"دلك" - Traduction Arabe en Turc

• bunu

Bu yüzden onların hayatına girme arzusu oluşabiliyor, fakat gerçek olan şu ki, bunu asla yapamayız çünkü biz farklıyız.
كان يريد ان يكون جزء من عالمها لكن دلك مستحيل لكوننا مختلفين عنهم

Ama tahminim Timmy bunu, o karanlık yere, hapise giderse, hayatının nasıl olabileceğini ona hatırlattığı için yapıyordu.
لكن هو فعل دلك, ليتدكر دوما ان اي انحراف نحو المجهول, ستكون هده النتيجة

bunu her kim yapıyorsa, sadece çocukların kalplerini yiyordu.
ثم أدركوا من يفعل دلك لنهو فقط يأكلون قلوب الأطفال

bunu biliyorum.
أعلم دلك واعتقد انني كسبت في عدة مناسبات بواسطة:

bunu ben de biliyorum, ama aynı zamanda keder ve öfke birleşiminin yapmaman gerektiğini bildiğin şeyleri yapmana neden olmasını da anlıyorum.
أعلم دلك لكني أفهم أيضاً طبيعة هده التركيبة من الحزن والغضب قدتقودللقيامبأشياء.. تعلم لا يجب فعلها ..

Çünkü bunu bir obje sağladığında bedelinin ne olacağını kimse bilemiyor.
لأن حين تقوم قطعة أثرية بالأمر أقصد من يعلم ما هو ثمن دلك ؟

Sekiz haftalık zoraki tatilim var ve bunu ailem bilmiyor.
لدي ثمانية أسابيع إجازة مدفوعة الاجر و عائلتي لا تعرف دلك

Ama bunu yaparsam başka bir gazete...
لكن ان فعلت دلك ، بعض الاوراق الاخرى قد تفعل ..

bunu Bay Kimmel'e söylesen iyi olur. İçi rahatlar.
يمكنك أخبار دلك للسيد كيميل يجب أن يرتاج

Anlıyorum. İşte bu yüzden, bunu almanı istiyorum.
فهمت دلك ولهدا السبب يجد ان تأخديها

Benim bütün hayatım karman çorman ve ben bunu seviyorum.
حياتي عبارة عن فوضى و انا احب دلك

Her ikisi de birbirinden kötü ve sanırım sen bunu zaten biliyorsun.
الإثنين سيئين, وأشك بأنك تعرف دلك

Ama bunu yaparsam başka bir gazete...
لكن ان فعلت دلك ، بعض الاوراق الاخرى قد...

bunu sormaman gerektiğini okumuştum.
لقد قرأت أنه ليس من حقكم سأل دلك السؤال

Önce bir makyajını tazele, ondan sonra bunu tekrar deneyelim.
لنغسل وجهنا اولا وبعد دلك يمكن ان نجرب ان نفعل هدا . - باني

Git de babanı çağır. bunu o yapsın.
إدهبي واحظري والدك عليه ان يفعل دلك

Her an bunu hatırlamadığımı mı sanıyorsun?
اتظن انني لا اتدكر دلك كل ثانية

bunu yapmak istemiyorum.
لا, أريد فعل دلك

bunu haketmiştin.
انت تستحقين دلك.

Tamam, bunu hatırlamayacağım.
أنا لن أتدكر دلك