Bunu da batırayım deme. Herifle ilgi tek ipucumuz bu. | Open Subtitles | لا تفسد الأمر، لأنّ هذا هو دليلنا الوحيد لهذا الرجل |
Onu kurtarmana ihtiyacım var Doktor. Şu anda tek ipucumuz o. | Open Subtitles | انا احتاج ان انقذه ايتها الدكتوره حتي الان هو دليلنا الوحيد |
- You're on, Quincie. Hedefimiz, hastane. Joe, sen Rehberimiz olursun, Tamam mı? | Open Subtitles | كويسن إلى المستشفى إذاً ستكون دليلنا السياحي يا جو |
Bir de bunun üstüne hafızamız genelde olanlara dair tek kanıtımız. | TED | وما يزيد الطين بلة، غالباً ماتكون ذاكرتنا هي دليلنا الوحيد لما حدث. |
"Bizi Max'ın katiline götürecek tek ipucu!" Adam ortalıkta! | Open Subtitles | ماذا عن دليلنا الوحيد على قاتل ماكس انه مايزال هناك |
Vortex'le ilgili tek ipucumuzu kaybediyorsunuz ve sonra da annemi öldürmeye çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | و أضعت دليلنا الوحيد لعصابة فورتكس و بعد ذلك تحاول قتل أمي |
Bu telefon tek ipucumuz. Ben dönene kadar kaybetmemeye çalış. | Open Subtitles | هذا الهاتف دليلنا الوحيد حاول ألا تفقده قبل أن أعود |
Hangi kanıt ? Bulduğumuz parmak izi. En iyi ipucumuz gitti. | Open Subtitles | البصمة التى رفعناها ، دليلنا الدامغ إختفى |
Pekâlâ, bu bizim tek ipucumuz. Başka çarem yok. | Open Subtitles | حسنا ، إنه دليلنا الوحيد و علينا التصرف وفقا له |
Katilin kimliğini bulmak için ilk ipucumuz olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون دليلنا الأول الذي يقودنا الى قاتلنا |
Rehberimiz Nadine, bu pilotların bu dağları herkesten daha iyi tanıdığını söylüyor. | Open Subtitles | يقولُ دليلنا "نديم"، يعرفُ الطيارون هذه الجبال أكثر من أيّ شخص آخر. |
Her zamanki tur Rehberimiz birazcık hafıza kaybı yaşıyor... | Open Subtitles | ان دليلنا السياحي يعاني من فقد جزئي للذاكرة |
Tanrı bizim Rehberimiz fakat ticaret bizim can damarımız. | Open Subtitles | الرب هو دليلنا ولكن التجارة هي شريان الحياة لدينا. |
Gerçeği söylemek gerekirse, kanıtımız biraz belirsiz. | Open Subtitles | حسنـًا، لكي أكون صادقة معك دليلنا مبهم بعض الشيء |
...bunlar bizim kanıtımız. | Open Subtitles | " وحبل التمديد المستعمل لقتل " آودري هذا دليلنا |
Resme giriyorsun. Bu bizim kanıtımız. | Open Subtitles | أنت تظهر على الصورة، وهي دليلنا |
Elimizdeki tek ipucu bu ve adam hala kayıp. | Open Subtitles | وذلك هو دليلنا الوحيد ولا يزال مفقوداً |
Adam öldü, Mike. Tek ipucumuzu da kaybettik. Pek sayılmaz. | Open Subtitles | لقد مات مايك و قد خسرنا دليلنا الوحيد |
Varoluşun ilk temellerini atan ve bize rehberlik eden, hayal gücümüzdü. | Open Subtitles | دليلنا الأعمق لكي نبدأ هو التخيل |
Başkanın oğlunun kaçırılışındaki tek umudumuz olarak yanında olacak. | Open Subtitles | معك بإعتباره دليلنا الوحيد لليوم الذي اختطف به ابن الرئيس الأمريكي |
Birincisi, o bizim kanıtımızdı. | Open Subtitles | أولا، ذلك كان دليلنا. و ثانيا، |
Cam kırıklarını al. Bunun, elimizdeki ilk somut kanıt olduğunun farkında mısın acaba? | Open Subtitles | هل تُدركين ان هذا هو دليلنا الأول الملموس ؟ |
Hotch, Montolo elle tutulur tek ipucumuzdu. | Open Subtitles | (هوتش) ، (مونتالو) كان دليلنا الوحيد. |
Dearing'le olan tek bağlantımız bu adam. Ama şuna bir baksana. | Open Subtitles | إنه دليلنا الوحيد إلى (ديرينغ)، لكن إنظر إليه. |
Kılavuzumuz Hristiyan olamaz. | Open Subtitles | دليلنا. لا يمكن أن يكون مسيحيا. |
Güvenilir rehberimizin nesi var? | Open Subtitles | ما الأمر مع دليلنا الموثوق به ؟ |
Şimdi sizden Kanıtlarımıza ve tanık ifadelerimize karşı açık fikirli olmanızı rica edeceğim. | Open Subtitles | سأطلب منكم الان أن تكونوا منفتحي الفكر إلى ما سيظهره دليلنا وشهادنا |