- Galiba odasında tıraş oluyor. - Neden burada görevinin başında değil? | Open Subtitles | لقد قال أنه بحاجة إلى حلاقة لماذا ليس هنا ليؤدى خدمته ؟ |
Bak, Jerry, bu TV'de çıkan tıraş kremlerinden çok daha üstün. | Open Subtitles | أنصت يا جيري، إنها أفضل كثيراً من أي معجون حلاقة تجاري. |
Dün gece bacaklarımı traş etmeyi unutmadım çünkü onları göstereceğimi biliyordum. | TED | لقد تأكدت من حلاقة ساقاي الليلة الماضية لعلمي بأني سأعرضها عليكم |
Çok uzun yıllar önce, South Side Walnut kafe'de çalışıyordum ufak bir lokanta ve orada bulunduğum zaman içerisinde militanlaşan lezbeiyen sürecine girdim: koltukl altlarını traş etmemek, Ani Difranco'nun sözlerini kabul edip, alıntılar yapmak. | TED | منذ بعض سنوات مضت، كنت أعمل في مقهى ساوث سايد والنات. وهو مطعم محليّ في المدينة، وأثناء عملي، كنت أمرّ بفترات نضال شديد للمثليّة الأنثوية: كعدم حلاقة إبطيّ الاقتباس من أغاني 'أني دي فرنكو' كتراتيل. |
Küçük kasabaların berber dükkanlarından tıraş salonlarından çıkma şerifleri çok iyi bilirim. | Open Subtitles | اعرف عنهم جميعاً , مدينة صغيرة صالون حلاقة , حلاقة الشعر , والشرطيين |
- tıraş olmak gece uykusu kadar iyi gelir. - Şef. Bu genç bayan senin için bilgisi olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | حلاقة الذقن جيدة كنوم الليل سيدي هذه الشابة تزعم ان لديها معلومات لك |
Banyoda jilet ve tıraş kremi var, müessesemizin ikramı. | Open Subtitles | هناك شفرة وكريم حلاقة في الحمّام، علي حسابي. |
Bence çoraplarınızı yıkayıp, tıraş olmalısınız. Burası berbat kokuyor. | Open Subtitles | أعتقد أن رجالك بحاجة لغسل جواربهم و حلاقة ذقونهم.. |
tıraş kremini de... Bundan böyle sadece tıraş makineleri olacak! | Open Subtitles | حتى بما يتعلق بكريم الحلاقة على الجميع الآن أن يستخدموا ماكينة حلاقة |
-Neden burada görevinin başında değil? traş olması gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد قال أنه بحاجة إلى حلاقة لماذا ليس هنا ليؤدى خدمته ؟ |
Ya da, avuç içlerini traş etmediğin takdirde bir insana ne kadar benzeyebilirsen artık. | Open Subtitles | أو لأقرب شيءٍ للرجال بدون حلاقة لكفيّ اليدين. |
Bunlar traş aynası değil. Bunlara Pat Kwa denir. | Open Subtitles | هذة ليست مرايا حلاقة الذقن إنها تدعى بات كوا |
traş olmalısınız, çocuklar. | Open Subtitles | ربما ترغبون بتجربة حلاقة شعر جديدة يا شباب |
Sen babanın berber dükkanını Lester Wallace'a mı sattın? | Open Subtitles | هل قمت ببيع محل حلاقة والدك الى لاستير والاس ؟ لا ، اسكتِ .. |
- Asla bir berber dükkanın olamaz. | Open Subtitles | دعني اخبرك امر ما ؟ انت لن تحصل ابدا على محل حلاقة للسود |
Buraya ait değilsin. Beyaz berber dükkanı kuzeyde. | Open Subtitles | لانك لا تنمتي الى هنا محل حلاقة البيض في المدينة هناك |
Babama saç tıraşı yapıyorsan sakalı unutman gerekirdi. | Open Subtitles | أعتقد انه إذا دفع ثمن قصة الشعر يحصل على حلاقة ذقن مجانية |
Ama bir bıçak, bir jilet, bir çekiç ve bir kurşunla bir tabanca da var. | TED | كما يوجد سكين وشفرة حلاقة ومطرقة ومسدس مع رصاصة واحدة. |
traşı boşver. İşe yaramaz. | Open Subtitles | إنسي حلاقة الشعر لقد اصبح لا يهم |
kuaför gibi geliyor kulağa ama öyle görünmüyor, seni temin ederim. | Open Subtitles | قد يبدو الإسم كصالون حلاقة ولكنه ليس كذلك، أؤ كد لك |
- Buraya tıraşa mı geldin, evlat? | Open Subtitles | أتيت من أجل حلاقة , أليس كذلك , يا فتى ؟ |
Dr. Saçkesimi. | Open Subtitles | "دكتور حلاقة" |
Ama haklısın, iyi bir saç kesimi daha tehlikeli bir meseledir. | Open Subtitles | ولكنّك على حق، حلاقة شعر جيّدة مسألة أشد خطورة |
saçını kestirmek istemiyorsan kestirmezsin. | Open Subtitles | ان لم تكن تريد حلاقة شعرك فما كان عليك ذلك |
Nizami saç kesim şeklinin kavanoza benzerliği. | Open Subtitles | المصدر من الإشارة إلى التنافر من القوانين التي تفرض حلاقة الشعر |
Ben her hafta bir resim yaparım, ona bir kez bakar, sonra da ustura ile parçalarım. | Open Subtitles | إننى أرسم لوحة أسبوعياً ، و أمسك واحدة و أنظر فيها ثم أشقها بشفرة حلاقة |
Sabahları uyanıp da boğazına usturayı çalmadan durabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف بإمكانك ان تستيقظ في الصباح و ان لا تمرر شفرة حلاقة مستقيمة عبر حنجرتك |
Bir yıl önce tıraşsız çok daha iyi göründüğün konusunda da yalan söyledim. | Open Subtitles | كنت أكذب عليك بكميات متزايدة منذ أخبرتك أنك تبدو جيداً دون حلاقة العام الماضي |