Kanlarını aynı kanser hücrelerinin halısına döktün, şimdi tüm tabağı temizleyebilirsin. | Open Subtitles | تَقطُر دمهم على نفس بساط الخلايا السرطانية، فيمكنك تطهير كامل الطبق. |
Birisi ne kadar severlerse, Kanlarını içip onları öldürmeyi de o kadar isterler. | Open Subtitles | كل ما أحبوا شخص ما، أكثر يشتاقون لقتلهم لإمتصاص دمهم. |
Ona yardım derecen ne olursa olsun o çocukların kanları ellerinden hiç çıkmayacak. | Open Subtitles | بغض النظر عن مدى إنخراطك في مساعدته لن تستطيع إزالة دمهم من يديك |
Mavi kulübenin havarileri bu kehanete karşı gelirse Onların kanları bu tapınağın koridorlarında akacaktır. | Open Subtitles | اذا كانت توابع الصندوق الأزرق تتحدى هذه النبوؤة فسيجري دمهم عبر أرضية المعبد |
Bu ülke son elli yıldır asilerle uğraşıyor. Asilik kanlarında var, inan bana, biliyorum. | Open Subtitles | لقد كان الثوار بهذة البلاد خلال الخمسون عام الماضية فهذا فى دمهم |
İsa der ki, "İnsan eti yemedikçe ve kanını içmedikçe içinde hayat olmaz." | Open Subtitles | الرب يقول اذ لم تاكل لحم البشر وتشرب دمهم انت ليست لديك حياه |
Olağan şüphelilerin bir listesini yapıp,.. ...daha sonra Kanlarını test edelim. | Open Subtitles | بإنشاء قائمة للمشتبه بهم وبعد ذلك نختبر دمهم |
İnsanları kesip Kanlarını süzüyordu. Sonra da hediye paketi gibi paketliyordu. | Open Subtitles | كان يقطّع الناس ويستنزف دمهم ويغلّفهم كأنّه عيد ميلاد لعين |
Kafam biraz karıştı ama hala Kanlarını emecek ve hepsini kuyuya atacakmış gibi geliyor. | Open Subtitles | أنا منبهر ولكن لازلت أشعر أنها سوف تمتص دمهم وتتركهم جميعا في حفره |
Kendi Kanlarını depo ederler ve tekrar enjekte ederler. | Open Subtitles | اذاً هم يخزنون دمهم, ثم يعيدون بالحقن. |
Yapılabilmesi için iki ebeveynin de Kanlarını vermesi gerekiyor. | Open Subtitles | تتطلب من الأبوين أن يعطيانكِ دمهم |
Büyük ihtimalle o Seelie izcileri öldürüp Kanlarını kullanmış... | Open Subtitles | ربما يكون قتل كشافة سيلي واستخدام دمهم |
Olay yerinde kanları olan ajanları buldum. | Open Subtitles | و أنتِ حامل أنا أعرف ذلك لقد وجدتُ العملاء الذين وجد دمهم في مسرح الجريمة |
Anlaşmamızda bu yoktu. kanları senin ellerine bulaştı. | Open Subtitles | هذا ليس جزء من الإتفاق حسناً ، دمهم في عنقك |
Çünkü kendi kanları hemoglobin seviyeleri uzun sure koruyamaz. Doğru. | Open Subtitles | لان دمهم لا يستطيع تحمل الهيموجلوبينِ |
Laboratuvardan biri, hastalıklı kanları sağlıklı örneklerle değiştiriyormuş. | Open Subtitles | في المختبر يقومون بتغيير دمهم المريض |
Gezegendeki insanlar dediğiniz kadar insansa... - ...kanlarında histamin olması lazım. | Open Subtitles | اذا الناس على ذلك الكوكب بشر مثلما قلت لا بد ان لديهم هيستامين في دمهم |
Çok su kaybetmişler, vücut sıcaklıkları düşmüş ve kanlarında da lizerjik aside rastlandı. | Open Subtitles | لقد أصابهم الجفاف و انخفضت درجة حرارتهم و كان في دمهم آثار حمض الليسرجيك. |
Bütün çamur doğumlular katildir. kanlarında var. | Open Subtitles | جميع الكائنات الطينية قتله ذلك يجري في دمهم |
Hoşuma gitmiyor bu. Yemek yemek için insanların kanını satmasından hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا يعجبني ذلك، لا يعجبني أن يبيع الناس دمهم لكسب عيشهم |
Sonra da kanını içtikleri insanlar, yaşlanırlar ve sonra da ölürler. | Open Subtitles | وحينها يكبر الناس الذين شربوا من دمهم ثم يموتون |
Dökülen asla Onların kanı olmuyor, değil mi? | Open Subtitles | انه لم يكن ابدا دمهم الذي يراق رغم ذلك, أليس كذلك؟ |