Ben büyürken bile kısmen şöyle bir görüş vardı: "Bakteriyal enfeksiyon sorununu çözdük. Artık antibiyotiklerimiz var." | TED | وإلى حدٍ ما، حتى في وقت نشأتي كان المفهوم هو أننا حللنا مشكلة الالتهابات البكتيرية لأن لدينا المضادات الحيوية. |
- Öyle oldu. Birçok sorunu çözdük, ve birçok yenisini yarattık ! | Open Subtitles | حللنا العديد من المشاكل وخلقنا اكثر منها بكثير |
Kayma ve denge sorunlarını çözdük. | Open Subtitles | حللنا مشكلات الانزلاق الأفقيّ وتوازن الجادبيّة المتعدِّدة |
İki bilgisayarın da sabit disklerini analiz edersek ipucu elde edebiliriz. | Open Subtitles | إذا حللنا القرص الصلب لكلا الحاسبيين سوف نحصل على بعض الادلة. |
Benim beklentilerim daha düşük. Bunu geçen bahar hallettik sanıyordum. | Open Subtitles | ـ لكن لدي توقعات أقل ـ أظن أننا حللنا ذلك في الربيع الماضي |
Ross'a, annemle beraber olayı çözdüğümüzü bildir. | Open Subtitles | أخبروا روس بأنني وأمي حللنا قضيته بالكامل |
Bulmacayı çözdük. Yanlış bakıyormuşuz. | Open Subtitles | لقد حللنا اللغز، كنّا فقط ننظر إليها بشكل خاطئ. |
Son on işin üçünü mü çözdük? | Open Subtitles | ماذا؟ .. لقد حللنا ثلاثة من أصل آخر عشر جرائم؟ |
Herşey bitti, Komutan. Davayı çözdük. | Open Subtitles | لقد انتهى الأمر , أيها القائد لقد حللنا القضية |
İtfaiye istasyonunu kimin alacağı konusundaki problemi çözdük. | Open Subtitles | لقد حللنا مشكلة من سيعيش في مركز الاطفاء ونحن أيضاً |
Korece yazılan şifreyi çözdük. | Open Subtitles | أيها الرئيس، لقد حللنا شفرة الرسالة الكورية. |
Sakladığı düzinelerce mektubun da şifresini çözdük. | Open Subtitles | لقد حللنا الشفرة التي كان يستخدمها في العشرات من رسائله |
Vurulma olayını çözdük bundan sonrası tıbbi bir gizem sadece. Eve gidebilirsin. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد حللنا إطلاق النّار، الآن . مجرد لغز طبيّ لذا يمكنكِ العودة إلى الديار |
Vurulma olayını çözdük bundan sonrası tıbbi bir gizem sadece. Eve gidebilirsin. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد حللنا إطلاق النّار، الآن . مجرد لغز طبيّ لذا يمكنكِ العودة إلى الديار |
İlk ürünümüz, tekstil endüstrisi içindeki 8.000 kimyasalı analiz ettiğimiz bir dokumaydı. | TED | أول منتج لنا كان قماشاً حيث حللنا ٨٠٠٠ مادة كيميائية في مصنع النسيج. |
Tüm haberleri analiz edip ve sadece bir hikayeyi çıkardığımızda, işte dünya bu şekilde göründü. | TED | وعندما حللنا كل الأخبار مع إزالة خبر واحد، هكذا بدا العالم. |
Aramızda bir şey oldu ama sonra hallettik. | Open Subtitles | اوه, جيدة الان. كان لدينا شيء بيننا ولكن حللنا المشكلة, اذا.. |
Mac, neden kasabaya gidip şerife suç halkasını çözdüğümüzü söylemiyoruz? | Open Subtitles | ماك , لماذا لا نذهب للبلدة , نخبر الشيريف بأننا حللنا الجرائم المرحة ؟ |
Yapsalardı kesin hızla iflas ederdik ama ülkenin matematik becerisi krizini çözmüş olurduk. | TED | وإذا فعلوا، فبالطبع سوف نفلس سريعًا، ولكننا سنكون قد حللنا أزمة مهارات الرياضيات بالبلاد. |
Yani müthiş gizem çözüldü, ama hiçbiri onların gelmesini durdurmaya yardım etmeyecek. | Open Subtitles | لقد حللنا سر غامض لكن هذا لا يمنعهم من القدوم. |
- Peki, sorun yok. Mesele halloldu. | Open Subtitles | اجل , الأمر بخير رائع , حللنا الأمر - ان الأمر بخير - |
Ses dalgalarını ayırıp parmak izi benzeri niteliklerini çıkardık. | Open Subtitles | حللنا الموجاب الصوتية والخصائص المميزة للاصوات |
Ama biz bu sorunu önceden çözmüştük. | TED | لكن نحن حللنا هذه المشكلة قبلاً. |
Adamlarımdan biri, geçen Mart ayında çözdüğümüz telsiz şifresini hatırladı: | Open Subtitles | لقد وضعنا فى موقف حرج الى ان تذكر احد رجالى اختراق للعدو حللنا شفرته فى مارس |
Senin bulmacanı çözdüğümüze göre benimkine dönebilir miyiz? | Open Subtitles | لقد حللنا لغزك المحير ، فهل لنا أن نعود لمشكلتى ؟ |
- Sen ve Mary... - Ne kadar bariz. ...düğünde ısrar etmeseydiniz bu olayı çoktan çözerdik. | Open Subtitles | لولا تعجلكما بإتمام الزفاف لكنا حللنا هذه القضيه |