Kadının boğazını sıktığınızda neden heyecanlandığınızı öğrenmek istiyorum o kadar. | Open Subtitles | أريد أن أعرف لماذا تضع . يديك حول حنجرتها |
Daha sadece boğazını temizledi. Henüz şarkı söylemeye başlamadı. | Open Subtitles | ان القمة الجبل تنظف حنجرتها الأن انها لم تبدأ بالغناء لحد الأن |
Neden boğazını kesmiyor, uyurken boğmuyor ya da kalbini yerinden çıkartmıyor? | Open Subtitles | لماذا إنه فقط يقطع حنجرتها أو يخنقها إنها نائمة أو يخرج قلبها |
boğazı ağrıyacak ve sesinin geri gelmesi fısıltıyla başlayıp biraz zaman alacaktır. | Open Subtitles | سوف ينزع الأنبوب عنها حنجرتها ستكون حادة قليلاً ويستسغرق بعض الوقت لإستعادة صوتها وستبدأ بالصفير |
Ben boğazı kesilmiş eşim bir resme bakıyorum. | Open Subtitles | أنا أنظرُ إلى صورة شريكتي وقد قطعت حنجرتها |
Onu bıçaklamadan önce ya da sonra, bu kemikleri boğazına sokuşturdunuz mu? | Open Subtitles | هل أقحمت عظام الوطواط هذه في حنجرتها قبل أو بعد طعنها ؟ |
Bağırmaya çalışır fakat avazı boğazında takılı kalır. | Open Subtitles | تصرخ، ولكن صرختها تُحشر، بمعنى الكلمة، في حنجرتها |
Acil durumda, soluk borusunun nasıl açılacağını... ölümcül derecede kan kaybettirmeden boğazının nasıl kesileceğini anlattı. | Open Subtitles | شرح لي كيفية إجراء عملية طارئة لفتح مجرى الهواء المسدود كيف أصنع ثقباً في حنجرتها دون أن أجعلها تنزف حتى الموت.. |
Şansım varken kesmeliydim o karının gırtlağını. | Open Subtitles | كان عليَ أن اقطع حنجرتها حيـــنما سنحت لي الفـــرصة |
Sadık kız bir yere gitmiyor yoksa üç ay önce keserdim boğazını. | Open Subtitles | ذهب الوفاء من قلب الفتاة سأقطع حنجرتها بعد ثلاثة أشهر |
Tanığın boğazını asitle yakarak Nuremberg'a elini kolunu sallayarak geçti. | Open Subtitles | لان الشاهدة انسكب على حنجرتها حامض الكبريت |
Ortada hiçbir sebep yokken, birisi gece köye gizlice girerek boğazını kesti. | Open Subtitles | بدون أي سبب واضح تسلل أحداً ما الى قريتها و نحر حنجرتها في الليل |
Belki midesini yıkamışlardı ve o zımbırtılardan biri boğazını tıkamıştır. | Open Subtitles | ربماأرادواتنظيفمعدتها... والتصقت أحدى تلك الأنابيب التي أجهل أسمها أسفل حنجرتها |
boğazını kestikten sonra bebeği çıkarmak için 3 dakikan olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | عرفتى ان لديكى 3 دقائق منذ الوقت الذى تقطعين فيه حنجرتها حتى تخرجى منها الطفل |
Ameliyat etmem gerek. boğazını kesip metal bir tüp yerleştireceğim. | Open Subtitles | يجب أن أقوم بعملية ، يجب أن أقطع حنجرتها وأقوم بإدخال إنبوب معدني |
Bana dedi ki, üzücü bir sahne yapması gerektiğinden boğazı tıkanacağı ve şarkı söyleyemeceği için üzgün olamadığını söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني، عندما كان عليها القيام بمشهد حزين، لم تكن تستطيع أن تكون عاطفية لأن حنجرتها ستُغلق وقتها، |
Bence boğazı, sesini kesmesi için kesilmiş. | Open Subtitles | أعتقد حنجرتها قُطِعتْ لإسْكاتها. |
boğazına öksürük takıldı. | Open Subtitles | لقد حدث لها سعال في حنجرتها .. تعرف ذلك. |
Sonra en yakın olduğunuz anda sıkıca tut kızı ve dilini boğazına kadar sok ki zevkten ağzını açamasın. | Open Subtitles | إمسكها وألصق لسانك تحت حنجرتها وستسر بذلك |
boğazına yarasa sokuşturulmuş olan bir kadınla mı uğraşıyoruz? | Open Subtitles | لنعود للتفكير بشأن المرأة التي تم إقحام وطواط في حنجرتها ؟ |
boğazında bir kılıç varken nasıl davranmam gerektiğini bekliyordun? | Open Subtitles | كيف لك أن تتوقّع مني مع وجود سيف نحو حنجرتها ؟ |
Gözlerindeki ifade boğazının kesildiğini söylyordu. | Open Subtitles | النظرة المرتعشة في عينيها أوحت كأن حنجرتها قد قطعت |
Açıkçası dört yaşındaki bir kızın boğazını oraya kadar yükseltmesi, yani gırtlağını parçalayacak kadar yükseltmesi, oldukça fazla azim gerektirir. | Open Subtitles | حسناً, يتراءى لى أن الأمر يستلزِم عَزْماً شديداً... لأن تستطيع طِفلة فى الرابِعة من عُمرها أن ترفع رقبتها... لعلوٍ كافِ لتشرخ حنجرتها. |
Ciğerlere kadar içe çekilmiş -ki bu da şampanyayla birlikte boğazından aşağıya gittiğini gösteriyor. | Open Subtitles | هذه لُفظت إلى رئتيها، الذي يعني بأنها سارت أسفل حنجرتها مع الشمبانيا. |