ويكيبيديا

    "حللنا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • çözdük
        
    • analiz
        
    • hallettik
        
    • çözdüğümüzü
        
    • çözmüş
        
    • çözüldü
        
    • halloldu
        
    • çıkardık
        
    • çözmüştük
        
    • çözdüğümüz
        
    • çözdüğümüze
        
    • çözerdik
        
    Ben büyürken bile kısmen şöyle bir görüş vardı: "Bakteriyal enfeksiyon sorununu çözdük. Artık antibiyotiklerimiz var." TED وإلى حدٍ ما، حتى في وقت نشأتي كان المفهوم هو أننا حللنا مشكلة الالتهابات البكتيرية لأن لدينا المضادات الحيوية.
    - Öyle oldu. Birçok sorunu çözdük, ve birçok yenisini yarattık ! Open Subtitles حللنا العديد من المشاكل وخلقنا اكثر منها بكثير
    Kayma ve denge sorunlarını çözdük. Open Subtitles حللنا مشكلات الانزلاق الأفقيّ وتوازن الجادبيّة المتعدِّدة
    İki bilgisayarın da sabit disklerini analiz edersek ipucu elde edebiliriz. Open Subtitles إذا حللنا القرص الصلب لكلا الحاسبيين سوف نحصل على بعض الادلة.
    Benim beklentilerim daha düşük. Bunu geçen bahar hallettik sanıyordum. Open Subtitles ـ لكن لدي توقعات أقل ـ أظن أننا حللنا ذلك في الربيع الماضي
    Ross'a, annemle beraber olayı çözdüğümüzü bildir. Open Subtitles أخبروا روس بأنني وأمي حللنا قضيته بالكامل
    Bulmacayı çözdük. Yanlış bakıyormuşuz. Open Subtitles لقد حللنا اللغز، كنّا فقط ننظر إليها بشكل خاطئ.
    Son on işin üçünü mü çözdük? Open Subtitles ماذا؟ .. لقد حللنا ثلاثة من أصل آخر عشر جرائم؟
    Herşey bitti, Komutan. Davayı çözdük. Open Subtitles لقد انتهى الأمر , أيها القائد لقد حللنا القضية
    İtfaiye istasyonunu kimin alacağı konusundaki problemi çözdük. Open Subtitles لقد حللنا مشكلة من سيعيش في مركز الاطفاء ونحن أيضاً
    Korece yazılan şifreyi çözdük. Open Subtitles أيها الرئيس، لقد حللنا شفرة الرسالة الكورية.
    Sakladığı düzinelerce mektubun da şifresini çözdük. Open Subtitles لقد حللنا الشفرة التي كان يستخدمها في العشرات من رسائله
    Vurulma olayını çözdük bundan sonrası tıbbi bir gizem sadece. Eve gidebilirsin. Open Subtitles أتعلمين، لقد حللنا إطلاق النّار، الآن . مجرد لغز طبيّ لذا يمكنكِ العودة إلى الديار
    Vurulma olayını çözdük bundan sonrası tıbbi bir gizem sadece. Eve gidebilirsin. Open Subtitles أتعلمين، لقد حللنا إطلاق النّار، الآن . مجرد لغز طبيّ لذا يمكنكِ العودة إلى الديار
    İlk ürünümüz, tekstil endüstrisi içindeki 8.000 kimyasalı analiz ettiğimiz bir dokumaydı. TED أول منتج لنا كان قماشاً حيث حللنا ٨٠٠٠ مادة كيميائية في مصنع النسيج.
    Tüm haberleri analiz edip ve sadece bir hikayeyi çıkardığımızda, işte dünya bu şekilde göründü. TED وعندما حللنا كل الأخبار مع إزالة خبر واحد، هكذا بدا العالم.
    Aramızda bir şey oldu ama sonra hallettik. Open Subtitles اوه, جيدة الان. كان لدينا شيء بيننا ولكن حللنا المشكلة, اذا..
    Mac, neden kasabaya gidip şerife suç halkasını çözdüğümüzü söylemiyoruz? Open Subtitles ماك , لماذا لا نذهب للبلدة , نخبر الشيريف بأننا حللنا الجرائم المرحة ؟
    Yapsalardı kesin hızla iflas ederdik ama ülkenin matematik becerisi krizini çözmüş olurduk. TED وإذا فعلوا، فبالطبع سوف نفلس سريعًا، ولكننا سنكون قد حللنا أزمة مهارات الرياضيات بالبلاد.
    Yani müthiş gizem çözüldü, ama hiçbiri onların gelmesini durdurmaya yardım etmeyecek. Open Subtitles لقد حللنا سر غامض لكن هذا لا يمنعهم من القدوم.
    - Peki, sorun yok. Mesele halloldu. Open Subtitles اجل , الأمر بخير رائع , حللنا الأمر - ان الأمر بخير -
    Ses dalgalarını ayırıp parmak izi benzeri niteliklerini çıkardık. Open Subtitles حللنا الموجاب الصوتية والخصائص المميزة للاصوات
    Ama biz bu sorunu önceden çözmüştük. TED لكن نحن حللنا هذه المشكلة قبلاً.
    Adamlarımdan biri, geçen Mart ayında çözdüğümüz telsiz şifresini hatırladı: Open Subtitles لقد وضعنا فى موقف حرج الى ان تذكر احد رجالى اختراق للعدو حللنا شفرته فى مارس
    Senin bulmacanı çözdüğümüze göre benimkine dönebilir miyiz? Open Subtitles لقد حللنا لغزك المحير ، فهل لنا أن نعود لمشكلتى ؟
    - Sen ve Mary... - Ne kadar bariz. ...düğünde ısrar etmeseydiniz bu olayı çoktan çözerdik. Open Subtitles لولا تعجلكما بإتمام الزفاف لكنا حللنا هذه القضيه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد