"Dünyanın En Güçlü Kahramanları." pamuk şeker gibi ayırdı bizi. | Open Subtitles | بطل العالم الأقوياء ديها الألياف التي مزقتها مثل حلوى القطن. |
- Tek bildiğim o hayvanat bahçesine gidip pamuk şeker yiyen, gülünç ve mutlu olan o kişileri özledim. | Open Subtitles | الجميع يفتقدون اولئك الشخصين اللذان ذهبا الى حديقة الحيوانات واكلوا حلوى القطن وكانوافي الحزن والفرح معاً |
pamuk şeker yiyip, sevgilini çalmaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لتناول حلوى القطن ، و لأستراق فتاتكَ. |
Bir aptal bile çocuklara Şokellalı Çikolata Topları ve Pamuk helva tadında tahıl gevreği satabilir. | Open Subtitles | أي مجنون يمكنه أن يبيع كرات الشوكولاتة تلك وكذلك حبوب حلوى القطن المنكهة للأطفال |
Bana biraz para ver. Canım Pamuk helva çekti. | Open Subtitles | أعطني بعض النقود أنا أشتهي بعد حلوى القطن |
Ve kemiklerimin olduğu yere viskiye batırılmış Pamuk şekeri koydun. | Open Subtitles | وكنت وضعت منقوع يسكي حلوى القطن الظهر حيث عظامي كان. |
Keten helvasından başka? | Open Subtitles | ما عدا تناول حلوى القطن والبحث عن الشجار؟ |
Adil dediğin şey pamuk şeker alınan alınan yer, dönme dolaba bindiğin yerin adı adil. | Open Subtitles | المعرض حيث تذهبين لتناول حلوى القطن حيث تذهبين للملاهي |
pamuk şeker yapan şeylerden birine benziyor. | Open Subtitles | تبدو مثل واحدة من تلك الأشياء التي تصنع حلوى القطن |
Sonra panayıra gittik. 2:00'ye kadar pamuk şeker tezgâhındaydım. | Open Subtitles | ثم ذهبنا إلى المعرض وكنت في موقف حلوى القطن حتى 2: 00 |
Ben yerimizi tutarım, sen gidip pamuk şeker al. | Open Subtitles | سأحجز المقاعد و أنتِ أحضري حلوى القطن |
Çarpışan arabalara binip, pamuk şeker yeriz. | Open Subtitles | ،ركوب بعض الألعاب أكل حلوى القطن |
pamuk şeker, ay trambolini, örümcek ağları ve bir de eşek gezintisi. | Open Subtitles | حلوى القطن سباق القفز الخيوط الملونة |
Özür dilerim, mideni kaldırdığını biliyorum; ama pamuk şeker gibi taze ekmek gibi ve seksin ta kendisi gibi kokuyordu. | Open Subtitles | انا آسفه، اعلم بأن هذا يقزّزك لكن رائحته مثل حلوى القطن والخبز الطازج ...والجنس |
Sonrasında akşam yemeği niyetine pamuk şeker yemiştik, sen de benim için su tabancası yarışında pelüş domuz kazanmıştın? | Open Subtitles | وأكلنا "حلوى القطن" في بالعشاء ثمّ فزت بخنزير القطن في لعبة سباق الأحصنة؟ |
Pamuk helva için bana borç para vermiyorsun, yabancılardan muayene parası alıyorsun, ve şimdi de elin için endişeleniyorsun. | Open Subtitles | لا تعطيني نقود لشراء حلوى القطن وتأخذ نقوداً من غرباء مقابل نصيحة طبية وأنت قلق بشأن يدك الآن |
Particilere söyle moda olması umurumda değil kaz ciğerinin üstüne Pamuk helva koyulmayacak. | Open Subtitles | أخبري مخطط الحفل أني لا أهتم لو كان معروفا لكن لا تضعي حلوى القطن على الإوز حسنا |
Hiç fil yok, Pamuk helva yok, hiç palyaço yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك اي فيلة او حتى حلوى القطن وحتى لم يكن هناك مهرجين |
Walter'ın bize bir Pamuk helva makinesi aldığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق والتر اشترى لنا آلة حلوى القطن. |
Pamuk helva. | Open Subtitles | حلوى القطن .هذا |