لتسكين الآلم |
Yarım saatlik çekim sürecinde tek bir yeni şırınga bile açılmadı. | TED | وخلال فترة النصف ساعة، في التصوير لم يتم تغيير أي حقنة منها. |
Polis amfetamin buldu. Biz de şırınga bulduk. | Open Subtitles | الشرطة وجدت منبهات عصبية و نحن وجدنا حقنة |
Ona bir şırınga adrenalin verebiliriz. | Open Subtitles | ُمْن الممكِنُ أَنْ نَعطيه حقنة أدرينالينِ |
Geri döndüm ve bir hafta önceden bir kez Calypsol enjekte edilip edilmediğine odaklanarak yeniden analiz ettik. | TED | لذا عدت، وأعدنا تحليلها بناءا على ما إن أخذوا حقنة الكاليبسول أو لا في أسبوع سابق. |
İlk önce, Vitamin iğnesi. Şimdi,lütfen ikinizde kollarınızı sıvar mısınız. | Open Subtitles | قبل ذلك , حقنة فيتامين الآن , شمروا الأكمام عن ساعديكم |
Anlıyorum. Son zamanlarda yaptığım ilk kuduz aşısı değil bu. | Open Subtitles | شئ عجيب ، هذه ليست أول حقنة داء الكلب فى الشهور القليلة الماضيــــــة. |
Bacağı tekrar acırsa ona bir doz daha vermen gerek. | Open Subtitles | اذا بدات ساقاه توجعانه يجب عليكِ ان تعطيه حقنة اخرى |
Aşılama çığırtkanlığı yapan First Lady'nin kendisinin aşı olmaması mümkün mü? | Open Subtitles | السيدة الأولى التي تأخذ كل أنواع اللقاح لم تأخد حقنة الانفلونزا؟ |
Asılacak, iğneyle idam edilecek, elektrikli sandalyeye oturtulacak ve kurşuna dizileceksin. | Open Subtitles | ستعدم بطرق مختلفة ، حقنة فتاكة والكرسي الكهربائي ، ورمياً بالرصاص |
Şimdi, şırıngada iki farklı madde varmış. | Open Subtitles | بسبب التعرض للمياه. إن حقنة تحتوي على آثار اثنين من مواد مختلفة. |
Ama şu an yanına giremem. enjeksiyon yaptırıyor. | Open Subtitles | لكن لا يمكننى الدخول الآن أنه هناك يأخذ حقنة |
Bugün neden 3000 enjektör sipariş ettiğinizi merak ediyorum. | Open Subtitles | كنت أتساءل لماذا قمت بطلب ثلاثة الأف حقنة اليوم |
Tek bildiğim bir şırınganın içinde olduğum. Şimdi de senin içindeyim. | Open Subtitles | كُلّ ما أَعْرفُة أنني كُنْتُ داخل حقنة والآن أَنا بداخلك. |
Bir hap, serum seti ya da iğneye dokunmayalı 6 ay oldu! | Open Subtitles | لم ألمس حقنة أو إبرة او خط هروين لستة أشهر |
Son hatırladığım şey Marcus elinde bir şırıngayla bana yaklaşıyordu. | Open Subtitles | أخر شيئ تدكره ماركوس كان قادم نحوي و معه حقنة |
Ağabeyime bu iğneyi yapmanızı istiyorum göğsünden. | Open Subtitles | أحتاج منك أن تعطي أخي حقنة من هذا في صدره |