| Sanırım Buralarda çalışan birisinin adıydı. | Open Subtitles | ، هناك كان زميل مع اسم شيء ما مثل ذلك، عمل حول هنا. |
| Biz Buralarda onlara küfür de etmiyor, trafik canavarı da demiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا ندعوهم نزوات السرعة أو الأمهات حول هنا. |
| Eğer Buralarda gömülü bütün cesetlerin hepsi birden ayağa kalksaydı... bayağı bir nüfus sorunumuz olurdu. | Open Subtitles | إذا دَفنتْ كُلّ الجثث حول هنا كَانتْ تَنْهضَ في نفس الوقت سَيكونُ عِنْدَنا جحيمُ واحد لمشكلة السكان هنا |
| Buradaki herkesin sana destek olacağına eminim. | Open Subtitles | وأَنا كُلّ شخصُ متأكّدُ حول هنا سَيُقدّمُك الكثير مِنْ الدعمِ. |
| Galiba Buradaki pek çok kişiyi sinirlendiriyorum. | Open Subtitles | أنا متأكّد أبدو لكي أزعج الكثير من الناس حول هنا. |
| etrafta başka kimse yok gibi. | Open Subtitles | لا يَبْدو لِكي يَكُونَ أي شخص آخر حول هنا. |
| - Emini burada bir yerdedir. | Open Subtitles | حَسناً، أَنا متأكّدُ هو حول هنا في مكان ما. |
| Ama, Buralarda dikilip durmamızın da bir yararı olmayacak. | Open Subtitles | حسنا، هو لا يعملنا قطعة جيدة مقام حول هنا. |
| Biliyorsun Karl Buralarda ölümün bir sürü kolay çeşidi varken... kalp krizinden gitmesem iyi olur. | Open Subtitles | تعرف، كارل، بكل الطرق المثيرة الحقيقية للموت حول هنا أني لا افضل أن أمر بنوبة قلبية |
| Buralarda, zeki olmak tamamen radyoaktif olmak gibi bir şey. | Open Subtitles | حول هنا ، كونك ذكياً يجعلك تماماً تبدو كالإشعاع |
| Bu uzun zamandır Buralarda birinin bana söylediği en salakça şey. | Open Subtitles | ذلك الأخرسُ أي شخصُ الشيءِ قالَ لي حول هنا في مدَّة طويلة. |
| Ne demek istediğini bilmiyorum, ama Buralarda yapıyım deme bunu. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ الذي الذي أَعْني، لكن لا يَعمَلُ هو حول هنا. |
| Gerçi Buralarda o geleneği başlatmaya çalışmadım dersem yalan olur. | Open Subtitles | بالرغم من أنّني سَأَكْذبُ إذا قُلتُ أنا لَمْ أُحاولْ البَدْء الذي فوق حول هنا. |
| Evet, Buralarda bir şapkacı olmalı. | Open Subtitles | نعم ، يجب ان يكون لشخص ما الشخص قبعة حول هنا. |
| Evet, Buralarda bir şapkacı olmalı. | Open Subtitles | نعم ، يجب ان يكون لشخص ما الشخص قبعة حول هنا. |
| Buralarda bir yerde olmalı. | Open Subtitles | هم يَجِبُ أَنْ يَكُونوا حول هنا في مكان ما. |
| Aslında stajım var, o yüzden Buralarda olacağım. | Open Subtitles | أوه ، في الواقع ، لدي الداخلي ، لذلك أنا ذاهب الى يكون حول هنا. |
| Buradaki hiçbir şeyi tamir etmiyorlar Hiçbir yeri temizlemiyorlar. | Open Subtitles | هم لا يُثبّتونَ أيّ شئَ حول هنا. هم لا يُنظّفونَ أيّ شئَ. |
| Buradaki çalılar çok kuruymuş. | Open Subtitles | حَسناً، الفرشاة حول هنا كَانَ جافَ عظميَ. |
| Sanırım artık Buradaki hiçbir şeye güvenemiyorsun. | Open Subtitles | اعتقد انك تستطيع تأخذ أي شيء كأمر مسلم به حول هنا أكثر |
| Pekala, Ray, belki bana etrafta biraz yardım edersin, ha? | Open Subtitles | حَسَناً، راي، لذا لَرُبَّمَا أنت يُمْكِنُ أَنْ إبدأْ يُساعدَني حول هنا الآن؟ |
| Çünkü etrafta yeterince TED logosu yok. | TED | لأنه لا يوجد ما يكفي من شعارات TED - تيد - حول هنا. |
| Artık burada bir önemi yok. | Open Subtitles | لم يحدث ذلك كثيرا النظر حول هنا بعد الآن. |