Bu genellikle hafta sonu arkadaşlarım dışarıda oynarken mutfak masamızda okuma dersleri yapmak demekti. | TED | عادة ما تضمن هذا القراءة في عطلة نهاية الأسبوع على طاولة المطبخ بينما أصدقائي يلعبون خارجًا. |
Yarın okul var, ailen bu saate kadar dışarıda kalmana izin veriyor mu? | Open Subtitles | هل مسموح لك البقاء خارجًا لوقت متأخر؟ أنت تعرفين، في ليلة مدرسية؟ |
Buraya birşeylerden uzaklaşmak için geldin , ama o şeyleri dışarıda bırakmalısın, tamam mı? | Open Subtitles | لقد أتيتي لهنا للتخلص من شيءٍ ما ولكن إتركي هذا الشيء خارجًا ، حسنًا؟ |
Bir çocuk evlat edinelim, çünkü okadar çok makale okuyorum ki, ve dışarıda yardıma ihtiyacı olan o kadar çok çocuk var ki. | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب أن نتبنى طفلاً ، لأنني قرأت تلك الملفات يوميًا وهناك العديد من الأطفال خارجًا يحتاجون المساعدة |
Neden mobil birimi Dışarı alıp sivil kanalları kontrol etmiyorsun? | Open Subtitles | لما لا تأخذين الوِحدة المحمولة خارجًا وتتفقدي القنوات المدنيّة ؟ |
Önce içkiyi ısmarlamış sonra dışarıya çıkmışlar, ardından da baltayı saplayıvermiş. | Open Subtitles | إشْتَرَى للرجلِ شرابًا، وأخذه خارجًا وقَتَلَهُ بكلِّ وحشيّةٍ كساطورِ اللّحم |
dışarıda uyursan, sabah kalktığında dilin dışarıda olarak uyanırsın. | Open Subtitles | اذا قضيتم الليل خارجًا فسوف تستيقظون .. وألسنتكم متدلّية الى الخارج |
dışarıda kadın katili iki deli varken hala kendilerini düşünen bir grup insan görüyorum. | Open Subtitles | إنّي أرى مجموعةً من الأشخاصِ مهتمّين بأنفسهم أكثر من المجنونيْن اللّذيْن يقتلان النّساء خارجًا. |
Jamie'ye doğum odasına giremeyeceğini söyledikleri zaman gülümseyip onu kimin dışarıda tutmayı önerdiğini sormuştu. | Open Subtitles | حينما أبلغوني أن جيمي لايسمح له بالتواجد في غرفة الولادة ابتسم وسئل عن أيًا منهم اقترحت أن يبقى خارجًا |
Şansın varken zorlamasaydın ben dışarıda olmazdım. | Open Subtitles | إن كنتَ قد ضغطتَ أقوى حينما أتتْكَ الفرصة، لما كنتُ سأكون خارجًا. |
Tabii, biz burada kusarken siz dışarıda bekleyin. | Open Subtitles | أجل، لمَ لا تنتظران خارجًا بينما نتقيّأ نحن هنا؟ |
Çavuş sizden uzaklaşmayacak. dışarıda aracımız var. | Open Subtitles | ,هذا الرقيب، لن يبتعِد قط لدينّا عربة تنتظر خارجًا |
İsterseniz dışarıda bekleyebilirsiniz, tamam mı? | Open Subtitles | يمكنكم البقاء خارجًا أنّ أردتم هذا أتفقنا؟ |
Bazen lüks arabalarıyla gece yarısına dek dışarıda dolaşıyorlar. | Open Subtitles | احيانا يبقون خارجًا حتى منتصف الليل يتجولون في سياراتهم الفارهه |
dışarıda açığa çıkarsa onu koruyamayız. | Open Subtitles | إذا تعرّفوا عليها خارجًا, لن نستطيع حمايتها. |
dışarıda üstümüze saldırmayı bekleyen lanetli bir cadı var. | Open Subtitles | هنالك ساحرة شريرة خارجًا تنتظر فرصتها للإنقضاض |
Yani, gitmiş olabilirdim Biraz temiz hava için dışarıda | Open Subtitles | أقصد أنه ربما ذهبت خارجًا لاستنشاق الهواء |
O yüzden ben de kütüphaneye gittim ancak kütüphanede yemek yemeye izin yoktu o yüzden ben de tepsimi dışarıda bıraktım. | Open Subtitles | لذا ذهبت للمكتبة ولكن لا يُسمح بالأكل في المكتبة لذا تركت وجبتي خارجًا وبعدها |
Ayrıca üçünüzün dışarıda kalması gerekiyor. | Open Subtitles | بالإضافة أريدكم أن تكونوا خارجًا أنتم الثلاثة |
Siz beni muhtemelen Dışarı atar ya da başka birşey yapardınız. | TED | ربما كنتم ستطردونني خارجًا أو شيئا كهذا. |
Ağırlık çalışmak için kulübeden Dışarı çıktığımda, avlunun ortasında durup gökyüzünü seyrettiğini fark ettiğim yaşlı bir beyefendi gördüm. | TED | كُنت خارجًا للتو من صالة الألعاب الرياضية لمحت رجلا مسنا محترما كنت أعرفه يقف في وسط الفناء كان ينظر إلى السماء. |
O gece bahşişlerimi çaldığı için onu dışarıya attım. | Open Subtitles | كان علي ركل مؤخرته خارجًا تلك الليلة لسرقة البقشيش الخاص بي |