Detaylara girmek istemiyorum ama, oldukça büyük bir proje. | Open Subtitles | لا أريد خوض التفاصيل الآن لكنّه رائع جداً |
Bir kez savaşa girmek bana yetti majesteleri. | Open Subtitles | خوض قتال واحد كان كافيًا بالنسبة لي يا سيدي |
Her şey tekrar mı yaşamak istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد خوض كل هذا مرة أخرى؟ كل هذا مرة أخرى؟ |
Bunu tekrar yaşamak istemiyorum, ama pek de iyi gitmedi. | Open Subtitles | أنا لا أريد خوض هذا مرة ثانية لكن الأمور لم تسر على مايرام |
Buradaki fark, biriyle yüzeysel bir havadan sudan konuşma yapmak ile gerçek, derinden bağlı ve göz teması olan bir şekilde sohbet etmek arasındaki fark. | TED | إنها تشبه الفرق بين خوض دردشة صغيرة سطحية مع أحدهم ونقاش أصيل مترابط بعمق وجهًا لوجه. |
Bunu yapmak istemiyorum. Ne istediğimi biliyorum. | Open Subtitles | لا أريد خوض غمارٍ كهذا، بل أعرف تماماً ما أريده. |
İleride bu işin içine girmeyi düşünüyorum. Sanırım bu yüzden, ya da psikopati yüzünden. | Open Subtitles | أفكّر في خوض هذا إما هذا أو الطب النفسيّ، ربّما |
Bu konuşmayı sürdürmek istemiyorum. Ben yanlış bir şey yapmadım. | Open Subtitles | أنا لا أريد خوض هذا الحديث أنا لم أفعل شيء خاطئ |
Ama şimdi karar vermek zorundasınız çünkü bir teklif savaşına girmek istemiyorlar. | Open Subtitles | ـ لكن عليكِ التقرير الآن لأنهم لا يريدون خوض حرب المزايدة. |
Detaylara girmek istemiyorum ama sorumlu olduğunu düşündüğüm kişinin peşindeyim. | Open Subtitles | لا أريد خوض التفاصيل لكنني أبحث عن شخص أعتقد أنه المسؤول |
Suçla Savaş ile savaşa girmek için senden daha deli olmamız lazım. | Open Subtitles | خوض حرب ضد وحدة مكافحة الجريمة يتطلب أن نكون أجن منك. |
Şu an kocamın kaldıramayacağı tek şey, bir savaşa girmek. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لايريدهُ زوجي، هو خوض حرب.. لأنهُ لو دخل بحربٍ معك، فسيوضح ذلك للعامة |
Seninkiler MCATs sınavına girmek istememe dönemine hiç girdiler mi? | Open Subtitles | هل مرّ أولادك بمرحلة عدم الرغبة في خوض اختبارات التأهيل للمجال الطبي؟ |
Bu işin sonunu biliyorum. Bunu tekrar yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | أعلم إلى أين يقود هذا ولا أريد خوض هذا مجدّداً |
Bunları yaşamak zorunda kaldığın için çok üzgünüm. Bunu telafi edeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | آسفة أنّك أُجبرت على خوض هذا وسوف أعوّضك عن ذلك، اتفقنا؟ |
Arkadaşınız ömre bedel bir deneyim yaşamak üzere. | Open Subtitles | صديقتكِ على وشك خوض تجربة ستغيّر حياتها |
Bunları yaşamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليك خوض هذا أتعلمين ذلك ؟ |
Senle ben numaradan öpüşeceğiz-- gerçekten Serena'yla bu konuşmayı yapmak istiyor musun? | Open Subtitles | هل تريد خوض هذه المحادثة حقاً مع سيرينا؟ |
Seninle bu sohbeti yapmak için çok uzun zaman bekledim, ahbap. | Open Subtitles | انتظرتُ طويلًا خوض هذه المحادثة معكَ يا صاح. |
Baban gelmeden bunu yapmak istemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | حسناً, أنا أعني, أنت لاتريدين خوض هذا بدونه, أليس كذلك؟ |
Hayır, kazanamayacağım savaşlara girmeyi bıraktım ben. | Open Subtitles | لقد إكتفيتُ من خوض معاركَ أعلمُ بأني سأخسرها. |
Taylor, seninle her sene bu konuşmayı yapmaktan yoruldum. | Open Subtitles | تايلور, أنا سئمت من خوض هذه المحادثة معك كل سنة |
Bu savaşı yapamazdı, ve hiç bir harita evi işaret etmiyordu. | TED | لم يستطع خوض هذه الحرب، ولا خرائط ترشده إلى المنزل. |
Aynı şeyleri bir daha yaşayamam. Üzgünüm. | Open Subtitles | لا أستطيع خوض غمار تلك التجربة مجددًا عذرًا |