hayatını kurtardım. Bu beni deli ediyor. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياتِك بحق الله وقد سئمت من هذا الهراء |
Bir davetin hayatını bu kadar değiştirebilmesi çok komik. | Open Subtitles | من الغريب كيف أنّ حدثاً واحداً يمكنه أنْ يعدل مسار حياتِك |
Oh Helen, bir hayatının olması için herhangi birimizin bir hayatının olması için onu unutmalısın. | Open Subtitles | يا هيلين، كي تعيشي حياتِك كي نعيش جيمعاً حياتنا يجب عليكِ أن تنسيها |
Belki de bugün olmuş olan olay hayatının kontrolünü ele geçirmek için bir çabaydı. | Open Subtitles | حسناً، ربما تكون هذه الحادثة اليوم كانَت مُحاولَة لاستعادَة السيطرة على حياتِك |
Sadece Hayatında ufak bir mutluluğun farkına var istedim, torununun doğumu. | Open Subtitles | أردتكَ ببساطَة أن تنعمَ ببعضِ البهجَة في حياتِك ولادَة حفيدتِك |
Bir ay içinde anne olacaksın ve hayatın zaten sona erecek. | Open Subtitles | خِلال شهَر ستكونيِن أمًا، وستكونين مشغُولة طوال حياتِك. |
Kitabına, hayatına ve her ikisini de başarıyla tamamlamana. | Open Subtitles | نَخبُ كِتابِك، و حياتِك و النِهايَة الناجِحَة لكليهِما |
Anlaşılıyor ki hayatındaki herkese kolayca yalan söyleyebiliyorsun. | Open Subtitles | يبدوا أنك قادر على الكذِب على أيّ شخص في حياتِك |
Yoksa ömrünün geri kalanında seni her gece ziyaret ederim. | Open Subtitles | أو سأقومُ بزيارتكَ في كُل ليلَة لآخِر حياتِك |
sizin hayatınızda yerim yok. | Open Subtitles | بعيداً عن حياتِك |
Gizli görevindeki duygularının gerçek hayatını etkilediğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تشعر بأن عملك متخفياً يؤثر على حياتِك الحقيقية؟ |
hayatını gözden geçirmen için. | Open Subtitles | الوُقتَ للتفكيرِ مَلياً في حياتِك |
Diğer insanlarla iletişim kuramıyorsun sen de hayatını böyle şeylerle dolduruyorsun. | Open Subtitles | ...لا يسعِك الإتصال بالآخرين كي تملئي حياتِك بأشياء |
Ve o da senin hayatını yaşayamaz. | Open Subtitles | وهو بالتأكيد ... ... لا يمكنه أن يحيى حياتِك |
Buraya hayatının rolünü oynamaya geldin. | Open Subtitles | لقد جئتي هُنا لكي تلعبي أعظم دوُراً فى حياتِك |
Kapının önünde dikilip hayatının geri kalanını onunla geçirmeni istediğini söylediğinde o anda bunun ciddi olduğunu düşünür. | Open Subtitles | عندما يظهر على عتبة دارِك ويخبرك إنّه يريدِك أنْ تقضي بقية حياتِك معه، في تلك اللحظة سيعتقد أنّه يعني ما يقول. |
Bir gün kapına gelip hayatının geri kalanını seninle geçirmek istediğini söylediğinde | Open Subtitles | وعندما يظهر على عتبة دارِك ويخبرك إنّه يريدِك أنْ تقضي بقية حياتِك معه، |
Hayatında birisi olması benim açımdan da iyi olur | Open Subtitles | مِن الجيد أن يكون عندكِ شخص ما في حياتِك |
Yani bugün daha önce Hayatında hiç yapmadığın bir şey yapmalısın. | Open Subtitles | أَعْني، اليوم ، يجِبُ أَنْ تعمَلُى شيءُ لم تفعليه أبداً قبل ذلك في حياتِك |
Bunu bütün hayatın boyunca söylemedim gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | تقوليِن ذلك وكأنني لم أقوله لكِ طوال حياتِك. |
Unutma... onu senin hayatına karşılık olarak vereceğim ve kardeşimin hayatına. | Open Subtitles | ...تذكّر سأُعطيكَ حياتَها... مقابلَ حياتِك وَحَياةِ أخي... |
Birini öldürdüğünde yapacağın ilk şey hayatındaki her şeyi temizlemek olacaktır. | Open Subtitles | انظر,عندما تقتل أحداً أول شيء تفعله تَبْدأُ بالحَكّ فى كُلّ شيء في حياتِك |
Konuşup ifade verir vermez, kahrolası ömrünün sonuna kadar tecritte kalacaksın! | Open Subtitles | و حالما يُصبحُ قادراً على الكلام و الشهادَة ستَذهَب إلى الانفرادي لبقية حياتِك |