Vücudun normal olmayan her biyolojik patojeni yenebilir. | Open Subtitles | يمكن لجسدك أن يقهر أيّ مرضٍ حيويّ شاذ. |
İnsanlar için bunun biyolojik bir tanımı var. | Open Subtitles | بالنسبة للبشر، هناك تعريف حيويّ. |
UYARI BİYOLOJİK TEHLİKE | Open Subtitles | {\cH00FFFF}. *تحذير* {\cH00FFFF}. *منطقة خطرٍ حيويّ* |
Mermi hayati organlara dokunmadan girip çıkmış. | Open Subtitles | . لقد مرّت الرصاصة من خلاله دون أن تضر أيّ عضو حيويّ |
Her demokraside özgür basının hayati önemi olduğu için medyayı da davet ettik. | Open Subtitles | وبما أنّ الصحافة الحرّة أمر حيويّ في كلّ ديمقراطيّة، فقد طلبنا وسائل الإعلام... |
UYARI BİYOLOJİK TEHLİKE | Open Subtitles | {\cH00FFFF}. *تحذير* {\cH00FFFF}. *منطقة خطرٍ حيويّ* |
Bak, bir canavar bile biyolojik bir organizma. | Open Subtitles | حتّى الوحش لديه تركيب عضويّ حيويّ. |
Sen de böyle söyledin, bir canavar sadece biyolojik bir organizmadır. | Open Subtitles | قلت بنفسك إن الوحش مجرد كائن حيويّ. |
Sampson'un çaldığı kimyasallar Justin'inkilerden daha rafine ve bin kat daha güçlü bir biyolojik madde oluşturabilir. | Open Subtitles | المواد الكيميائية التي سرقها (سامبسون) أكثف مما استخدمها (جاستين كليبورد) وبوسعها إنتاج عامل حيويّ أقوى بألف مرة. |
Bu vadi, doğanların göçünde hayati bir mola yeri. | Open Subtitles | هذا الوادي موقف استراحة حيويّ في هجرة الصقور |
Konsantrasyon hayati rol oynar. | Open Subtitles | التركيز أمر حيويّ. |