"حلوة" - Traduction Arabe en Turc

• tatlı
• tatlım
• tatlısın
• şeker
• Güzel
• hoş
• Mutlu
• güzelim
• bebeğim
• bebek
• şekerli
• tatlıydı
• hayatım
• canım
• şekerim

Dudaklarım bal kadar tatlı, ...tenim bir çiçeğin, yaprakları kadar yumuşak olsun.
اجعل شفتاى حلوة كالعسل اجعل بشرتى ناعمة و عطرة مثل وريقات الزهور

- Sanırım sana tatlı bir iş verdiler. - Daha iyilerini gördüm.
ـ حسناً ، بالتأكيد أسندوا إليك وظيفة حلوة ـ أفضل من البعض

Bunların dışında, iki adamın arasında kalmış tatlı bir bayandı kendisi.
بل أكثر من ذلك أنها كانت سيدة حلوة ووقعت بين رجلين

Biraz bekle, tatlım.
إتظرى دقيقة يا حلوة أظن انها ستمر عليك كالدهر

Sağol, büyükanne, çok sağol. Çok tatlısın!
أوه , شكرا لك , جدتي , كثيرا انت حلوة جدا

Bu akşamın menüsü; tatlı patates, kızarmış balık ve fasulye çorbası.
، الآن ، قائمة اللّيلة بطاطا حلوة سمك مقلي وشوربة فاصوليا

Biliyorum dışı çok sert ama içi çok tatlı. Güven bana. "Haydi.
أعلم أنّ حوافّها الخارجيّة خشنة، لكنّها حلوة المذاق من الدّاخل، أعهد بذلك.

Çiçekler onu Güzel yapacak, ve bal tatlı yapacak."
الزهور تجعلها جميلة ، و العسل يجعلها حلوة

Sandal ağacı kokulu nehir suyunda doğduğunu bilmeden, tatlı safir, bal değmiş dili ile, ağzı açgözlü olamayacak kadar doluydu.
وبأنها وُلدت في مياه نهر معطرة بخشب الصندل، ياقوتة حلوة اللسان كالعسل، كانت كثيرة جدًّا على جشعهم.

dersiniz. Ama tabii hepimizin bildiği gibi, bunlar acı tatlı yaşanan anlardır.
و لكن بالتأكيد، كلنا يعلم هذه هي ذكريات حلوة ومرة ونحن في طريقنا اليها.

Neden tatlı oldugunu anlamak için beynimize bakmanız gerekir.
ولكنك يجب أن تنظر داخل أدمغتنا لتفهم لماذا هي حلوة

Senin zevkini es geçip özel ve tatlı şeyler hazırladım.
لقد تجاهلت ذوقك و قمت بتحضيره بطريقة خاصة جداً و حلوة

Baldan tatlı. Belli ki işinin ehli biri hazırlamış.
حلوة كالعسل من الواضح أنها مصنوعة من قبل خبير

Evet, ama konu şu ki tatlım genellikle insanların gazeteyi almasını istersin, ona gülmesini değil.
نعم , لكن الفكرة تكون , يا حلوة قلبي أنتي في العموم تريدين الناس يشتروا الجريدة و ليس ليضحكوا عليها

tatlım, perişan dediğin buysa ne kullanıyorsan aynısından istiyorum.
يا حلوة, اذا كان هذا غير منظم، اذاً أريد ما تستخدميه مهماً كان.

O kadar tatlısın ki şekerin tadı senin yanında tuz gibi kalır.
حسنا، أنت حلوة جدا حتى تجعلي السكر كالملح

Herbirinin içinde küçük sürprizler olan bir sürü şeker ağacını ardiyeye koydum.
انا جهزت شوية تورت حلوة في المخزن كل واحدة مليانة بالمفاجئات

Güzel görünen bir meyvenin tadı, her zaman iyi olmaz.
الفاكهة ذات المظهر الجميل ليس دائماً حلوة ابدأ لقطتي النمفردة

Ne acı ne tatlı. Bu soğuk ve hoş bir tat.
انها ليست جيدة ليست حلوة الا انها حقيقية متعتي الباردة

Mutlu yıllar bana, Mutlu yıllar bana, ...iyi ki doğdun Edward, Mutlu yıllar bana.
سنة حلوة يا جميل سنة حلوة يا جميل سنة حلوة يا إدوارد سنة حلوة يا جميل

güzelim bize daha çok şarap oğluma da bir bardak süt getir.
أجلبي لنا المزيد من النبيذ يا حلوة وكأس من الحليب للولد

Seninleyim, bebeğim. Biliyorsun. Eve döneceğim.
أنا معك يا حلوة أتعلمين سوف أكون بالمنزل الآن إنتظريني

Hey, bebek. Şanslı hissetmek ister misin?
مرحباً يا حلوة ، هل تشعرين بحسن الحظ الليلة؟

Bence Noel kahvesi bol şekerli olmalı.
أعتقد أن قهوة عيد الميلاد يجب أن تكون حلوة.

Çocukken ne kadar tatlıydı. Ben sadece anılarımı mahvettiği için üzgünüm.
كم كانت حلوة وهي طفلة ذلك أفسد ذكرياتي وحسب

Yüzüne Güzel bir gülücük kondur, hayatım, neredeyse geldik.
ضعى على وجهك ابتسامة حلوة يا حبيبتى لقد أوشكنا على الوصول

İyi oynadın canım ama galiba bu seferkini ben oynamayacağım.
إنها مسرحية حلوة يا جميلة ولكن أظنني سأخرج منها.

Şarkı söylemekten bahsediyoruz, şekerim, domuzlara seslenmekten değil.
نحن نتكلم عن الغناء يا حلوة و ليس صوت الخنازير