Kısa sürede, henüz kurulmuş, kırılgan ülkemizin düzenli eyalet milislerine erişimini sağlamak adında İkinci Değişiklik maddesi yazıldı. | TED | وبإيجاز، كُتب التعديل الثاني للدستور لضمان أنّ دولتنا حديثة العهد والهشّة باستطاعتها الوصول إلى ميلشيات حكومية منظّمة. |
Her gün ülkemizin artık geçmişin damgası ile tanımlanmaması gerektiğine inanarak uyanıyorum. | TED | أستيقظ كل يوم وأنا أعتقد أنه يجب عدم تعريف دولتنا بوصمة العار الماضية. |
Önemsedi tabii, hepimiz önemsiyoruz. ülkemizi içten içe yiyor bu. | Open Subtitles | بالطبع لقد كان, جميعنا نهتم بالفساد, إنه يأكل دولتنا حيَّة |
Yani gürültü azaltma teknolojisi olmasaydı, Ülkemiz varolmazdı. | TED | فمن غير تكنولوجيا امتصاص الضوضاء ما كانت دولتنا موجودة |
Ve benim, bu savaş ve mayınlarından ülkenin ne kadar derinden etkilendiğini anlamamı sağladı. | TED | لقد ساعدتني على فهم مقدار ما عانته دولتنا من جراء الألغام الأرضية والحرب. |
Bence baban, ülkemize onurluca hizmet etti ve kızının düğününe katılmayı hak ediyor. | Open Subtitles | أعتقد ان أباك خدم دولتنا بكل صدق ، ويستحق ان يحضر زواج أبنته |
Her zaman Bölüm'ün iyi olduğunu ve ülkeyi koruduğunu söylerdin. | Open Subtitles | لطالما قلت أننا كنا نفعل الخير في الشعبة نحمي دولتنا |
Bugün, ülkemizin her bölgesine,her şehrine her köyüne haberciler yolladım. | Open Subtitles | اليوم, أرسلت رُسل الى كل أرجاء دولتنا... لكل مدينة,لكل قرية... |
Aslında, bu akşam buraya, ülkemizin baskı altında bulunduğu gerçek meseleleri konuşmak için gelmiştim. | Open Subtitles | لقد أتيت هنا لأناقش المشاكل الحقيقية التى تضغط على دولتنا |
Büyük ülkemizin defalarca tehdit edilmesine izin verdik, hem de bu küçük, uygarlıktan uzak, yamalı bohça çetelerce. | Open Subtitles | مرة اخرى سمحنا الى دولتنا لان تهدد من قبل بعض العصابات القبلية |
6.000 santifrüj döndürme iyi bir siyasi manevra ama ülkemizin batmasına da sebebiyet veriyor. | Open Subtitles | إدارة ستة اَلاف جهاز لفصل المواد أمر جيد لمناورة سياسية لكنها تساعد على أفلاس دولتنا |
Ve 2. Dünya savaşında sonra ülkemizi bağlamak için daha fazla duble yol inşa etmedik; eyaletler arasında yeni otoban sistemini kurduk. | TED | ولربط دولتنا بعد الحرب العالمية الثانية, لم ننشئ المزيد من الطرق السريعة المزدوجه بنينا نظام خطوط سريعة بين الولايات. |
Elbette hatırlanan; İngilizlerin kaybettiği ve bizim kazandığımız ve böylece ülkemizi ortaya çıkaran büyük zaferdir. | TED | كل ماتبقى هو ذكرى الانتصار العظيم على البريطانيين و ولادة دولتنا |
ülkemizi değiştirmenin sırrı gelecek neslin sınırsız potansiyelini arttırma, onu destekleme ve onları ülkemizi değiştirme konusunda zorlamada yatmaktadır. | TED | يقع سر تغيير دولتنا في تعزيز ودعم الإمكانية اللامحدودة للجيل القادم وتحديهم لتغيير دولتنا. |
Ülkemiz, her zaman olduğu gibi bugün de, bireysel özgürlükler kalesi ve sınırsız fırsatlar ülkesi olmaya devam etmeli. | Open Subtitles | يجب أن تظل دولتنا كما كانت دائماً قلعة المبادرة الفردية أرض الفرص غير المحدودة للجميع |
Ülkemiz paramparça oldu ve ben de Fransızlarla savaşmak için Vietnam'a gönderildim. | Open Subtitles | دولتنا قد قسمت وانا قد ارسلت الى فتنام لقتال الفرنسيين |
Ve taşlar yerine oturduğunda Ülkemiz en iyi olanı yapacak. | Open Subtitles | وعندما تحين الامور وعندها ستتخذ دولتنا القرارات الافضل لنا |
Bugün, Roma istilasından bu yana, bu ülkenin başına gelmiş en ağır krizle yüzyüzeyiz. | Open Subtitles | إن دولتنا تواجه اليوم أخطر التحديات على الاطلاق منذ الغزو الروماني |
Şafakla beraber Macaristan'ın meşru Hükümetini devirmek üzere Sovyet Ordusu ülkemize karşı saldırıya geçmiştir. | Open Subtitles | مع مطلع الفجر، هاجمت القوات السوفيتية دولتنا وذلك للإطاحة بالحكومة الديموقراطية الهنغارية الشرعية |
Kölelik iblisi ülkeyi parçalıyor. Karşı çıkmalıyız. | Open Subtitles | خطر الإسترقاق يمزّق دولتنا أشلاءً. |
Aramızdaki herkes prensesin ülke yönetimi için en iyi seçenek olduğunu düşünmüyor. | Open Subtitles | لسنا جميعا متأكدين أن الأميرة ميا هي الشخص المناسب لحكم دولتنا العظيمة |
Her mağdur ulus ve belki kendi ulusumuz, hastamız olur. | TED | وكل دولة في حالة عوّز .. او ربما في دولتنا تصبح مسئوليتنا نحن |
Hapisteki her dört kişiden biri, her dört insandan birisi Amerikalı ve ülkede hapsedilmiş durumda. | TED | واحد من أربعة أشخاص، واحد من أربعة من البشر في السجن أمريكيين، مسجونين في دولتنا. |
Dürüst olmak gerekirse, zaten epeydir kendi ülkemizde yaşıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | و إذا صدقنا القول، ألم نكن نحن دولتنا لوقت طويل؟ |
Anadolu ve Rumeli arasında bölünmüş devletimizi bütünleştirip büyük bir imparatorluk yapmak için Halil Paşa. | Open Subtitles | أنها من أجل توحيد دولتنا المنقسمة فى "روملى"و"الأناضول"معا.. نبنى إمبراطورية ضخمة |
Bizim siyasi istikbalimiz devletimize hizmettedir. | Open Subtitles | طموحنا الشخصي هو من أجل خدمة دولتنا |