"دربه" - Traduction Arabe en Turc

• yoluna
• yolundan
• eğiten

Ona karşı iyi olana karşı oldukça iyi davranır ama yoluna çıkan olursa, hiç şansı yok onu yok eder.
فهو السخي مع أولئك الذين يستلطفونه. ولكن اذا كان أي شخص يعبر دربه, وقال انه سيدمر لهم في أي وقت من الأوقات.

En nihayetinde her birimizin çocuğu kendi yoluna gidecek ve bu süreç miras edindikleri genler ile, yaşamları boyu edinecekleri tecrübe ile, bizlerle -aileleriyle- ilişkisinden etkileniyor.
في النهاية، كل طفل من أطفالنا سيسير في دربه الخاص، وذلك يتحدد جُزئيا بالجينات التي يرثونها وبالطبع جميع الخبرات التي يكتسبونها خلال حياتهم، بما في ذلك تفاعلهم معنا، والديهم.

Ve yoluna çıkanın vay haline.
ويل لجميع أولئك الذين يعبرون دربه

Kendi yolundan gitmiş ve krallık savaş, kargaşa ve yıkımın pençesine düşmüş
و انتهج دربه الخاص، وسقطت المملكة بسبب الحروب والفوضى والخراب

- Demeye çalıştığım belki de Bosco'nun işini yapmasına izin verip yolundan çekilmeliyiz.
-أنا فقط أرى بأنه ربما يجدر بنا ترك (بوسكو) يؤدي عمله ونبتعد عن دربه إنه شرطي بارع

Bunu beni eğiten adamdan aldım. O da kendisini eğitenden almış.
اخذته من الرجل الذي دربني وهو اخذه من الرجل الذي دربه

eğiten de bendim ve kesinlikle geri getiren de ben olacağım.
أنا من دربه , وبالتأكيد أنا من سوف يعيده

Sadece, "Evet, efendim" de ve yoluna çıkma.
قل فقط حضر سيدي وإبتعد دربه

Babam, bizi terkettiğini söylemeden çok önce yanına ağabeyim Gregory'yi de alarak kendi yoluna gitmişti.
"سلك والدي دربه الخاصّ قبلما يتوصلا لاتفاق وأخذ معه شقيقي الأكبر (غريغوري)."

Herkes kendi yoluna?
كلّ رجل في دربه ؟

- Hayır, demek istediğim Chris'in kendi yolundan gitmesine müsaade etmelisin.
سأرحب بالأمر مع قليل من الشك (لا، لا، لا، قصدي هو ان تدع (كريس يجد دربه بنفسه

Esas kötü haber, onu eğiten LeMarc'mış.
الخبر الأسوء ان "لى مارك" هو الذى دربه

Onu eğiten bendim.
وأنا الوحيد الذي دربه