Halkayı kırdığım ve seni vaktinden önce uyandırdığım için özür dilerim... ama hepimizin büyük bir tehlike altında olduğundan endişeliyim. | Open Subtitles | أعتذر عن ايقاظك و عدم احترامي للنظام لكني اخشي اننا كلنا في خطر محدق |
Eğer bu fırtınaya hazırlanmazsanız, hepiniz çok büyük bir tehlike içine gireceksiniz. | Open Subtitles | اذا لم تتجهزي لهذه العاصفة فستكونون جميعا في خطر محدق |
Alfa yeteneğinin gelişmesini sağladı ve bu da seni ve ekibi tehlikeye soktu. | Open Subtitles | انها تعظم من قدره الالفا لديه مما يضعك انت والفريق فى خطر محدق. |
Mektupları bir yabancıya verecek olmak, beni ve arkadaşlarımı çok büyük bir tehlikeye sokuyordu. | Open Subtitles | إعطاء خطاباتي لشخص غريب وضعني ومجموعتي في خطر محدق. |
İkiniz de sakinleşir misiniz? Tamam mı, ben herhangi bir tehlikede değilim. | Open Subtitles | أولاَ تهدئوا . حسناً ، لم أكن في خطر محدق |
Ciddi bir tehlikede olan bir bebeğim olduğundan bahsetmiş miydim? | Open Subtitles | .. هل ذكرتُ أن لدي طفل رضيع في خطر محدق ؟ |
O, gördüğü herkesin gizli bir tehdit altında olduğunu biliyor. | Open Subtitles | إكتشف أن كل شخص يراه كان تحت خطر محدق لا مرئي |
Bu işe dahil olursa kızınız daha büyük bir tehlike içine girebilir. | Open Subtitles | ،إن كانت متورطة بهذا ربما تكون ابنتكم في خطر محدق |
Yani büyük bir tehlike olmadıkça içeri girmezler. | Open Subtitles | لذا فما لم يكن هناك تهديد أو خطر محدق فلن يدخلوا. |
Bilesin diye söylüyorum, aradığım kız çok büyük tehlike altında. | Open Subtitles | كي تعلمي فقط, هذه الفتاة التي أبحث عنها, في خطر محدق. |
Majeste, hayati tehlike içindesiniz. | Open Subtitles | يا صاحب الجلالة, أنت في خطر محدق. |
Ama bu casus burada olduğunu... öğrenirse hayatın tehlikeye girer. | Open Subtitles | ولكن , دارتانيان , إذا كان هذا الجاسوس اكتشف انك هنا حياتك يمكن أن تكون في خطر محدق |
Seni çok büyük tehlikeye attım seninle bir daha konuşmayarak ve çekip giderek buna son vermeliyim. | Open Subtitles | ، لقد وضعتك في خطر محدق و يجب أن أنهي الأمر بالإبتعاد و عدم التحدث معك ثانية |
Baba çıldırıp ailesini katlediyor ve yakındaki akrabaları tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | الأب ينفجر و يقضي على الجميع ذلك يضع أي من الأقارب في خطر محدق |
Herkesi hayatını tehlikeye atıyorsun ki böylece büyük Nate Ford gelip günü kurtarabilir. | Open Subtitles | وضعت الجميع في خطر محدق حتي يتمكن نايثان العظيم من انقاذ اليوم |
Dinleyin, Bayan Harper, eğer Aubrey hala bu çocukla takılıyorsa, tehlikede olabilir. | Open Subtitles | مع هذا الشاب، فمن الممكن أن تكون في خطر محدق |
Onun yerine onları çalmaya başladı. Bu da çocuğun çok daha büyük bir tehlikede olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | بدأت تخطفهم عوض ذلك ما يعني أنّ ذلك الطفل في خطر محدق |
Karın büyük tehlikede. Gelmezsen ölecek. | Open Subtitles | زوجتك في خطر محدق ستموت إن لم تأت |
Bir kızın kaçmasıyla Carrie muhtemelen aşırı tehlikede. | Open Subtitles | بهروب فتاة, فـ" كارى " على الاغلب فى خطر محدق |
Yani, komşularının açık bir tehdit olabileceğine dair insanları uyarmanın bir suç olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | إذاً ، فأنت تقول أن تحذير الناس بأنهم ربما يعيشون بجانب... خطر محدق ، يعد جريمة ؟ ... |
Büyük tehlikedeler dede ve bize ihtiyaçları var | Open Subtitles | إنهم في خطر محدق ويحتاجون إلينا |