Vücutların ve düş görünüşün o kadar çok üzerinde duruyoruz ki içimizde bu kadar çok acı çekmemize şaşmamak lazım. | TED | مع الكثير من التركيز على الجسم والشكل الخارجي، لا نستغرب أننا نعاني كثيرا في داخلنا. |
Kıskanıyoruz, kötü insanlar olduğumuzdan değil, ama içimizde kilitlenmiş bir sanatçı olduğundan. | TED | نغار، ليس لأننا أشرار، لكن لأننا نملك فنانون صغار محبسوين داخلنا. |
İçimizde yatan şey asla gerçekten sömürülemez, alınamaz veya çarpıtılamaz. | TED | ما يكمن في داخلنا لا يمكن أبدا أن تكون مستعمرة حقا، ملتوية، أو اتخذت بعيدا. |
Biliyorsunuz biyoteknoloji şirketleri bizim içimize girip genlerimize küçük bayraklarını dikiyorlar. | TED | أنتم تعرفون أن شركات التكنلوجيا الحيوية هي في الحقيقة تجري في داخلنا وتزرع علاماتها الصغيرة على جيناتنا |
Bu küçük robot bir şekilde içimizdeki o derin sosyal duyguya dokunmayı başarıyordu. Ve bu şekilde robotlarla iletişim kurmanın yepyeni bir yolu vaad ediliyordu. | TED | هذا الروبوت استطاع بطريقة ما ان يصل الي شيء ما اجتماعي عميقا داخلنا و مع ذلك الوعد بطريقة جديدة كليا بامكاننا ان نتفاعل مع الروبوتات |
Fakat bizler, nihayetinde o canavarların ötede durmadıklarını, içimizde yaşadıklarını fark ettik. | TED | ولكن في النهاية، اكتشفنا أن الوحوش لا تقبع هناك بل هي توجد في داخلنا. |
İkinci sır ise, cevapları aslında her birimizin içimizde barındırması, veri bağışı yapmak, biyolojik örneklerimizi ve nihayetinde kendimizi. | TED | و السر الثاني: هو أن الإجابات كامنة داخلنا بالتبرع بمعلوماتنا بعيناتنا الحيوية و في النهاية بأنفسنا شخصياً |
Çünkü, içimizde de bir Evren var, hepimizin yapi tasi aslinda yildizlar. | Open Subtitles | لأن الكون أيضا في داخلنا. نحن مصنوعين من مادة النجوم. |
Tüm evrimsel tarihimiz, milyarlarca uyuyan gen içimizde depolanmış halde. | Open Subtitles | لدينا الكثير من الملايين من الجينيات الساكنة داخلنا ,التطور القديم الكامل |
Şimdi bizi biz yapan ve bizden önce giden hayatların anısına içelim ki onlar içimizde yaşasınlar. | Open Subtitles | تشرب الآن في ذكرى ما كنا وحياة أولئك الذين ذهبوا قبلنا سوف يعيش في داخلنا. |
Bizim de türümüz yok olur mu? Yoksa içimizde yaşayan hayat ateşi, yaşamakta ısrar mı eder? | Open Subtitles | أو إذا هذه النار لمعيشة الحياة داخلنا قصد إستمرار، من يقرّر؟ |
Şeytan sadece içimizde var olan bir şey. | Open Subtitles | و لكنه ليس كذلك انها فقط حالة انسانية في داخلنا جميعا |
Diyor ki "İçimizde olan, dışımızda olanı yaratacaktır." | Open Subtitles | إنه يقول بأن ما يحدث داخلنا هو الذي يخلق ما يحدث خارجنا. |
Böylece içimizde en iyiye ulaşabiliriz. | Open Subtitles | لذا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَجِدَه، أفضل داخلنا |
Milyonlarca organizma bizim üzerimizde beslenirler içimizde ürerler. | Open Subtitles | تتغذى علينا ملايين وملايين الكائنات الحية، حرفياً، وتتكاثر داخلنا. |
Kadim büyücüler, bağlama büyülerini içimizde yanan güçleri dizginleyebilmek için yaratmışlardır. | Open Subtitles | سحرة منذ عهد بعيد خلقت العزائم الملزمة كطريقة لتوجيه الطاقات القويّة تحترق داخلنا |
"Önümüzde olanlar ve ardımızda kalanlar, "içimizde olanlarla kıyaslayınca önemsiz kalırlar." | Open Subtitles | ما يكمن في ماضينا ومستقبلنا" "لا يقارن بما يكمن في داخلنا |
Bu zor günlerde yalnız dua etmek sana yol göstermez. İçimize yönelip kalbimizden güç almalıyız. | Open Subtitles | الصلاة وحدها لن ترشدنا بهذه الأيام العصيبة لابد وأن ننظر داخلنا ونستمد القوة من عزيمة قلوبنا |
Bizi tanırsın Brits, her şeyi içimize atarız. | Open Subtitles | انت تعرفينا نحن معشر البريطانيين نحتفظ بمشاعرنا داخلنا |
İlk adım içimizdeki nefreti tanımaktan geçiyor. | TED | الخطوة الأولى هي بدء اعتراف بالكراهية الموجوجة في داخلنا. |
Maalesef, içimizdeki küçük sanatçı sanatın baskıcıları ile savaşamadan boğuluyor. | TED | للأسف، الفنانين الصغار داخلنا خنقوا للموت قبل أن نستطيع أن نحارب ضد طغاة الفن. |