Insanlar şeytan gibidir, Barış ise bir seçenek değil. | Open Subtitles | البشر مُتَوحِّشون. السلام ليس خياراً متاحاً. |
Bence "Hayır demek" gibi bir seçenek yok. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد بأن الرفض خياراً متاحاً لهم |
Baelor Septi artık bir seçenek olmadığına göre taht odasında bir tören düzenlenebilir. | Open Subtitles | حيث أن المكان المقدّس ماعاد خياراً متاحاً ربما إحتفالية في قاعة العرش؟ |
- Artık öyle bir seçenek yok tatlım. | Open Subtitles | هذا ليس خياراً متاحاً يا عزيزي |
Böyle bir seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | هذا ليس خياراً متاحاً. لدينا 27ساعةً |
Francis'i yüzüstü bırakmak bir seçenek değil. | Open Subtitles | خذلان فرانسس ليس خياراً متاحاً. |
Birkaç yıl sonra... düzenli bir hayat benim için tam olarak bir seçenek değildi. | Open Subtitles | حسناً، بعد سنتين لم تكن الحياة الطبيعية خياراً متاحاً أمامي، لذا... |
Bu yüzden SODRA bizim için bir seçenek değil. | Open Subtitles | و ذلك هو السبب في إنّ (سودرا) ليس خياراً متاحاً |
Jones'un yeri senin için bir seçenek değil. | Open Subtitles | مركز (جونز) ليس خياراً متاحاً لكِ |
Bu bir seçenek değil. | Open Subtitles | -هذا ليس خياراً متاحاً |
- Başarısızlık bir seçenek değil. | Open Subtitles | -الفشل ليس خياراً متاحاً . |
Gözden geçirmek gibi bir seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | {\pos(195,230)} أعادة التفكير ليس خياراً متاحاً |
- Öyle bir seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | -هذا ليس خياراً متاحاً |