"دلالة على" - Traduction Arabe en Turc

    • belirtisi
        
    • işareti
        
    • iz
        
    • işaret
        
    • işaretidir
        
    Teklifimi zayıflık belirtisi olarak algılamış olabilirsin onun için sana iyice anlatayım. Open Subtitles ربما فهمتى أن عرضى دلالة على ضعف لذا دعينى أوضح الأمر تماماً
    Böylesine osuruk kokusu bir şeyin belirtisi olmalı. İçeride bir şeyler bozulmuş olmalı. Open Subtitles إطلاق رائحة كريهة هي دلالة على شيئ خطير يحدث في الداخل
    Güzel popolara bakmanın hastalık belirtisi olduğunu düşündünüz. Open Subtitles و ترين أن التمتع بالمؤخرات الجميلة دلالة على مرض؟
    Harap olmuş kale bu kaçınılmaz değişimin işareti değil mi? Open Subtitles هل القلاع المحطمة دلالة على التغيرات القادمة ؟
    Tam teslimiyet. İyi bir yalancının işareti. Open Subtitles التزام مئة بالمئة دلالة على المهارة بالكذب
    Sıradan bir ceset değildi. Üzerinde hiçbir iz yoktu. Open Subtitles لم يكن جسماً عـادياً لم يكن هنـاك دلالة على ذلك
    Dahası, ötücü kuşun tüyleri de müziği işaret eden şeylerden biri. Open Subtitles بلإضافة إلى أن ريش الطائر المُغرد هي دلالة على الموسيقى من ناحية أخرى
    Temiz bir masa hasta bir ruhun işaretidir. Open Subtitles المكتب النظيف دلالة على عقل مريض
    O olsaydı, tüberöz skleroz testinde sarkom belirtisi görürdük. Open Subtitles كنا لنرى دلالة على ذلك عندما كشفنا عن التصلب التدرني
    Menenjit belirtisi yok, t hücresi sayısı iyi... Open Subtitles لا دلالة على إلتهاب السحايا وفحص خلاياكِ جيد
    Hep, kafama attığın şaplakları sevgi belirtisi olarak düşündüm. Open Subtitles لقد ظننت دائما أن صفعات الرأس كانت دلالة على العاطفة.
    Karaciğer sorunları çölyağın bir belirtisi olabilir. Open Subtitles مشاكل الكبد قد تكون دلالة على المشاكل الهضمية
    Ancak, hiçbir pişmanlık belirtisi yok. Bence sessizliği bize çok şey anlatıyor. Open Subtitles ومع ذلك لا تظهر أيّ ندم، وأعتقد أنّ صمتها خير دلالة على ذلك.
    Durumu kötüleşiyor ama feokromositoma belirtisi yok. Open Subtitles حالتها تسوء، ولا دلالة على ورم القواتم
    Kalp hastalığı belirtisi yok. Open Subtitles حسناً، ليس هناك دلالة على وجود مرض قلبي
    Bugüne kadar dezenfekte işareti yoktu ama. Open Subtitles مع ذلك,لم تكن هناك أي دلالة على التعقيم حتى اليوم
    Bu olacakların bir işareti yalnızca. TED انها مجرد دلالة على أشياء مقبلة.
    Vericisinin bulunmuş olmasına ya da foyasının ortaya çıkmış olduğuna dair hiçbir iz yok. Open Subtitles لا توجد دلالة على أن جهاز إستقباله قد وُجد أو أن هويته تم التعرف عليها
    Bilmiyorum. Telefonunu kontrol ettim. Buluşması olacağına dair bir işaret yok. Open Subtitles لا أعرف، فقد تحققتُ من هاتفه، ولمْ يكن هُناك أيّ دلالة على وُجود لقاء.
    Bu, Alimlerle usta-sanatkâr gruplarının sahip oldukları; beraberce dünyayı ele geçirebilirlermiş şeklindeki hayret verici hırslarının bir işaretidir. Open Subtitles ،إنها دلالة على طموح رائع أنّ مجموعات من العلماء والحرفيين بوسعها - إن جاز التعبير

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus