| Tek Kanıtın 12 yaşındayken gördüğün doğum lekesi. | Open Subtitles | دليلك الوحيد هو الوحمة التي رايتها عندما كان عمرك 12 عاما |
| Ve o görüşmedeki tek Kanıtın da geçersiz. | Open Subtitles | و إساندك دليلك لذلك الإجتماع غير مقبول |
| - Bir delinin not defteri, ve başka bir adamın sırtından dişlediğin bir kanıt. | Open Subtitles | مذكرة رجل مجنون مع دليلك الذى اخرجته من ظهر الرجل |
| baban aradı sıradaki ipucun buradaymış. | Open Subtitles | لقد أتصل بي والدك وقال أن دليلك الثاني هنا |
| Ghost için tutuklama emri çıkarttırmak istiyorsanız çıkartabilirim ama Thomas Patrick Egan'ın Ghost olduğuna dair Kanıtınız tam olarak nedir acaba? | Open Subtitles | وإذا أردتٍ مذكرة لإعتقال جوست سأوقع واحدة الآن , ولكن ما هو دليلك بالضبط أن توماس باتريك ايجان هو الشبح ؟ |
| Bir gün geri dönüş yolunu bulduğunda bunlar senin rehberin olsun. | Open Subtitles | و في يومٍ ما عندما تجد طريق عودتك دع هذه دليلك |
| Kaldığınız süre boyunca tesisteki rehberiniz ben olacağım. | Open Subtitles | طوال مدة إقامتك وسوف يكون دليلك هنا في المرفق. |
| Bunların herhangi birisi için Kanıtın nerede? | Open Subtitles | اين هو دليلك بالظبط على اي من هذا؟ |
| Bunlar ciddi suçlamalar. Kanıtın nedir ? | Open Subtitles | هذه مزاعم خطيرة ماهو دليلك ؟ |
| Kanıtın nerede, Columbo? | Open Subtitles | اين دليلك ياكولمبو؟ |
| Lanet olası Kanıtın, sağlıklı iştahları mı? | Open Subtitles | دليلك مجرد شهية صحية؟ |
| Ayrıca Kanıtın nerede? | Open Subtitles | أين هو دليلك ؟ ...ــ لم تقم بأي وازع مـــن ! ــ الآن ، أيها المفتـــش |
| - Apaçık ortada. - Kanıtın bu mu? | Open Subtitles | إنه هناك أمامنا - هل هذا دليلك ؟ |
| Danimarka topraklarında CIA tutukluları. İşte size kanıt. | Open Subtitles | سجناء امريكيين على ارض دنماركية وهذا دليلك |
| İyi ama sadece eğer bu dediğin kanıt doğru çıkmazsa bu işin peşini temelli bırakacağına söz verirsen. | Open Subtitles | حسنا , لكن على شرط واحد ان لم يثبت دليلك هذا أي شيئ ستنسي ذاك الموضوع للأبد |
| "İlk ipucun Quahog markette. Sevgiler, Peter." Ne eğlenceli! | Open Subtitles | دليلك الأول في كواهوغ ميني ماركيت" مع حبي ،بيتر. "أوه، كَمْ هذا ممتع |
| Kanıtınız 20 dakika kadar önce ofisime kendi ayaklarıyla geldi. | Open Subtitles | دليلك اتى الى مكتبي منذ 20دقيقه |
| Sesim senin rehberin ve ayrıca gerçeklikle olan tek bağın olacak. | Open Subtitles | صوتي سيكون دليلك. وهو أيضاً صلتك بالواقع. |
| - Bu arkadaş Samir, Beyrut rehberiniz. | Open Subtitles | - أقدم لك السيد سمير، دليلك في بيروت - أوه، جيد |
| John? Yaşam Kanıtını aldın. Şimdi işine bak. | Open Subtitles | جون حصلت على دليلك الآن عد لعملك و أنا سأعزف لك شيئا رومنسيا لك و لجميلتك |
| Verdiğin ipucunun kariyerimdeki en büyük baskına sebep olması umurumda değil. | Open Subtitles | لا اهتم ان كان دليلك قاد الي اكبر عملية قبض في مهنتي |
| - Yani tek ipucunuz bu limuzin mi? | Open Subtitles | إذاً هذه السيارة هي دليلك الوحيد ؟ |
| Bakın, başka zaman olsaydı size rehberlik etmekten memnunluk duyardım. | Open Subtitles | استمع , لو كان وقت اخر لكنت مسروراً ان اكون دليلك |
| Dedektif Dee! Deliliniz de tıpkı o yetkililer gibi alevler içinde kaldı. Mutfağa gidelim. | Open Subtitles | دليلك إشتعل مثل ما هو حال أولئك المسؤولين. |
| Ona yapış ve bırak dostun sana yol göstersin. | Open Subtitles | إبقى معها دعى صديقتك تكون دليلك |
| Eğer çağırıldıysanız, kimseyle kanıtınızı tartışmayın ve sakın yalan söylemeyin. | Open Subtitles | لو تمّ إستدعائك,لا .تمنح دليلك |
| Bir av sırasında sizin rehberliğinizi yapmış. | Open Subtitles | يقول انه كان دليلك بالصيد |