Ortağın gizli göreve girip Sevgilisi gibi davranmak istiyor. | Open Subtitles | شريكتك تود أن تذهب متخفية تتظاهر بأنها خليلته |
Muhtemelen yas tutuyordur. Sevgilisi daha yeni öldü. | Open Subtitles | إنه على الأرجح في حالة حداد على خليلته المتوفية للتو |
Eğer kız arkadaşını korumak istiyorsa bence onu rahat bırakmalısın. | Open Subtitles | إن كان يشعر بأنه يحمي خليلته عليك ترك الأمر وشأنه |
Altı ay önce Kız arkadaşı tarafından terk edilince ailesiyle bağını koparmış. | Open Subtitles | لقد قطع الإتصالات مع والديه بعد أن هجرته خليلته قبل 6 أشهر |
Baksana ne yaptığımızı ağabeyine de söylesek aslında. sevgilisini araştırıyoruz sonuçta. | Open Subtitles | ربّما علينا إبلاغ أخيكِ بما نفعل فنحن نحقّق في شأن خليلته |
Ev sahibine göre sevgilisiyle taşınacakmış. | Open Subtitles | طبقاً لكلام صاحبة العقار وسينتقل إليها برفقة خليلته |
Sonra da sevgilisinin müşteri bilgileri sayesinde kurban profili oluşturuyor. | Open Subtitles | ومن ثمّ يستخدم أبحاث خليلته لبناء لمحات شخصيّة عن الضحايا. سجلّ جنائي حافل. |
Ve bir hafta önce ondan ayrılmaya çalıştığında Tessa onu kız arkadaşına söylemekle tehdit etmiş. | Open Subtitles | وأنّ عندما حاول الإنفصال عنها قبل أسبوع، لقد هدّدت بالذهاب لإخبار خليلته. |
Sevgilisi ondan ayrılmış ve onu geri kazanmak için yanına uçuyor. | Open Subtitles | خليلته انفصلت عنه و هو يقوم بالسفر إليها لإسترجاعها |
Sevgilisi ondan ayrılmış ve onu geri kazanmak için yanına uçuyor. | Open Subtitles | خليلته انفصلت عنه و هو يقوم بالسفر إليها لإسترجاعها |
Bu adam ve Sevgilisi ilaçla bayıltıldı ve adam sabah kalktığında sırtında çizikler gördü ama buna rağmen polisin yardım etmesini istemiyor? | Open Subtitles | يتم تخدير ذاك الشاب و خليلته و يجد آثار سياط على ظهره لكنه لا يريد مساعدة الشرطة؟ |
Sonuçta eleman eski kız arkadaşını görmeye gidiyor. | Open Subtitles | هيا إن ذلك الشاب سيذهب هناك لمقابلة خليلته الإضافية ولكن لاتقلقي |
Yeni kız arkadaşını yemeğe davet ettiğine eminim. | Open Subtitles | أنا واثقة جدًا أنّه دعا خليلته الجديدة للعشاء |
Ama gerçek bir romantik, yine de kız arkadaşını öpmek isterdi. | Open Subtitles | لكن الرومانسيّ الحقيقيّ سيظل يريد تقبيل خليلته |
Onu yarı ölü vaziyette, Kız arkadaşı için zırıldarken bırakmazdım dedi. | Open Subtitles | قال أنه لن يتركهم هناك نصف أموات ينتحبون من أجل خليلته |
Kız arkadaşı da arabadaymış, orada ölmüş. | Open Subtitles | خليلته كانت برفقته بالسيّارة وماتت في الحال |
Bir aydır sevgilisini göremeyen restoran değil! | Open Subtitles | ليس المطعم هو الذي لم يرَ خليلته منذ شهر |
İki hafta önce onu terk eden sevgilisiyle ayrı eve mi çıkıyormuş? | Open Subtitles | كان ينتقل إلى الشقة برفقة خليلته التي هجرته منذ أسبوعين ماضيين؟ |
Kurban ve sevgilisinin 88,32 dolar bulunan bir banka hesapları var. | Open Subtitles | وكان لدى الضحيّة حساب مع خليلته بمجموع 88،32 دولار بداخله |
Biri arabasını çalıp, ...kız arkadaşına çarptı ve arabayı yerine mi koydu? | Open Subtitles | أسرق أحد ما سيارته و صادف أن دهس خليلته ثم أعاد السيارة لمكانها؟ |
Bu deponun onun eski kız arkadaşının isteği olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد حجز ذلك المخزن بناءً على طلب خليلته السابقة. |
Yeni kız arkadaşıyla birlikte ki o da ilk karısı oluyor. | Open Subtitles | , مع خليلته الجديدة . . و التي صادف أنها زوجته الأولى |
Ben onun kız arkadaşıyım ve bu özel bir şey, değil mi? | Open Subtitles | فأنا خليلته, وهذا شيءٌ مميّز, صحيح؟ |
Şunu dinleyin. Amcam Leo kız arkadaşından benim gazımla ayrılacak. | Open Subtitles | إسمع هذا، لقد إنفصل عمّي (ليو) عن خليلته بسبب البرنامج |
Hayır. Kral'ın zaten bir Kraliçe'si var. Onun metresi olmayı planlıyor. | Open Subtitles | لا، فلديه ملكة بالفعل إنها تخطط لتصبح خليلته |
Eski sevgilisine yaptıklarını öğrendikten sonra onun tamamen reddettim. | Open Subtitles | بعد أن أكتشفت ما الذي فعله مع خليلته السابقة رفضت ان يربطني أي شيء معه |
Tek yol Leo amcamın sevgilisinden.., ...ayrılıp evine dönmesi. | Open Subtitles | السبيل الوحيد هو إنفصال (ليو) عن خليلته وينتقل بعد ذلك إلى الشقّة مجدداً وبعدها سيعودان إلى "فلوريدا" |
Sen onun kız arkadaşısın. | Open Subtitles | اسمعي، أنت خليلته. |