Şu anda girmek istediğin evin gerçekte benim evim olmadığını hiç düşündün mü? | Open Subtitles | هل خطر في بالك أن المنزل الذي تريد أن تقصده الآن ليس منزلي أنا؟ |
Hayır, hiç bombacının seninle oyun oynadığını düşündün mü? | Open Subtitles | كلا، هل خطر في بالك من أن المفجر يقوم بلعب لعبة معك؟ |
Denetimi onaylamanın bir riski yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي خطر في الحصول على الموافقة للمراقبة |
En kısa sürede yüzüme oturmazsan fazlaca bir tehlike yok. | Open Subtitles | لا يوجد خطر في هذا مالم تنحني أحترام لي قريباً |
Eve geldim, koşu bandı üzerinde çalıştım ve birden Aklıma geldi. | Open Subtitles | وصلـت للبيـت ، ركضـت على جهـاز المشي وفجـأة خطر في بالي |
Seni herhangi bir şekilde tehlikeye atıyor olsaydım bunu yapmazdım. | Open Subtitles | إذا أنا كنت أضعك في خطر في أية حال أنت يمكن أن تكون متأكّد بإنّني لا يخذلك. |
Annenin sana söylediği yalana onun da göz yumduğu aklına geldi mi? | Open Subtitles | هل خطر في بالك أنه لربما تواطأ في الكذبة التي أخبرتكِ بها؟ |
Avcının sen olabileceğini hiç düşündün mü Duke? | Open Subtitles | هل خطر في بالك أنك ربما تكون الصياد يا دوك ؟ |
Bunun onların tercihi olabileceğini hiç düşündün mü? | Open Subtitles | -هل خطر في بالك من قبل أنّه قد يكون اختيارهم؟ |
Hiç böyle düşündün mü? | Open Subtitles | هل سبق أن خطر في بالك شيء كهذا؟ |
Bu malzemenin ayrışması şeklinde bir riski var, bir yangın riski, berbat hastalık yayıcıları olan, sıçanların bunu yayması riski. | Open Subtitles | هناك خطر في شكل التحلل لهذه المادة ، خطر الحريق ، و خطر أن تنشره الجرذان ، |
İzlenmeye karşı takıntılı olmanın bir riski vardır. | Open Subtitles | "هنالك خطر في كونك" "مهوس جداً بأن تكون مراقب" |
En kısa sürede yüzüme oturmazsan fazlaca bir tehlike yok. | Open Subtitles | لا يوجد خطر في هذا مالم تنحني أحترام لي قريباً |
Ve belki, sorunun içinde, psikolojik açıdan ayrı şahsi veya varoluşsal bir tehlike... | Open Subtitles | وربما بها خطر في مستواها الوجودي أو الشخصي أو النفسي. |
Burada bir tehlike olduğunu düşünebilirsiniz. | TED | لذلك قد تفكرون أن هناك خطر في هذا. |
Bu yüzden tek Aklıma gelen şöyle demekti: "Dinleyin. Size bir hikaye anlatayım. | TED | و الشئ الوحيد الذي خطر في بالي لأقوله، " اسمعوا. دعوني أخبركم بقصة. |
Birdenbire Aklıma benimle sevişmeyi hiç denemediğin geldi. | Open Subtitles | فقط خطر في بالي أنك لم تحاول أن تقيم علاقة معي |
Düşük maaş alıyor, hayatlarımızı her gün tehlikeye atıyoruz. | Open Subtitles | أعرف بأّننا نضع حياتنا في خطر في كل يوم بسبب عدم كفاية الأجور |
O zamandan beri sana ve kardeşine yardım etmek için defalarca hayatını tehlikeye atmasını izledim. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين كان بجب أن أتابعها وهي تضع حياتها في خطر في سبيل مساعدتك ومساعدة أخيك |
Seni içki almak için kullanmakta olduğu aklına geldi mi? | Open Subtitles | وانها لاتريد قضيبك بالتأكيد اعتقد ذلك واول شيء خطر في بالي فقط اسمعني |
Sağ ol. O toplantıya gerçekten katılmak isteyebileceğim hiç aklına geldi mi? | Open Subtitles | هل خطر في بالك فعلاً أنّي أودّ الذهاب حقاً إلى الإجتماع؟ |