"خداعه" - Traduction Arabe en Turc

• kandırmaya
• kandırmak
• oyuna
• aldatıcı
• kandırılmış
• Blöfünü
• kandırılamaz

Kız, kimi kandırmaya çalışıyorsun?
ايته المرأة , من تحاولين خداعه ؟ يالي

kandırmaya çalışırsak alarm çalar.
و لو حاولنا خداعه ، سينطلق جرس الإنذار

Onu kandırmak için duyular dışı algılama yeteneğimin olduğunu veya objeleri zihin gücümle oynatabildiğimi söyleyip, bana biraz daha ilgi göstermesini umardım.
أتذكر أني حاولت خداعه و أظهر له أن لدي بعض القدرات الخاصة أو تحريك الأشياء عن بعد لأدفعه للإهتمام بي أكثر

Neyi sevdiğini bilir. Onu kandırmak çok zordur.
، هو يعرف ما يحب و من الصعب جداًُ خداعه

Kral'a tavsiyem şu: kimseye fazla güvenmesin yoksa oyuna gelebilir.
لذلك نصيحتي للملك أخي ألا يثق كثيراً بأي رجل لكي لا يتم خداعه

Bölük'ün öğrenmek üzere olduğu gibi görünüş aldatıcı olabilir.
حسنا المظاهر خداعه كما ستكتشفون ذلك الان ايتها الجمهره الثانيه

Sadece opetatörler kandırılmadı her şeyin yolunda olduğuna aynı zamanda herhangi bir otomatikleştirilmiş koruyucu mantığı kandırılmış oluyor.
ليس المشغلِون فقط هم من تم خداعهم بأن كل شئ كان علي ما يرام لكن أيضاً أي نوع من الحماية التلقائية تم خداعه

Blöfünü görüp suratına şaplağı indirmeliyim.
كان يجب على ان اصفعه بنفسى فقط لاكشف خداعه

- Benim kandırdığımı söyleyerek sen kandırmaya çalışıyorsun.
-بل أنتِ من تحاولين خداعه بإتهامك لي بأنني أحاول خداعه

Kimi kandırmaya çalışıyorsun?
أقصد , ما الذي تحاولين خداعه ؟

O bu şekilde çalışıyor. Daha önce kandırmaya çalıştım ve bedelini ödetti.
حاولتُ خداعه من قبل وجعلني أدفع الثمن.

Ve uykuna geri dön. Onu kandırmaya uğraşmak için tasalanma.
وعُد للنوم ولا تحاول خداعه

Onu kandırmaya çalışmıyorum.
لست أحاول خداعه

Burada kandırmaya çalıştığımız kişi sen değilsin.
لست من نحاول خداعه هنا.

Onu kandıramazsın, Jane onu kandırmak istemiyorum acının ve yalnızlığın... ben olmadığını... anlamasını istedim.
لايمكنكِ خداعه . جين لاأريد خداعه

Kaderle savaşmak aptallıktır, ama onu kandırmak için kışkırtılıyorum.
من الحماقة تحدي القدر، ولكني سأجرّب خداعه!

Büyük Ekonomik Durgunluk'ta neredeyse beş milyon insan evlerini kaybetti ve hatta çoğumuz, ulaşmak istediğimiz mesafeler konusunda kendimize geldik -- ya da çoğu yağmacılık durumunda, oyuna geldik -- ve bu, o işi sürdürmek içindi.
لقد فقد 5 ملايين شخص منازلهم في فترة الكساد الكبير، وأدرك أكثر من ذلك العدد حول مدى رغبته للقيام بذلك-- أو قد تم خداعه للقيام بذلك في حالات جشعة عديدة -- للتمسك بذلك العمل.

- oyuna getirildik Shawn - Hayır sen oyuna getirildin
(لقد تم خداعك، (شـون - لا، أنت من تم خداعه -

Görünüş aldatıcı olabilir.
المظاهر قد تكون خداعه

Görünüş aldatıcı olabilir.
.يبدو أنه يمكن خداعه

DEA tarafından hali hazırda kandırılmış bir fedaisin.
والذي تم خداعه من طرف (إدارة مكافحة المخدرات).

Bond 'un Blöfünü görmesi için restini görmesi gerekiyor.
عليه أن يدخل بكل ما لديه ليساوى خداعه.

Ölüm hepimiz için geliyor ve onu kandırılamaz.
الموتُ آتٍ لنا جميعاً ولا يمكن خداعه.